18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Kıbrıs'ın 'tasfiyesi' Hükümeti rahatlattı

Sevgili Dostlar,

Ağustos ayında yurtdışında oturan, bir senedir göremediğim iki oğlumla beraber tatil yapacağımdan sizlere sık sık yazamayacağım. 1 Eylül’den itibaren yine muntazam olarak Kenthaber.com’daki sütunumda sizinle beraber olacağım.

Pek tabii Hükümetin PKK konusunda belki aklı başına gelir de Kuzey Irak'a müdahale için defalarca teklif ettiğimiz tezkereyi TBMM'ye getirmeyi düşünürse o zaman koşa koşa Ankara&ya döneceğim.

****

Sizlerle Ağustos sıcağında ayrılmadan önce birkaç konuyu ve soru önergelerime gelen bazı cevapları dikkatlerinize getirmek istiyorum:

Evvela gündemde olduğu için AB ile imzalanacak olan ek protokol. Evirmeden, çevirmeden, kıvırtmadan söyleyeyim: Bu protokol KKTC’yi tasfiye etmenin, Kıbrıs Rum Kesimi’nin tüm adanın hukuki ve siyasi hakimi ve temsilcisi olduğunu kabul etmenin çok önemli bir adımıdır. Ne yaptığını her zamanki gibi bilmeyen hükümet bu konuda da hatalar zincirine bir yenisini eklemiştir.

Bu protokolün TBMM onayından geçmesi bundan evvelki örneklere bakıldığı zaman lazım değildir ama Hükümet mesuliyetten kurtulmak için konuyu TBMM mesuliyetinin içine sokmak istemektedir.

Türkiye, daha doğrusu AKP Hükümeti AB hayali yolunda “rahatlamış”, KKTC ise “tasfiye” yolunda bir adımı daha atmıştır. Geri kalanı boş laf ve züğürt tesellisidir.

****

Soru önergelerine gelen bazı cevaplar var.

Bunları sizinle birer ibret-i alem vesikası olarak paylaşmak istiyorum:

Özelleştirme İdaresi Başkanlığına, Tüpraş, Erdemir ve Türk Telekom ihalelerinin ihale şartnamelerinin, icap ederse “gizli” ibaresi ile bir milletvekili olarak tarafıma bildirilmesini istedim. “Hayır, bildirmeyiz” diye cevap verdiler. Yani biliniz ki, bir milletvekili bile “gizli” kalması kaydı ile bile olsa, özelleştirme ihalelerinin detaylarını öğrenemiyor.

****

Ayasofya’nın müze yapılmasına dair 24.11.1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararnamesinni, biçim, neden ve amaç yönünden hukuka aykırılığı dolayısıyla neden iptal edilmediğini Başbakanlığa sordum. Her konuda etken olmak yerine edilgen olmayı tercih eden hükümetimizin, daha doğrusu Başbakanımızın adına Başbakanlık Müsteşarı Sayın Ömer Dinçer cevap vermiş:

“Sözü edilen kararnamenin yürürlükten kaldırıldığına ilişkin herhangi bir Bakanlar Kurulu kararı bulunmamaktadır” diye cevap vermiş! Biliyorum, zaten ben de "yürürlükte olan bu kararnameyi neden iptal etmiyorsunuz?"! diye soruyorum. Cevaba bakın. Ne demezsiniz, şark kurnazlığı!..

Bu arada, bu konuda Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’in zehir zemberek açıklamaları olduğunu da Sayın Ömer Dinçer sanki bilmiyor…

****

Tamamen hasıraltı edilen Emlak Bank kredileri ne oldu diye sormuştum. Meğer banka yetkilileri için açılan davaların hepsi Rahşan Hanım affına girmiş, her şey temizlenmiş, pir-ü pak olmuş.

****

Biliyorsunuz Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, “Yeşilköy Hava Limanı yetmiyor, onun için İstanbul’un Avrupa Yakasına yeni bir havalimanı yapmamız lazım” diye bastırıyor.

Doğrusu Yeşilköy Havaalanı’nda bulunan 3 pistin sadece biri kullanılırken, öbür ikisi kullanılamazken pistleri kullanılır hale getirmek yerine, neden yeni havaalanı diye tutturulduğunu anlamakta zorluk çektiğimden, kullanılamayan iki pistin kullanılması için yapılması gereken istimlakleri ve işlemleri sormuştum. DHMİ’den gelen cevapta özetle:

“Kuruluşumuzca 1997 yılında ihale edilerek, aynı yıl yapım çalışmaları başlatılan pistin, günümüze gelene kadar 18 R pist başı alçalma-tırmanma bölgesinde, kontrolsüz ve büyük çoğunluğu kaçak olan yapılaşmaların gerçekleştiği ve bu kaçak yapılaşmalar nedeniyle mevcut durumda gerekli istimlaklerin yapılamadığı, havaalanı yapımı esnasında istimlak ihtiyacının olmadığı, bilahare kontrolsüz sürdürülen yapılaşmanın yeni inşa edilen 18 R- 36 L pistinin tam olarak kullanılmasına kısıtlama getirdiği, 2920 sayılı Sivil Havacılık Kanunu’nun 47. maddesi gereği, havaalanı civarındaki yapılaşmalar için Bakanlığımız Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden izin alınması, ilgili belediye tarafından ruhsat verilmesi aşamasında havaalanı içinde tanımlanmış mania planına uyulmasının havaalanı civarında yapılan kontrolsüz binaların ileriki yıllarda havaalanının kullanılmaz hale gelmesini önleyeceği” belirtiliyor.

Tam bir komedi değil mi?

Sen kaçak yapıları yıkma, yanlış imar ver, bu yüzden iki tane pist kullanılamasın, sonra da git yeni havaalanı yapacağım diye tuttur!...

****
Ses sanatçılarımız devamlı korsan yayından şikayet ediyorlar. Bu şikayetlerinde de sonuna kadar haklılar. Korsan yayınların CD ve kaset ile yapılanının yanı sıra, ileride giderek büyüyecek olan i-pot, MP3 gibi elektronik aygıtlara bilgisayardan yapılan korsan yüklemeler. Bu kaçak yüklemeler tam manasıyla bir fikir ve sanat hırsızlığı. Buna nasıl mani olunabileceğini, sanatçı kardeşlerimizin talebi üzerine Türk Telekom’a sordum, bana şu şekilde cevap verdiler:
“Şirketimiz içerik filtreleme hizmeti ile Türk Telekom’dan hizmet alan/alacak olan müşterilerine talep ettikleri takdirde ücret karşılığı internet üzerinden yapılması bedava müzik yayınları yapan ve bu müziklerin indirilmesine imkan sağlayan sitelerin filtrelenmesi hizmetini sunmaktadır.”

Bundan sonrası, Türk Telekom’a müracaat etmek için sanatçı kardeşlerimize kalıyor. Hoş, Türk Telekom’un hırsızlığa mani olabilmek için neden para istediğini de anlamak zor. Türk Telekom’un bu hırsızlığa mani olabilmek için parasız hizmet vermesi gerekmez mi?

****

Yayın Tarihi : 2 Ağustos 2005 Salı 14:32:27


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?