19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Gülen’in konuşması panik yaratmaya başladı... Türkiye ABD’ye nota vermelidir...

Ilıcaklar’ın Tercümanı’nın önemli gazetecilerinden Serdar Arseven gazetenin orta sayfasının üçte birini kapsayacak bir büyüklükte bir haber yazıyor. Yazının başlığı, “Gülen uyardı Kaboğlu panikledi”

Yazıda bakın neler söylüyor Arseven:

“Azınlık Raporundan dolayı tepki alan Prof. Kaboğlu, Gülen’in “faili meçhul cinayetler olabilir” uyarısı üzerine Türkiye’yi, Avrupa’ya can güvenliğim yok” diye şikayet etti.

Evet.

Tercüman’ın 18 Kasım 2004 tarihli yazısında diyordu ki, Fethullah Gülen Hocaefendi:

“Ülkede işler iyi gitmeye başlayınca bazı servisler hemen harekete geçiyor. Bundan sonra da faili meçhul cinayetler olabilir!.."

Gülen boşa konuşmaz, mutlaka bir bildiği vardır.

Allah muhafaza;

Kimi götürebilirler?..

Mesela.

Ben söylemedim; kendisi şunları dile getirdi:

"Eşim gazetenizi gösterdi; ’Bak, Gülen’in bu uyarısıyla, son gelişmeler paralellik arz ediyor’ dedi. Güvenliğimi düşünmek zorundayım!.."

Bunu söyleyen, İnsan Hakları Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Kaboğlu!..

Azınlık raporundan dolayı büyük tepki alan Kaboğlu, o günlerde, 17 Aralık zirvesine birkaç ay kala Türkiye’yi son derece güç durumda bırakmakla suçlanıyordu.

O Kaboğlu şimdi, eşinin uyarısı üzerine fena halde endişeye kapılıyor.

Ve.

Berlin’e gidiyor, 25-26-27 Kasım 2004 tarihleri arasında gerçekleştirilen Avrupa İnsan Hakları Kurumları toplantısında, Türkiye’yi şikâyet ediyor..”

****

Sayın Fethullah Gülen, yaptığınız açıklamanın arkasından size yaptığımız “şeffaf olun, açık olun, gerekli açıklamaları yapın” çağrısına cevap vermediğiniz için nelere sebep olmaya başladığınızı görüyor musunuz?

Bu mudur amacınız?

Fethullah Hocaefendi’den ısrarla somut sorularıma, somut cevapları bekliyorum. Hala ses yok... Kendisine hatırlatmak isterim, herkül.org sitesine verdiği, kibar görünen ama kızgın, mağduriyet ifadeleri ile dolu soyut açıklamalar, kendi cemaati dışında hiç ama hiçbir şey ifade etmiyor. Somut sorularıma somut cevaplar bekliyorum.

****

Türkiye ABD’ye nota vermeli.

Türkiye gündeminden sorun eksik olmuyor. Bu nedenle sizlerle bu hafta yaptığım basın açıklamalarını ve soru önergelerimi paylaşmak istiyorum.

Önce, bugün verdiğim ABD Büyükelçisi’nin evinde verilecek resepsiyonla ilgili yaptığım basın açıklaması ve aynı konuyla ilgili verdiğim soru önergesi:

“ABD Ortodoks Patrikhane Temsilcileri Ulusal Konseyi, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Eric Edelman’ın onuruna, ABD Ankara Büyükelçisi Edelman’ın rezidansında bir resepsiyon vermek üzere bir davetiye bastırmıştır. Davetiyede, Fener Rum Patriği Bartholomeus, “ekümenik sıfatı” ile tanınmış, ve resepsiyonun Bartholomeus’un himayesinde gerçekleştirileceği ifade edilmiştir.

