17
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Fethullah Gülen’in Nurettin Veren’in iddialarına cevap vermesi lazım (2)


Nurettin Veren’in iddiaları ile ilgili olarak, kendi adının da geçmesi sebebiyle Hüseyin Gülerce’ye aşağıdaki mektubu yolladım.

“Dün Kenthaber’deki sütunumda Nurettin Veren’in açıklamalarını okuduğunuzu zannediyorum. Bu açıklamaların doğru olmadığı söyleniyor ise, başta Fettullah Gülen Hocaefendi’nin açıklaması olmak üzere, adı geçen kişilerin, Nurettin Veren’in iddialarına cevap vermeleri, hatta “canlı yayında yüzleşme” talebine evet demeleri lazım.

Tekrar edeyim, Hoca’nın teşviki ile yurt dışında açılmış olan eğitim kurumlarının her yerde, her mekanda, her ahval ve şartta savunucusuyum. Ancak iki konuda (Hoca ve sizler her ne kadar böyle bir şey yok diyorsanız da) devlet içinde kadrolaşmaması ve hatta yurt içinde Fatih Üniversitesi ve üniversiteye hazırlık kursları hariç, özellikle yatılı hiç bir eğitim faaliyetinde bulunmaması lazım. Tavrım açık ve net. Sonunda işlerin nereye geldiğini görüyorsunuz. Bunları da size samimi bir dost olarak söylüyorum.

Bugüne kadar ben şahsen Hocaefendi’nin taraftarlarından bir tek kere rahatsız oldum. O da, yeni TCK çıkarılırken, milletvekilleri üzerinde bitmez tükenmez, tekrar edici, bıktırıcı baskıları oldu.

Bu arada dün akşam Nurettin Veren’in röportaj bandını yayınlayan Ulusal Kanal’a bomba ihbarı yapılması, ihbarı yapanların (söylendiğine göre) bombayı güya neden koyduklarını söylemesi fevkalade kınanacak bir şey. Başta Hocaefendi olmak üzere bütün dostlarınmıza hakiki ve samimi bir dost olarak selamlarımı yolluyorum.

Bu arada benim soru önergesi vermeme sebep olan gazete haberi de herhalde Hoca’nın iddialarına karşı vurulmuş en büyük darbeydi.Gazetenin Başyazarı yazdığı yazının başlığında “Fethullah Gülen’in istikbaratı kuvvetlidir” diyerek Gülen’i ya dış istikbaratlardan faydalanan ya da yurt içinde istikbarat örgütü olan bir insan durumuna soktu.....”

****

Sayın Hüseyin Gülerce bana, Nurettin Veren’in görüşlerinin doğru olmadığını, aşırı sinirli bir hareket tarzı içinde olduğunu, esas ana faaliyetlerinin eğitim faaliyetleri çerçevesinde kaldığını söyledi.

Bir gazetenin başyazarının “Fethullah Gülen’in istihbaratı sağlamdır” başlığını atmasının ve Gülen’in “kan gövdeyi götürecek” açıklamalarının manasının ne olduğunu sorduğumda da; “haklısın, doğru olmadı” dedi.

Nurettin Veren bugün beni tekrar aradı. Kendisinin amacının Cemaatin açılmasında öncülük ettiği okulları yıpratmak olmadığını, Gülen hareketinin ilk başta başladığı şekilde, sadece eğitim (özellikle yurtdışı) faaliyetlerine dönük olması gerektiğini, bu faaliyet dışındaki her türlü idari ve siyasi faaliyeti tasvip etmediğini, Fethullah Gülen’in katiyen devlet içinde bir teşkilatlanmaya gitmemesi gerektiğini, mücadelesinin de bu çerçevede kaldığını söyledi.

Kendisinden gelecek daha detaylı bir açıklama olursa onu da yayınlayacağım.

****

Bu arada konuyu yazılarımdan takip eden bir okuyucudan aşağıdaki e-maili aldım:

“Yazılarınızı beğenerek okuyorum. Nurettin Veren ile ilgili yazınızı okudum. İnanın bütün bu soruların cevabını şu anda buluyorum. Hatta, buldukça yeni şeylerin de olduğunu farketmeye başladım. Nasıl ve nereden diyeceksiniz? Belki de cevabım çok komik gelecek ama benimle beraber bir çok arkadaşın kanaatini yazıyorum. STV’deki Şubat Soğuğu dizisi. Evet yanlış duymadınız bir dizi ama bütün sorularınız her bir yeni bölümde cevabını buluyor,,.”

