17
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Org. İlker Başbuğ'un açıklamaları ve 20 Mart 2003 tezkeresi

HaberX sitesinin Editörü askere kızmış!..

Genelkurmay İkinci Başkanı Org. İlker Başbuğ’un dün yaptığı basın toplantısını, "Yine siyasete karıştılar!. ’Mahkemeleri bitmemiş DEP’liler hadlerini aşıyor, idare de bunu izliyor’ " şeklinde vermiş.

DEP’lilere olan bu hayranlığı, tekrar başlayan terör kıpırdanmalarına karşı vurdumduymazlığı hem hayret, hem de üzüntü ile izliyorum.

Evet, Kürt kökenli Türk vatandaşlarına her türlü kültürel hakkı tanımalıyız: Lisanlarını konuşabilmeliler, çocuklarına istedikleri ismi koyabilmeliler, Anayasa ve kanun çerçevesinde her türlü ifade özgürlüğünden, yayın hakkından faydalanmalılar. Bunda hiçbir tereddüt yok.

Ama, "tek" bir ülkede, "tek" bir bayrak altında... Ve, değişmediği müddetçe Anayasanın 66. maddesindeki "Türk Devleti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür" ibaresini hatırlayarak...

Org. İlker Başbuğ’un konuşmasının muhtevasını ben doğru buluyorum. İlker Başbuğ’un bir hukuk devletinde kanunları hatırlatmasından daha tabii hiçbir şey olamaz. PKK ile işbirliği dolayısıyla mahkumiyetleri devam eden kişileri Başbakan Vekili kabul edecek, bir siyasi parti ile beraber kanunu zorlayan mitingler tertip edecekler, kimse buna hiçbir şey demeyecek...

Bu arada, Van’daki Vali Hikmet Tan, "Kürt halkı" diyecek, yine kimseden ses çıkmayacak. (Bu arada benim de İlker Başbuğ’a bir sorum var: Van Valisini ziyaret eden Genelkurmay Başkanımız Org. Hilmi Özkök, Vali’ye "Kürt halkı" ifadesinin yanlışlığını ve kendisine Anayasanın 66. maddesini hatırlatan bana, "gaflet içinde" ifadesini sordu mu acaba? Ben Valiye kendim hesap soruyorum ama aynı hassasiyeti Genelkurmay Başkanımız gösteriyor mu merak ediyorum.)

Bu arada Genelkurmay’a da bir hatırlatma yapmak istiyorum:

Milletvekilleri devamlı olarak Genelkurmay sitesinden durumu takip etme imkanına sahip olamayabilirler. Dolayısıyla Genelkurmay yetkililerimizden senede asgari 3-4 kere, TBMM’deki Milli Savunma Komisyonu’nda, bütün milletvekillerine açık bir şekilde bir bilgilendirme toplantısı yapmalarında fayda var.

****

Org. İlker Başbuğ’un, internet sitesinde 5 sayfa tutan açıklamasının çok önemli bir bölümünü beraber okuyalım: "Bilindiği gibi bölücü terör örgütü gerek yurtiçinde, gerek yurtdışında tehdit olma özelliğini sürdürmektedir. Örgütün silahlı unsurlarının Irak’ın kuzeyindeki varlığı devam etmektedir.

ABD’nin bugüne kadar bu terörist unsurlara karşı aktif ve görünebilir bir faaliyette bulunmadığı, beklentilerimizi karşılamadığı ortadadır.

BM Güvenlik Konseyi’nin Irak’a ilişkin 28 Mayıs 2004 tarihli kararının 8. maddesi ile Irak’taki uluslararası güce, terörist hareketlerin önlenmesi ve caydırılması görevleri de verilmiştir.

Aynı kararın 17. maddesi ile de, BM Güvenlik Konseyi, Irak’a yönelik ve Irak’tan komşu bölgelere de olabilecek terörist hareket ve eylemlerin önlenmesi ile ilgili sorumluluklarını bütün ilgili ülkelere bir kez daha belirtmektedir.

Bu çerçevede, Irak’taki uluslararası gücün, terörizm ile mücadele sorumluluğu aynen devam etmektedir.

Haziran ayı başından itibaren, Irak’ın kuzeyindeki bölücü terör örgütüne ait unsurların kademeli olarak Türkiye’ye geçişleri ve yurtiçindeki eylemleri artmıştır."