Basın haberlerinden, Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer’in ’’çok acil’’ ibaresiyle Cumhurbaşkanlığı, TBMM, devlet bakanlıkları ve kamu kuruluşlarına genelge göndererek bürokratlardan resepsiyona katılmamalarını istediği, Dışişleri Bakanlığı’nın bir süre önce ABD Büyükelçiliği’ni konuyla ilgili olarak uyardığı, büyükelçiliğin ise geri adım atmadığı, bunun üzerine yayımlanan genelgeyle üst düzey Dışişleri Bakanlığı bürokratlarından resepsiyona katılmamaları istenildiği öğrenilmiştir.

Yine basın haberlerinden, Ankara’daki ABD Büyükelçilik sözcüsü Josef Pennington’un, Amerika’nın Sesi Radyosu’na konuyu değerlendirdiği, "Biz, Fener Rum Patriğini her zaman için ekümenik olarak kabul ediyoruz. Şimdi de değişen bir şey yok. Resepsiyona isteyen gelir, istemeyen gelmez" dediği öğrenilmiştir.

Buna mukabil Türkiye, Lozan’daki görüşme tutanaklarına istinaden, Patriğin Türkiye’deki Rum Ortodoks cemaatlerinin liderliğinden başka bir sıfatı olmadığı görüşündedir. ABD’nin, Ankara Büyükelçisi Edelman vasıtasıyla ortaya koyduğu tavrı, Lozan’ı tanımamak ve Patriği Türk toprakları üzerinde de “ekümenik” sıfatıyla tanımak tavrıdır.

Hükümetin cılız bir sesle ortaya koyduğu protesto ve sanki utanılacak veya gizlenilecek bir şey varmış gibi “gizli” ibaresiyle yayınladığı genelge ile “kamu görevlileri bu toplantıya gitmesin” demesi edilgen ve zayıf bir tavırdır. Kamu görevlilerinin bu resepsiyona gitmemesi bu vahim durumu ortadan kaldırmaz.

Yapılması gereken derhal ABD’ye resmi bir protesto notası verilmesi, gerek Lozan, gerek Patrik konusundaki hassasiyetlere kesinlikle uyulmasının hatırlatılması, geldiği günden beri tavırları ile maalesef halkı rencide edecek vali görüntüsü veren Büyükelçinin bu davranışlarının devamı halinde kendisinin “istenmeyen şahıs” ilan edileceğinin hatırlatılmasıdır.

Felluce’deki Halepçe’yi aratmayan katliamı hatırlatan, ölenlere “şehit” sıfatını yakıştıran Başbakanımıza bile tahammül gösteremeyen ve kızgınlık ifade eden ABD yönetimi, Türk kamuoyundaki bütün desteğini kendi hataları ile kaybetmektedir.”

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 02.12.2004

Emin ŞİRİN

İstanbul MİLLETVEKİLİ

ABD Ortodoks Patrikhane Temsilcileri Ulusal Konseyi, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Eric Edelman’ın onuruna, ABD Ankara Büyükelçisi Edelman’ın rezidansında bir resepsiyon vermek üzere bir davetiye bastırmıştır. Davetiyede, Fener Rum Patriği Bartholomeus, “ekümenik sıfatı” ile tanınmış, ve resepsiyonun Bartholomeus’un himayesinde gerçekleştirileceği ifade edilmiştir.

Basın haberlerinden, Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer’in ’’çok acil’’ ibaresiyle Cumhurbaşkanlığı, TBMM, devlet bakanlıkları ve kamu kuruluşlarına genelge göndererek bürokratlardan resepsiyona katılmamalarını istediği, Dışişleri Bakanlığı’nın bir süre önce ABD Büyükelçiliği’ni konuyla ilgili olarak uyardığı, büyükelçiliğin ise geri adım atmadığı, bunun üzerine yayımlanan genelgeyle üst düzey Dışişleri Bakanlığı bürokratlarından resepsiyona katılmamaları istenildiği öğrenilmiştir.