Bu diziyi hiç seyretmemiş olduğum için Şubat Soğuğu nedir diye merak ettim. Samanyolu TV’nin internet sitesinde Şubat Soğuğu anlatılıyor. Hakikaten çok ama çok entresan.

Şimdi size Şubat Soğuğu dizisinin, dizinin tanıtımını yapan sitede yer alan ilk sekiz bölümünün özetini veriyorum.

Şimdi lütfen bana e-mail yollayan dostumuzun tavsiyesine uyarak, Şubat Soğuğu dizisinin özetini okuyun. Sonra da acaba dizide adı geçen, "Komiser Yardımcısı Tarık, M.Aziz, Tahir Mutlu, Organize Suçlar Şefi Şevket” kimleri temsil ediyor, “Cemiyet” kimdir bir düşünün.

İşte dizinin özeti:

“Biz bahar ülkesinin çocuklarıyız…

Bahar Ülkesi’nin, hiçbir baharı yaşamamış çocukları...

Hep, bir gün bahar gelecek diye ümitle bekleriz...

Hele bir de ufukta Mart göründü mü, ümidimiz heyecana döner; ve “Bu sefer tamam” deriz...

Ama kucaklamak için ellerimizi açtığımızda illa ki soğuk bir rüzgar eser; yüzlerdeki gülümsemeyi, sevincin gözyaşlarını, damardaki kanı donduran soğuk bir rüzgar...

Bu, yerini bahara bırakmak istemeyen Şubat’ın son hamlesidir...

Bu, Şubat Soğuğu’dur...

Bu Bahar Ülkesi’nin hikayesidir... Bir tarafta, eriyip giden kışla beraber elindekileri kaybetmek istemeyen acımasız bir adam; bir tarafta, ülkesine bahar çiçekleri serpmek için çırpınan kararlı bir yürek; ve tam ortada, Şubat Soğuğu’na ailesini kurban vermiş intikam peşinde bir komiser yardımcısı...

***

Komiser yardımcısı Tarık, 11 yaşındayken, bütün ailesi gözlerinin önünde kurşuna dizilmiş... Sebebi, gazeteci olan babasının Cemiyet diye bilinen bir menfaat grubunu deşifre etmesi... O gece kıl payı ölümden dönen Tarık, ailesinin intikamını almak için yemin eder... Bu cinayeti işleyen adamı sadece arkadan görmüş olsa da, onu nerede arayacağını çok iyi bilmektedir...

Aradan 14 yıl geçer… Tarık, Organize Suçlar’da komiser yardımcısı olur ve kimsenin uğraşmaya cesaret edemediği Cemiyet’le ilgili önemli sonuçlara ulaşır. Bu yüzden tehdit edilir, sevdiklerini kaybeder, en yakınındakilerin ihanetine uğrar; ama yine de vazgeçmez... 11 yaşında hayatına giren o adamın ve Cemiyet’in sonunu getirmeden de vazgeçmeyecektir...

***

Aradan geçen 14 yıl Tarık’ın aradığı adam, yani M.Aziz, Cemiyet’in başkanlığına gelmiştir... Görevi ise, bazı sermaye, medya, bürokrasi mensupları ve karanlık güçlerle işbirliği yaparak, kurdukları bu kirli yapının devamını sağlamak ve kendisi gibi olanların gizli iktidarını korumak...

M.Aziz ve Cemiyet’in karşısındaki en önemli tehdit ise, bu ülke için idealleri olan, yurtseverlik paydasında buluşan bütün kişi, kurum ve gruplardır. Bir gün düşman olarak gördükleri kişi, kültürel hassasiyetleriyle öne çıkan biridir; bir başka gün ise kirli işlerin farkında olan vatansever bir sosyal demokrat... Konjonktür neye ve kime saldırmayı gerektiriyorsa, kim bu karanlık yapının şifresini çözmek üzereyse, düşman odur... İzlenecek yol ise, ya tehdit ederek, kişilik ve özgürlük haklarına saldırarak, iftira atarak sindirmek ya da düşmanı ortadan kaldırmaktır!

