17
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Raporlar, raporlar...


Pamukova’daki tren faciasının bilirkişi raporu açıklandı. Kusurun yüzde 50’si TCDD’de, yüzde 50’si de makinistlerdeymiş. Bilirkişi, TCDD’yi gerekli tedbirleri almadığı için kusurlu buldu. “Gerekli tedbirleri almamak” demek, zaten makinistler için kazaya davet çıkartmak demektir. Sen gerekli tedbirleri almazsan ve işi makinistin dikkat ve inisiyafine bırakırsan, işte olacağı budur.
Bakalım şimdi kondüktör şapkalı Başbakanımız, Bakan ve TCDD Genel Müdürü gereğini yapacak mı?

****

Yurtdışından gelen, daha doğrusu Hazine tarafından davet edilen ve görevlendirilen bankacılık eksperleri (Jean- Louis Fort, Peter Hayward) İmar Bankası ile ilgili raporu tamamladılar. Rapor, 31 Ağustos 2004 günü Hazine’nin 107 sayılı basın duyurusuyla İngilizce olarak yayınlandı. BDDK Başkanı Tevfik Bilgin bu rapora akıl hafsala almayacak bir reaksiyon gösterdi: “Komisyon’da bir Türk olsaymış rapor böyle çıkmazmış”! Tam manasıyla işte “ o kafa”! Bilakis rapor, dört dörtlük bir rapor.

Raporun kısa bir özetini önümüzdeki günlerdeki yazımda size ileteceğim. Ancak bu rapor, 28 sayfasının her satırı dikkatle okunması gereken bir rapor.

Rapor Türkiye’deki bankacılık sisteminin neden çöktüğünü, neden bu işin bugüne kadar yürümediğini ve BDDK’nın geçmiş yönetimlerinin fevkalade kusurlu olduğunu güzel bir şekilde ortaya koymuş. Türkiye’de, bankacılık sisteminin hemen her seviyesinin çürümüşlüğünü, Avrupalı profesyonellerin kullanabileceği, ince ve nazik bir lisanla anlatmış.

Şimdi, bu raporun gereği yapılacak mı? Yani, hem geçmiş dönemlerdeki sorumlulardan hesap sorulması temin edilirken, aynı zamanda rapordaki tavsiyeler tutulacak mı?

BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, sorumluluğuna yakışmayan, “komisyonda bir Türk olsaydı rapor böyle çıkmazdı” muğlak ifadeleri yerine, yapması gereken somut adımı atsın:

Bu raporun neresini beğenmediniz? Neresi doğru, neresi yanlış? Karşı görüşleriniz nelerdir? Raporu muğlak ifadelerle kötüleme yerine görüşleri nokta nokta cevaplandırın, kendi görüşlerinizi de ortaya koyun.

Biz de karşılaştırma imkanı bulalım...

****

Ve son değineceğim konu bana sorarsanız tam bir skandal niteliğinde ve önümüzdeki günlerde çok konuşulacak bir konu: Hızlı tren faciasından sonra, hızlı satış konusu.

TMSF, bütün ikazlara rağmen 222.8 milyon dolarlık tahsili gecikmiş alacağını, 22.5 milyon dolara Deutsche Bank Grubu tarafından kurulan Bebek Varlık Yönetimi’ne devretti.

Şimdi bu işin neden bir skandal olduğunu anlatayım:

1- Borçları satın alan Deutsche Bank’a ait Bebek Varlık Yönetimi, o borçları, muhtemelen ufak bir komisyon alarak borçlunun kendisine satacak. TMSF bütün ısrarlara ve hatırlatmalara rağmen bu konuda bir tedbir almadı.

2- Yüzde 90’lık bu indirim, muhtemelen imzalanmış veya imzalanacak bütün borç anlaşmaları için emsal teşkil edecek. Mevcut anlaşmaların bazılarında “TMSF herhangi bir borçluyla daha iyi şartlarla anlaşma yapar ise, bu şartlar mevcut anlaşmaya uygulanır” hükmü var. Mesela Çukurova’nın ilk anlaşmasında böyle bir hüküm vardı. Size ne olacağını söyleyeyim: Örneğin Cavit Çağlar gidip bir mahkemeden emsal kararı alırsa, borçlarını yüzde 10’a indirebilir veya henüz anlaşma yapmamış grup veya şirketler, aynı ödeme nispetini talep edebilirler; taleplerinde de hukuken haklı olurlar.

3- TMSF’nin, alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun kendisine verdiği yetkiyi kullanma hakkı var. Acaba alacaklar satılırken ve teminatlar devredilirken acaba TMSF bu hakkı da devretti mi?

Ahmet Ertürk müthiş bir bürokrat. Bunu sadece profesyonellere çektirdiği, dörtte bir sayfalık gömlekli fotografları için söylemiyorum, bunun gözü karalığı ve hukuk dahil herşeye kulak tıkayarak, doğru veya yanlış, kaynağı hangi destekten geliyorsa inanılmaz bir cesaretle yolunda yürüdüğü için söylüyorum.


Yayın Tarihi : 2 Eylül 2004 Perşembe 19:03:55
Güncelleme :2 Eylül 2004 Perşembe 19:13:43


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?