Yine basın haberlerinden, Ankara’daki ABD Büyükelçilik sözcüsü Josef Pennington’un, Amerika’nın Sesi Radyosu’na konuyu değerlendirdiği, "Biz, Fener Rum Patriğini her zaman için ekümenik olarak kabul ediyoruz. Şimdi de değişen bir şey yok. Resepsiyona isteyen gelir, istemeyen gelmez" dediği öğrenilmiştir.

Öte yandan, 05.12.2004 tarihinde verdiğim ve İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir Aksu tarafından cevaplandırılmasını istediğim bir soru önergeme verilen cevapta, “Lozan Barış Antlaşması’nın müzakereleri sırasında Patrikhanenin bir Türk kurumu olarak ülkemizde kalması ve Rum Ortodoks vatandaşlarımıza ruhani hizmet vermesi benimsenmiştir” ifadesi yer almış ve Patriğin “ekümenik” olmadığı belirtilmiştir.

Sorular:

1- Edelman’ın kendi rezidansında verilen davette Patrik Bartholomeus’u “ekümenik” sıfatıyla ağırlıyor olması, ABD Büyükelçisi’nin, dolayısıyla ABD’nin Lozan Antlaşması’nı tanımadığı ve Lozan’a aykırı hareket ettiği anlamına gelmez mi?

2- Bu durumda, ABD Büyükelçisi’nin rezidansındaki davete kamu görevlilerinin gitmemesini teminen gizli bir yönetmelik çıkarmak yerine, ABD Hükümetine Büyükelçilerinin nezaketsizliği ve Lozan’ı tanımaz tutumu hakkında bir nota verilmesi gerekmez mi?

3- ABD’nin Patriğin “ekümenik” sıfatını tanıyıp tanımadığı, Lozan’ı nasıl yorumladığı hakkında Dışişleri Bakanlığımızın görüşleri nelerdir?

4- Basında, “Patriğin ekümeniklik sıfatını tanısak ne olur?”, “Ekümeniklik evrensellik manasına gelmektedir. Siyasi değil, tarihsel bir sıfattır; dolayısıyla kulanılmasında bir mahsur yoktur. Ayrıca Lozan’da da patriklikle ilgili hiçbir madde yoktur” yorumları yer almaktadır. Hükümetimizin bu konudaki değerlendirmeleri ve görüşleri nelerdir?

****

01.12.2004 tarihinde yaptığım basın açıklaması ve soru önergemin konusu da Fethullah Gülen’den beklediğim cevaplara ilişkindi.

Önce basın açıklaması:

Sayın Fethullah Gülen’in cevap vermesi gerektiği sorularla ilgili dört yazı yazdım.

Fethullah Gülen Hocaefendi ile ilgili konular şunlardır:

1- Fethullah Gülen, evvela herkül.org sitesinde, sonra da Ilıcaklar’ın Tercümanı’nda, “ Türkiye’de suikast Memlekette ne zaman iyi şeyler olursa, bu gelişmelerden sonra o melun cinayetler tekrar olacaktır. Bundan 8-9 ay evvel bir dostum vasıtasıyla bana, bu tür şeyleri bilen, çok üst seviyelerde vazife görmüş bir insanın, ‘önümüzdeki aylarda Türkiye’de yeniden kan gövdeyi götürecek, seri cinayetler işlenecek’ dediği nakledildi, ‘mesela falan falan tür simalar, bu dönemde Türkiye’de bulunmasalar iyi olur. Çünkü seçilen hedefler onlar da olabilir’ denildi” iddiasında bulunmuştur.

2- Gülen, aynı yazıda, “cemiyyat-ı sırrıyelerden “ bahsetmiş, Türkiye’de, Türkiye’nin düzenini bozan dış kaynaklı gizli örgütlerin varlığını iddia etmiştir.

3- Gülen’in istihbaratının kuvvetli olduğu hem adı geçen başyazarı tarafından örnekler vererek teyid edilmiş, hem de eski Başbakan Bülent Ecevit, Gülen’in Genelkurmay hariç devlette teşkilatlandığını belirtmiştir.