***

Bu yolda M.Aziz’in düşman olarak seçtiği isimlerden biri de Tahir Mutlu olur. Fedakar bir tarih öğretmeni ve ülke çapında tanınan bir kitap yazarı olan Tahir Mutlu, son derece saygın, adı hiçbir kirli işe bulaşmamış, insanların değer verdiği bir isimdir.. Söz konusu karanlık yapının işine gelmeyen fikirleri açık yüreklilikle dile getiren, gazetelerde yazı yazan Tahir Bey’in hatırı sayılır derecede okuru ve seveni vardır… M.Aziz, gerçek anlamda bir kanaat önderi olan bu cesur adamın uğraşmaya değecek, vurunca ses getirecek biri olduğunu zaten çok iyi bilmektedir...

Çünkü Tahir Mutlu, M.Aziz’in okul yıllarından sıra arkadaşıdır...

Bir gün M.Aziz, bizzat devreye girer ve Tahir Mutlu’ya can alıcı bir teklif götürür: Kendileriyle işbirliği yapıp, diğer vatanseverler aleyhine çalışma teklifi! Ve o gün anlaşılır ki, bu iki eski dost, yan yana değil, karşı karşıya mücadele edeceklerdir...

O günden sonra kirli ve derin bir süreç başlar... Tahir Beyi sindirmeye çalışırlar, Şantajlar, soruşturmalar, hapisler ve cinayetlerle dolu bu zorlu süreçte Tahir Mutlu her şeye rağmen dimdik ayakta duracaktır...

***

Bu mücadele sırasında, eskiden beri tanışan Tahir Bey’le Tarık’ın yolları elbette sık sık kesişecektir... Çünkü bu iki gözü kara adam, aynı kirli cepheye karşı savaş vermektedir; arkalarında onları destekleyen milyonlarca vatanseverle beraber...

8.Bölüm

Bu ülke için çalıştığını iddia edip, menfaatleri için ülkeyi kana bulayanlarla, vatanı ve milleti uğruna canını ortaya koyan vatanseverlerin mücadelesini anlatan Şubat Soğuğu adlı dizinin 8. bölüm konusu kısaca şöyle: Cemiyet, ülkeyi kendi istekleri doğrultusunda dönüştürmek isterken, karşısında toplumun çeşitli kesimlerini bulur. Tahir Hocanın irticai örgüt elemanı damgası yiyerek mahkemeye çıkarılan, mahalle esnafını kurtarması Cemiyet’i iyice kızdırır. Karanlık oyunlarına hız veren Cemiyet ve Cemiyet’in başındaki isim Mehmet Aziz Tarman, elindeki medya gücünü de kullanarak, halkı kamplara bölecek yeni bir plana imza atar. Bu sırada Cemiyet’in peşini bırakmayan ve organize suçlardaki komiser yardımcısı Tarık ve amiri Şevket, Hayat Ağacı Derneği’ni ve Cemiyet’i tanıyan ilginç bir isme ulaşır. Bundan sonraki adım, Tarık’ı Nilüferle ilgili sarsıcı gerçeklere ulaştırır."

*****

İddialı bir dizi. Acaba diziyi yazan (senaristin kim olduğu özellikle belirtilmemiş!) yazdıklarına inanarak mı yazıyor, yoksa başka versiyonları da var mı?

Yapımcı Ahmet Gül ve Yönetmen Gürsel Ateş Beylerin açıklamaları da gelirse yayınlarız.

*****

Bu arada, Şubat Soğuğu ile Fethullah Gülen’in geçenlerde gazetelerde çıkan beyanlarını yan yana okuyunca ne düşünüyorsunuz?

*****

Nurettin Veren’in açıklamalarına Kenthaber’de yer vermemin ardından, bir çok mail aldım. Bunlardan biri de, Yasin Kesen’den. Kesen, Nurettin Veren’in internet sitesi ile ilgili olan iddialarına aşağıdaki açıklamayı gönderdi.

