22
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Kadir Topbaş’a tavsiyeler...

09.05.2005 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş’a aşağıdaki mektubu yolladım.

Mektubu sizlerle de paylaşmak istiyorum:

"Sayın Başkan,

Bir senelik icraatınızı anlattığınız toplantıdan sonra, Genel Sekreteriniz Sayın Ramazan Evren’e kısa bir not yollamış ve bazı görüşlerimi iletmiştim.

Size, gördüğüm birkaç problemle, bazı kaynak önerilerini iletmek istiyorum.

Önce kaynak önerilerim:

İstanbul’un Türkiye nüfusunun takriben yüzde 15’ine sahip olmakla beraber, Türk ekonomisinin yüzde 50’sinden fazlasını temsil ettiği hepimizin bildiği bir gerçek. Aynı İstanbul 12-13 milyon nüfusu ile 160 milyar doların üzerinde GSMH’ı olan, kişi başına gelirin de basit bir hesapla 13-14 bin doları geçtiği bir “diyar”.

Başında şehremini olarak bulunduğunuz bu “diyar” ayrıca Türkiye’deki akaryakıtın da takriben yüzde 40’ını tüketiyor. 2 dolarlık benzinle dünyanın en pahalı benzini Türkiye’de. 1.60’lık dolarlık mazotla dünyanın en pahalı mazotu da Türkiye’de. Toplanan yüksek vergiler faiz ödemeye gidiyor.

Teklifim şudur:

1- Büyükşehirlerde tüketilen akaryakıttan alınan ÖTV’nin litre başına takriben 10 centinin büyükşehir belediyelerine ayrılması gerekir. Belediyenin kullandırdığı yolla, taşıma araçlarının çevreye verdiği etkilerle zaten hakkaniyet bu paraların belediyeye ayrılmasını icap ettirir. Eğer Büyükşehir belediyeleri olarak bu konuyu Başbakan ve Maliye Bakanına makul bir şekilde anlatırsanız bu kaynağı elde edersiniz.

2- Gaz ve su dağıtım işlerinin özelleştirme zamanı gelmiştir. Bugün İstanbul’un İSKİ’si ve İGDAŞ’ı TÜPRAŞ’tan çok daha fazla para eder vaziyettedir. Merkezi hükümet TÜPRAŞ ve TELEKOM gibi stratejik işletmeleri haraç mezat satmaya çabalarken, İSKİ ve İGDAŞ gibi teşkilatların belediyeye kaynak teşkil edecek şekilde satılmalarının düşünülmemiş olması anlaşılır gibi değildir. Ancak dikkat edilmesi gereken husus, bu satışlar yapılacaksa elde edilecek kaynakların merkezi hazine veya Özelleştirme İdaresi tarafından “yutulmadan” belediyelerin kullanımına tahsis edilebilmesidir.

Başka kaynak önerileri de var ama bu iki önemli teklif, hazırlayacağınız makul projelerle, İstanbul’a kanat takacak kaynağı yaratır.

Gelelim, acizane tavsiyelerime ve bazı tenkitlerime:

- Özellikle bir numaralı problem olarak gördüğünüz “ulaşım” konusunda sadece raylı sistemi düşünüyor olmanızı anlamakta zorluk çekiyorum. Yanlış anlamayın toplu taşımacılığın ve raylı sistemin en büyük savunucularından biriyim. İyi, güzel de sizin verdiğiniz görüntü sadece raylı sistemi düşünen, motorlu taşıt araçlarının trafiğini rahatlatmayı hiç düşünmeyen bir görüntü. Sanki, motorlu taşıt araçlarını kullananları cezalandırmak istermiş gibi bir görüntünüz var. Size yukarıda rakamları verdim. İstanbul kişi başına düşen ortalama senelik geliri 13-14 bin doları geçen bir “diyar”. Burada otomobil de olacak, kamyonet de olacak, kamyon da olacak. Eğer Komünist bir rejim gelmeyecekse bunların miktarı daha da artacak. Bu trafiği rahatlatmak için ne yapıyorsunuz? Hiçbir şey yapmıyorsunuz. Bu konuda projelerinizi duymak istiyoruz. Size bir konuyu da hatırlatayım. Bu kapsamda ele alınması gereken üçüncü köprü konusunda dedikodular (işin kime verileceği) şimdiden iş dünyasında konuşulmaya başladı. Keza, ihale açılmadan, zaten özel otobüs hattı işletmecilerinin almaları gereken otobüsleri belediyenin Mercedes’ten alması da soru işaretleri yaratmıştı…

- Mevcut yolların şose ve asfalt kalitesi de bir facia. Medeni bir şehre katiyen yakışmıyor. Bu konuda ne yapacaksınız?