Bunlar çok ciddi iddialardır. Bu iddiaları birer soru önergesiyle İçişleri Bakanlığı’na intikal ettirdim; cevaplarını bekliyorum.

Aynı günlerde, 35 sene Gülen’in civarında bulunmuş Nurettin Veren, ortaya (kendisinin öldürülmek istendiği dahil) somut iddialar atmış, internet sitesinin hack’landiğini söylemiş, bilahare ortaya Gülen’in teşkilatının işbölümü ve yemin metinlerini koymuştur. Bu metinlerin birinde, eğitimle uğraşacak vakıflarda çalışan kişilere “şeriattan ayrılmayacağı” yemininin ettirildiği görülmektedir.

Nurettin Veren’in 35 seneden sonra ortaya çıkmasıyla, cemaat de Nurettin Veren’in karakterini şüphe altında bırakacak bazı somut evrakları ortaya koymuştur. Gülen’e yakın basında da konu tamamen saptırılmak istenerek Veren’in ortaya koyduğu somut iddialardan ziyade, Nurettin Veren’in şahsiyeti meselesi haline getirilmek istenmektedir. Konu, Nurettin Veren’in karakteri değil, konu, Ilıcaklar’ın Tercümanı’nın Fethullah Gülen’in ve Ecevit’in ağzından ortaya koyduğu somut iddiaların ve yine Nurettin Veren’in ortaya koyduğu iddiaların tetkik edilmesi meselesidir.”

Ve soru önergesi:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Aşağıdaki sorumun İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir AKSU tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 30.11.2004

Emin ŞİRİN

İstanbul MİLLETVEKİLİ

28.11.2004 tarihli Dünden Bugüne Tercüman Gazetesi’nde, Murat Çelik’in, Eski Başbakan ve DSP eski Genel Başkanı Sayın Bülent Ecevit ile yaptığı bir röportaj yayınlanmıştır.

Röportajda Murat Çelik’in sorularına Sayın Bülent Ecevit, aşağıdaki cevapları vermiştir:

Murat Çelik: Sayın Ecevit, kısa bir süre önce, Fethullah Gülen’in bir uyarı mesajı gündeme geldi. Gülen, sizin de tanıdığınız, belli alanlarda itibar gösterdiğiniz bir isim. Bu iddialar ciddiye alınmalı mı?

Bülent Ecevit: Belli ki böyle bir takım istihbarat aktarımı vs. oluyor. Ben Fethullahçılık konusunda sadece yurt dışındaki okullarla ilgili olarak destek veriyordum. Benim herhangi bir temasım yok, herhangi bir bilgi aktarmam gibi bir durum da söz konusu olamaz.

Murat Çelik: Elbette... Sorumun zaten sizin şahsınızla bir alakası yok. Sadece, Gülen’in mesajlarıyla ilgili ne düşündüğünüzü öğrenmek istemiştim.

Bülent Ecevit: Sayın Fethullah Gülen’in ciddi bir istihbarat birikimi olduğu belli. Bu açıktan söylenmese de böyleydi. Şimdi açıktan ortaya çıktı. Onun dışında bir bilgim de yok, ilgim de yok. Zaten benim de şu sırada, o toplulukla ilgili herhangi bir istihbaratım, istihbarat olanağım da yok. Ben de sizin gazetenizde okudum Sayın Gülen’in sözlerini.

Murat Çelik: Pekiyi Amerika’da yaşayan Fethullah Gülen’e böyle önemli iddialarda bulunmasını sağlayacak istihbaratın nasıl ulaştığı hakkında bir fikriniz var mı?

Bülent Ecevit: Genelkurmay’ın içinden bilgi verileceğini sanmam. Ama Emniyet ya da farklı bazı kurumlardan olabilir diye düşünüyorum. Sayın Gülen ya da başkalarının, bazı devlet kurumlarında bağlantıları var.