"Bugün Nurettin Veren’in ağzından dile getirdiğiniz iddialarda ismim geçiyor ve yanlış bilgiler bulunuyor.

nurettinveren.org adresi Ankara’da bulunan Kaynak A.Ş adlı şirket tarafından alınmıştır ve bu sitenin yayını yine Kaynak A.Ş tarafından durdurulmuştur.

Kaynak A.Ş aynı zamanda AK Partinin web sitesini hazırlayan şirkettir.

Nurettinveren.com, net, org gibi diğer adresler iddia edildiği gibi benim tarafımdan değil, Dünya Telekom, neygoren@hotmail.com adresine sahip kişi tarafından alınmıştır.

Hiçbir web sitesinin şifresini çalmam, birilerine dağıtmam, gizli işler çevirmem sözkonusu değildir."

Ben de kendisine aşağıdaki cevabı gönderdim. Ve bu mesajıma henüz cevap alamadım.

Benim bu sütunda yayınladığım karşılıklı iddiaların benimle alakası olmadığını, özellikle ilk yazıda belirttiğimi, Nurettin Veren’e ait sitelerin Nurettin Veren haricinde bir kişi tarafından satın alınmasının Nurettin Veren’in iddialarına kuvvet kazandırdığını söyledim.


Yayın Tarihi : 26 Kasım 2004 Cuma 00:58:38


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
YUSUF ALPKAN IP: 85.102.76.xxx Tarih : 28.11.2005 22:39:53
SAYIN ŞİRİN SİZLER BU KÖŞEDE BİR NEVİ KALEMŞÖRLÜK YAPIYORSUNUZ. SAYIN VEREN SÖYLEYECEKLERİNİ SÖYLEDİ YAYINLADI VE YAYIMLANDI.O DA SİZDE BİLİYORSUNUZ Kİ SAYIN GÜLEN BU TARZ MESELELERDE HAKLI OLARAK POLEMİĞE GİRMEZ.ÇÜNKÜ DÜNÜN VE BUGÜNÜN NE OLDUĞU BELLİ OLMAYAN MATRUŞKASININ YANINA SIĞINMIŞ BİR KİŞİNİN SÖZLERİNE BEN ŞAHSEN İTİBAR ETMEM SİZDE ETMEMELİSİNİZ. SAYIN GÜLENİ GÖRMÜŞ VE YANINDA BULUNMUŞ OLDUĞUNUZU DAHA ÖNCELERİ BELİRTTİNİZ. SAYIN GÜLENİN KENDİSİNE KÜFÜR ETTİĞİNİ SÖYLÜYOR VE YANINDAKİLERİ FALAKAYA YATIRABİLECEĞİNE SİZLER İNANABİLİYORMUSUNUZ.LÜTFEN EL İNSAF ALLAH HERKESE AKIL FİKİR VE HİDAYET VERSİN.

erkan artor IP: 81.213.100.xxx Tarih : 21.03.2005 04:01:39
Kendim bir yorum yapmak yerine Zaman Gazetesinde Abdullah Aymaz Bey'in yazısından bir paragrafı dikkatlere sunmak istedim. Özüyle bir ve bütün olan bir insanın kaçınamayacağı net bir teklif yapılıyor: "Kur’an-ı Kerim’de bir mübâhele meselesi vardır. Hicretin 9. yılında Necran Hıristiyanlarını temsilen 70 kişilik heyet, başlarında dinî ve dünyevî liderleri olarak Medine’ye gelip Efendimiz’le (sas) Hz. İsa (as) hakkında tartışmışlardı. Bunun üzerine “Artık sana bu ilim geldikten sonra, kim seninle İsa hakkında tartışmaya girerse de ki: ‘Haydi gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, hanımlarımızı ve hanımlarınızı ve bizzat kendimizi ve kendinizi çağırıp, sonra da gönülden Allah’a yalvaralım da bu konuda kim yalancı ise Allah’ın lânetinin onların üzerine inmesini dileyelim.’ (Âl-i İmran Sûresi, 61) ayeti indi. İşte mübâhale “Hangi taraf yalancı ise Allah’ın ona lânet etmesini bütün kalbiyle istemek” demektir... Saldırıp iftira ettikleri şahsiyet kaç defa “Eğer biz zararlı şeyler yapıyorsak Allah bizi silip süpürüp götürsün.” mealindeki sözler söyledi ve bunları yazdı. Eğer kendilerinin yalancı ve iftiracı olmadıklarını iddia ediyorlarsa, aynı şekilde kendileri “Eğer biz yalan söyleyip iftira atıyorsak, Allah bizi silip süpürüp götürsün.” veya Allah’ın lâneti üzerlerine olacak şekilde, şart cümlesinin sonunu samimi olarak tamamlasınlar. Bunu yazı ile de söz ile de herkese ilân etsinler. Aynen mağdur, mazlum ve iftiraya uğrayan zatın yaptığı gibi... Evet eğer kendilerine güveniyorlarsa..."

