17
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Hem hükümet, hem devlet çözülüyor...

Tayyip Erdoğan AİHM’nin türban konusunda aldığı karara kızdı; mahkemenin çifte standardından bahsetti. Geçen Cumartesi günü yaptığı bir konuşmada da YÖK Kanunu konusunda geri adım attıklarını yani, imam-hatip mezunlarının istedikleri her fakülteye girebilmelerinin önünü açacak kanun tasarısından vazgeçtiklerini açıkladı...
İşte size hakiki Tayyip Erdoğan...

İktidarın her türlü nimetinden faydalanan, artık saraylarda yemek yemeye iyice alışan ama “muktedir olamayan” Tayyip Erdoğan...

Bir Başbakan konularına hakim olsa ve problemleri hakikaten halletmek istese ne yapardı anlatayım:

- AİHM’de türban davasını türbanlılar kaybetti ise bu, Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan’ın başlarında bulundukları hükümetlerin tamamen militan laiklik anlayışı çerçevesinde yaptıkları savunmalar sayesinde oldu. Bir Başbakan iyi niyetli ve muktedir olsa, AİHM’ye Hükümetin verdiği savunmayı “militan laiklik” anlayışı yerine “demokratik laiklik” anlayışı çerçevesinde verir ve konu hallolurdu.

Ama, Tayyip Erdoğan bunu yapmaz, yapamaz.

- YÖK Kanunu’nda konuyu tamamen bir gerginlik meselesi haline getirip de sonra geri adım atacağına, Milli Eğitim Komisyonu Başkanı Tayyar Altıkulaç’ın teklif ettiği, bizim de aylardır, hatta senelerdir dile getirdiğimiz şekilde gençlerimizin dinlerini öğrenmeleri için, liselere seçmeli, muhtevası tatminkar din dersi konulur, imam-hatip liselerinden mezunlar sadece ilahiyat fakültesine gidecek şekilde işler tanzim olurdu.

Ama, Tayyip Erdoğan bunu yapmaz, yapamaz.

- Gerginlikten medet uman, Sayın Necdet Sezer’in hakikaten ölçüsü kaçmış başörtü yasağı sayesinde oylarını arttırmaya çalışan Tayyip Erdoğan, başörtüsü meselesini hakikaten halletmek isteseydi Anayasaya doğru dürüst bir laiklik tarifi koyar ve yine aylardır, hatta senelerdir savunduğumuz gibi “kamu hizmeti alanlarda kılık kıyafet ve başörtüsünün serbest olmasını buna mukabil, kamu hizmetini verenlerin kılık kıyafetlerinde, Anayasa ve kanunlara uygun olmak kaydıyla hazırlanmış kılık-kıyafet yönetmeliklerine uymalarını” belirlerdi

Ama, Tayyip Erdoğan bunları yapmaz, yapamaz.

****

Bir başka önemli konu daha Van Valimizin “devirdiği çam”...

Detaya girmeden, sizlerle, kendisine yazdığım mektubu ve bu konuda verdiğim soru önergesini paylaşıyorum.

Özal, “alışırlar, alışırlar” diyordu. Biz de “Kürt halkı” lafına Valimizin ağzından alışıyoruz...

****

Sayın Hikmet TAN

VAN VALİSİ



Muhterem Vali Hikmet Bey,

02.07.2004 tarihinde şahsınızı hedef alan menfur suikast teşebbüsü için geçmiş olsun dileklerimi iletmek isterim. Şahsınızda Van’daki vatandaşlarımız başta olmak üzere bütün Türk Halkına geçmiş olsun.

Hadiseden sonra yaptığınız basın toplantısında “Kürt halkı” tabirini kullanmanızı fevkalade yadırgadım. Herhalde Anayasamızın 66. maddesindeki “Türk Devleti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür” hükmünü bir vali olarak, asgari bizim kadar hassasiyetle takip etmeniz gerekir.

Vatandaşlarımızın kökenleri Boşnak, Balkan, Bulgar, Çingene, Kürt, Arap, Laz, Çerkez gibi hangi kökenden olursa olsun, herhalde bir anayasal vatandaşlık ruhu içinde, “Kürt halkı”ndan da bahsetmeden herkesi kucaklamak, bir valimize daha çok yakışırdı.

Kökeni ne olursa olsun bütün Türk Milleti’ne geçmiş olsun diyorum.

Hürmetlerimle. 05.07.2004

*****

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Abdülkadir AKSU tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 05.07.2004



Emin ŞİRİN

İstanbul MİLLETVEKİLİ

02.07.2004 tarihinde Van’da meydana gelen ve Van Valimizi hedef alan menfur suikast teşebbüsünden sonra Van Valisi Sayın Hikmet Tan, yazılı ve görsel basında yaptığı açıklamada, “Bu teşebbüs bana karşı değil, Van halkına ve Kürt halkına karşıdır” demişti.

Sorular:

1- Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden bir valinin, Anayasanın 66. maddesindeki, “Türk Devleti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür” hükmünden habersiz olması ve Kürt halkı terimini kullanması makul müdür?

2- Van’da meydana gelen olayın bir benzeri Rize’de meydana gelse, Rize Valisi. “Laz halkı”, Hatay’da meydana gelse, “Arap halkı”, Düzce’de meydana gelse, “Çerkez halkı” tabirlerini mi kullanacaklardır?

3- Başta Van Valisi olmak üzere diğer valilere de bu konuda gerekli hatırlatma yapılacak mıdır?


Yayın Tarihi : 5 Temmuz 2004 Pazartesi 12:59:02


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?