Murat Çelik: Var mı? Yani bu noktayı kesin olarak biliyor musunuz?

Bülent Ecevit: Tabii... Bugünkü hükümet içinde de, Meclis’te de birçok kişi var. Bizim dışımızda her yerde var. Fethullah Gülen ya da başka dini liderler, bazı tarikat veya kanaat önderleriyle ilişkisi olanlar var. Bu bir gerçek.

Soru:

Sayın Bülent Ecevit’in Tercüman Gazetesi’nde yer alan, “Sayın Fethullah Gülen’e Genelkurmay’ın içinden bilgi verileceğini sanmam. Ama Emniyet ya da farklı bazı kurumlardan olabilir diye düşünüyorum. Sayın Gülen ya da başkalarının, bazı devlet kurumlarında bağlantıları var” iddiaları, eski bir Başbakan olduğu da önemle dikkate alınarak tetkik edilecek midir?


Yayın Tarihi : 2 Aralık 2004 Perşembe 15:40:15
Güncelleme :2 Aralık 2004 Perşembe 16:00:57


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ZEKERİYA KAYA IP: 85.99.166.xxx Tarih : 2.03.2007 14:59:13
sayın şirin, bende abdullah bey'e katılıyorum.ben sizi tanımadığım için yorum yapmayacağım. biri hakkında bişey söylemeden önce onu ii tanımak lazımdır.buda benim hayatımın küçük bi düsturudur. sizede tavsiye ederim. saygılar..

murat atsız IP: 88.229.9.xxx Tarih : 5.03.2007 14:46:55
Emin bey tamam bazı şeyleri araştırma ve öğrenme çabasında olmanız güzel şey.Ama bakıyorum ki yazınızda daha sonuç elde etmeden kendi düşüncelerinize göre yorum yapıyorsunuz.Bu da size olan güveni azaltır.Adından bahsettiğiniz şahsiyet sadece Türkiye nin gündeminde değil dünyanın hem de bilim adamlarının hayretle izlediği biridir.Hem ayrıca olan şeylerden bazı sonuçları çıkarmak zor değil.su yatağı boyunca akar.İşte bunun için ülke yararına olan bir insanla uğraşmak yerine ülkenin bir sorununu halletmeye çalışmanız daha doğru olacaktır .Saygılar...

zakir alpyalman IP: 81.214.77.xxx Tarih : 25.02.2007 12:42:14
yorumunuza ve yazınıza katılmıyorum yazdığınız şeyler abartı ve hayal ürünü başta siz böyle bir talep ve cevap isteme hakkına sahip değilsiniz olamazsınızda siz zaten kendi yoluna bakıyorsun o yolda devam et milletvelili olmakla bu hakkı size hiç bir kurum veya kuruluş vermez sizi seçen seçmen zaten ne olduğunuzu anladı gelecek seçimlerde başarılar diliyorum

abdullah bilgic IP: 82.174.231.xxx Tarih : 22.02.2007 13:31:10
sayin :Emin sirin bey Yapmis oldugunuz bazi arastirmalari taktir ediyoruz ,memleketin kalkinmasi icin insanimizin mureffeh hayat yasamasi icin vermis oldugunuz arastirma onergeleri iyi, Fakat bazi asilsiz bilginiz olmadigi hususlarda , memleket yararina faydasi olan ilim ve din adami olan insanimizin okumasi icin gayretleri olan M.Fethullah Gulen hakkinda yapmis oldugunuz elestirilere katilmiyor .O sahsi iyi tanimanizi tavsiye ediyoruz.bu insan dunyanin dort bir yanina okul acilmasi icin insanimizi tesvik etmis ve oralarda Turk insanini tanitmis tek insandir. sizlerde Amerika okulunda yetismis birisi olarak bu gibi asilsiz arastirma onergeleri vermeyiniz lutfen. slm Abdullah Bilgic