Mustafa sazak IP: 88.229.184.xxx Tarih : 17.12.2006 20:19:45
Merhabalar. Fethullah Gülen gibi kendisini İslam'a, vatana, barışa adamış bir insan hakkında, Nurettin Veren gibi, dediklerinin ne kadar şüpheli, ne kadar dayanaksız olan bir insanın sözlerine kulak asmak bile, O şahıs hakkında "doğru mu acaba?" gibisinden kelimeler kullanmak bile bence çok mantıksız. Her şey apaçık ortada. Peygamber Efendimiz zamanında, O'nun yanında bulunup da iman etmemiş kimselere hayret edersiniz değil mi? Hocaefendi de, Allah'ı anlatan, insanlara iyiliği emredip kötülüğü yasaklayan birisi. İşte, O'nun yanında bulunup, Allah'ı, Peygamber'i duyup da hala onun arkasından "sallamak", gerçekten akla zarar verici. "Alimler, Peygamberlerin varisleridir." Tutsun desin ki, "Fethullah Gülen, alim değildir." Ben de ona, "Mahkeme-i Kübra, boş yere kurulmuş değildir." derim. Selamlar...

hayrettin şahin IP: 85.105.155.xxx Tarih : 13.06.2006 23:36:19
SAYIN ŞİRİN,SİZ OKUMUŞ EĞİTİMLİ AYDIN BİRİSİNİZ?ANLAMAM Kİ BU TÜR KISIR TARTIŞMALARLA NEREYE VARACAKSINIZ?SİZİN AMACINIZ VAR? EĞER SEVGİLİ M.FETHULLAH GÜLEN ZARARLI BİR İŞ YAPMIŞSA T.C'NİN POLİSİ,JANDARMASI ONUN ZATEN YAKASINI BIRAKMAZ.HOCAEFENDİ MİLLETİN GÖNLÜNDE TAHT KURMUŞ BİR İNSANDIR.N.VEREN'İ KİM TANIR?BU ZAT-I ŞAHANE BU KADAR AKILLI İMİŞ KUDRETLİ İMİŞ BUYURSUN KENDİSİ HOCAEFENDİDEN DAHA GÜZEL İŞLER YAPSIN,MİLLET KENDİSİNİ ALKIŞLASIN?(SİZİN ŞAHSINIZDA DAHİL) BU MİLLETİN GELECEĞİ İÇİN BİR ÇİVİ ÇAKTIYSANIZ BEN SİZLERİN AYAĞINIZIN ALTINDA KALDIRIM TAŞI OLMAYA HAZIRIM.HOCAEFENDİNİN YERİNDE BENDE OLSAM BU İDDİALARA CEVAP VERMEZDİM.ÇÜNKÜ CEVP VERDİĞİNİ DEĞMEZ.CEVAP VERİLSE DAHİ N.VEREN NE KADAR İKNA OLACAK.BU MİLLETE VE İNSANLIĞA HİZMET EDEN HERKESTEN ALLAH RAZI OLSUN.YA BİR YOL BULUN,YA BİR YOL AÇIN.HİÇ BİR İŞE YARAMIYORSANIZ ALLAH AŞKINA YOLDAN ÇEKİLİN.SİZ HOCAEFENDİDEN DAHA GÜZEL İŞLER YAPIN BİZ DE SİZİN PEŞİNİZDEN GELELİM.ELEŞTİRMEK KOLAY YAPMAK ZORDUR.AYRICA HOCAEFENDİ YANLIŞ YOLDAYMIŞ BU ZAT-I ŞAHANE ORADAN AYRILMAK İÇİN NEDEN 35 YIL BEKLEMİŞ.LÜTFEN SİZDE VEKİL OLARAK CİDDİ İŞLERLE UĞRAŞIN.