- Marmara Denizine deşarj edilen ve alt akıntılarla hem Marmara’yı, hem de Karadeniz’i kirleterek rezil eden atık su arıtma tesisleri sadece katı atıkları arıtan; arıtma yapmayan arıtma tesisleri. Bu konuyu ıslah etmek için ne düşünüyorsunuz?

- Sizden ziyade Valiliği alakadar etmekle beraber sizin de siyasi mesuliyetiniz altında olan asayiş konusunda ne yapacaksınız? Büyükşehir belediye hudutlarını il mülki sınırlarına genişleten kanun ile jandarma, yakında İstanbul il hudutları dışına çıkıyor. Buna mukabil, polis mevcudu artmadı, azaldı. Bu konuda ne yapıyorsunuz?

- Ve son bir sorum (şimdilik) kaçak yapıları neden yıkmıyorsunuz? Bu konuda Başbakanımız esiyor, gürlüyor ama icraat sıfır. Özellikle Boğaziçi İmar kapsamında olan ve zenginlerin oturduğu muhitlerdeki kaçak yapılaşma, bırakınız yıkım kararlarının uygulanmasını; verdiğiniz beyanatlardan sanki korumanız altına alındığı intibaını veriyor. Bu konuda ne zaman harekete geçeceksiniz? Yoksa korkuyor musunuz?



Projeler açısından hakikaten fevkalade kıymetli projeler yaptığınızı, yaptığınız açıklamalardan öğreniyoruz. Ben birkaç konuyu da özellikle dikkatinize getirmek istiyorum:



- İstanbul’u hakikaten bir 21. yüzyıl şehri yapmak istiyorsanız, İstanbul’un çok ciddi bir fiber optik kablo ağına kavuşmasını temin etmelisiniz. İstanbul’un altyapısı nasıl su, atık su ve doğalgaz boruları ile örüldüyse, şimdi acilen bütün şehir, derhal üzerinden telefon, televizyon, internet ve her türlü data hizmetlerinin verileceği bir fiber optik ağına kavuşturulmalı. Bunu özel sektör veya TELEKOM’un yapmasını beklerseniz, bugünün bürokrasisi ve TELEKOM’un tavrı ile 20-30 sene bekleriz. Bu işi İSKİ veya İGDAŞ gibi bir şirket kurarak, fiberoptik ağını belediye döşemeli. Sonra isterseniz kiraya verin veya satın. Ama bu işi hemen, belediye olarak yapın. Bu işe kredi de hemen bulunur. Eğer bu projeyi gerçekleştirirseniz, bu proje bile sizi unutulmaz belediye başkanlarından biri yapar.

- Yukarıda bahsettiğim kaynakları da kullanarak lütfen, özellikle Sur içindeki tarihi eserlerin etrafını açacak bir istimlak faaliyetine girişin ve Ankara’da fevkalade bir hizmet görmeye başlayan Vakıflar Genel Müdürlüğü ile el ele tarihi eserlerin onarımını mutlaka gerçekleştirin. Bu kapsamda muhtemel depremin tarihi eserlere vereceği zararlar için bugünden uluslar arası fonlardan yararlanarak Sultanahmet’in, Fatih Külliyesi’nin, Süleymaniye’nin, Ayasofya’nın kuvvetlendirme çalışmalarına hemen, şimdi, bugün başlayın.

- Herkesin üvey evlat gibi baktığı Pendik Kurtköy İTEP Projesine sahip çıkın. Bu konuda lütfen Savunma Sanayi Müsteşarlığı’ndan bir brifing alın.



Ben bugün size bazı değişik fikirler getirmek istedim. Bazı değişik, fikirler, görüşler ve bazı tenkitler getirdim. Bu konulardaki görüşlerinizi ve cevaplarınızı bekliyorum. Gelen cevapları kamuoyu ile de paylaşacağım.



Hürmetlerimle. 09.05.2005"


Yayın Tarihi : 10 Mayıs 2005 Salı 19:20:00


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?