Evvela HaberX’in Editörüne nazik bir hatırlatma yapmak istiyorum: Genelkurmay’ın açıklamasını dikkatli okusaydınız, açıklamanın siyasetle değil, güvenlikle alakalı olduğunu görürdünüz.

Şimdi, Genelkurmayımızın bu açıklaması üzerine hem Hükümete, hem Genelkurmay’a sorularım var:

1- 08.07.2004 tarihli Ilıcaklar’ın Tercümanı’nda Nazlı Ilıcak ve Cengiz Çandar’ın, ABD Dışişleri Bakanlığı’nda Türkiye Uzmanı olarak görev yapmış olan Prof. Barkey ile yapılan mülakatta: ABD’nin PKK’ya yardım ettiği, en azından Kandil Dağı’ndaki örgüte bir saldırıda bulunmadığı belirtiliyor. "ABD, PKK’yı himaye mi ediyor? ABD’nin Türk askerinin Kandil Dağı’nda operasyon yapmasını engellediği ileri sürülüyor" sorularına verdiği cevap şu şekildedir:

"Aslında bu sorunuza tek bir cümle ile dahi cevap verilebilir. 1999’da Kenya’da, Abdullah Öcalan’ı yakalayıp, Türkiye’ye ABD teslim etmedi mi? Bugün Kuzey Irak’ta ABD’nin gücü yok. Bütün kuvvetlerini sünni bölgesine tekzif etmiş durumda. Oraya ayıracağı askeri yok. Kandil Dağı’ndaki PKK’lı militanları yakalamak için çok büyük bir operasyon gerekli. Ben Türk askerinden, "Kandil Dağı’nda operasyon yapalım" diye bir talebin ABD’ye iletildiğini bilmiyorum. Benim aldığım bilgilere göre Türkiye bu operasyonun ABD tarafından yapılmasını istiyor."

Bu ifadeler doğru mudur? ABD’nin Kandil Dağı’nda bir operasyon yapma niyeti olmadığı açık saçık belli olduğuna göre, ne yapılacaktır?

ABD’ye BM’nin 28 Mayıs 2004 tarihli kararının 8. maddesi ile görev verildiğine göre, gerekli hatırlatmalar BM Genel Sekreterliği ve Güvenlik Konseyi kanalıyla da yapılacak mıdır?

Türk Hükümeti’nin ve Silahlı Kuvvetlerinin ABD’den konuyla ilgili somut talepleri nelerdir?

2- Hükümet ve TSK, 20 Mart 2003 tarihli tezkere konusunda alınan TBMM kararını neden kullanmamıştır? Bu TBMM kararının kendilerine verdiği görevi neden yerine getirmemiştir? 20.03.2003 tarih ve 763 sayılı karar "Kuzey Irak’ta barınmakta olan silahlı PKK-KADEK militanlarının kriz ortamından yararlanmak amacıyla faaliyetlerine hız verdikleri, Türkiye’nin güvenliği için ciddi bir tehdit potansiyeli taşıyan bütün bu olumsuz gelişmelere karşı etkili bir caydırıcılığın sürdürülmesi, evvel emirde Kuzey Irak’taki fiili askeri mevcudiyetimize bağlı olacaktır" denilmekteydi.

Bu karar, Anayasanın 117. maddesine göre alınmıştı ve kararda, "Milli güvenliğin sağlanmasından ve silahlı kuvvetlerin yurt savunmasına hazırlanmasından Yüce Meclis’e karşı sorumlu bulunan Hükümet tarafından belirlenecek şekilde, TSK’ın Kuzey Irak’a gönderilmesine, etkili bir caydırıcılığın sürdürülmesi amacıyla, Kuzey Irak’ta bulunacak bu kuvvetlerin gerektiğinde belirlenecek esaslar dairesinde kullanılmasına" deniliyordu.

Şimdi hem Hükümete, hem TSK’ya soruyorum: Bu karar neden kullanılmadı? Bu kararın gereği neden yerine getirilmedi?

Şimdi, haklı olarak BM’ye ve ABD’ye görevlerini hatırlatıyorsunuz; anlaşılıyor ki görevlerini yerine getirmeyecekler.

Siz ne yapacaksınız?..

Yayın Tarihi : 9 Temmuz 2004 Cuma 16:48:15


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?