Ali Gurbet IP: 199.43.32.xxx Tarih : 31.05.2007 00:26:39
Adamin biri unlu olmak istemis cami duvarina isemis ve de cok unlu olmus! Emin bey lutfen siz de daha faydali islerle ugrasin. Nurettin Veren'e gelince eger imani varsa ve gercekten bu dediklerine vesile olmussa nicin bunlari boyle uluorta konusarak ahiretteki meyvelerini curutuyor. Bana oyle geliyor ki onun butun derdi bu dunyadaki meyveleri yiyememesi. Anlattiklari seylere bakinca gipta ettim, ahiretteki muhtemel karsiliklarina. Ben boyle seyler yapmis olsam hic konusmaz, daglara cikar kimseye lafini bile etmezdim ki hepsi obur tarafa kalsin. Diger yandan, bu sahis, psikiyatrik sorunlar da gostermekte. Buyuk bir megalomania sorunu var. Kendini cok buyuk gormekle cok kucuk gorme arasinda gidip geliyor. Hirs ve gorunme arzularini da koyarsaniz tam bir klinik vaka oluyor. Ruh ve kalp hastaliklarini beraber gosteriyor. Allah'in Nurettin Veren'e en buyuk cezasi onu kendi kendisiyle yasamak ve buna katlanmak zorunda birakmis olmasi olsa gerek!

meryem IP: 88.227.155.xxx Tarih : 7.06.2007 15:12:29
keşke bu ülkeye gönül vermiş ,faydadan başka hiçbir şey sağlamamış bir insanla uğraşmak yerine daha faydalı bir şey yapsanız.duyduklarımıza değil yapılan faaliyetlere akıyoruz kimi insanlar iş yapar kimileri ise laf yapar iş yapanlarla laf yapanları görüyoruz.GÜNEŞİ BALÇIKLA SIVAYAMAZSINIZ

ahmet keser IP: 88.229.201.xxx Tarih : 3.04.2008 12:18:05

önçelikle biz örgöt kurduk,insanları kandırdık,insanların dini inançından faydalandık diyen birisi kaldıki bu nurettin veren yani fettullah gülenin 35 yıllık dosto yol arkadaşı her faliyetlerinde bulunan birisi ve yaptıklarımdan sorumluyum güvelik güçleri benimle görüşsünler diyosa bunu iyiçe düşünün.fettullah gülen uzun projeler planlayan ve bunlardan faydalanan birisidir.örneğin 10,11 yaşlarında çoçukları özellikle maddi durumu düşük olanları yanlarına alıp okutmak yardım etme adı altında bu çoçukları okutup yetiştirip devletin üst veya güvenlik birimlerine yerleşmelerini sağlarlar ve ondan sonra gülenin talimatları doğrultusunda yönlendirirler.gülenin amaçı t.c.devletini ele geçirip yanlız bunu örtülü bir şekilde yapıp yani bu adamlarına yaptırıp türkiyedeki herşeyi yönetmek istemesidir.ne yazıkki devlet bunları biliyor ama hiç bir şey yapamıyor çünkü onları deşifre edemiyor.onların bambaşka bir dünyaları var. bugün iyi oldugunu söyledikleri şeye yarın hiç tereddüt etmeden kötü diyebiliyorlar ve bunu kendilerinin yorumladıkları bir ayete bağlıyorlar.ben sadeçe nurettin verenin son açıklamalarının doğru olduguna inanıyorum ayrıça eyer din hakkında bir şeyler öğrenmek istiyosanız açın kuranı kerimi okuyun birilerin din adı altında sizden ve çevrenizden faydalanmasına izin vermeyin.ben lise mezunuyum malesef ünüversiteyi okuyamadım ama bende onların dediklerini yapsaydım şu anda devletin üst makamlarında bir yerdeydim buda kısa bir bilği herkese iyi ğünler diliyorum