2
Mayıs
2025
Cuma
ANASAYFA

Sorularım bitmedi...

Dün, Abdüllatif Şener’in, temmuz ayında gerçek büyüme rakamları açıklandığında tavrının ne olacağından, Başbakanın “aracı” gazeteciler diye bahsettiği kişilerin kim olduğuna, Erkan Mumcu’nun CHP’den AK Parti’ye milletvekilleri için söylediği sözlerden, 45 milyar dolarlık Hazine kaybının sorumlularının kim olduğuna, Evren ve Demirel’in “derin devlet” açıklamalarından, Başbakan’ın kedi sevip sevmediğine dair bir çok konuda sorular sormuştum.

Sorular bugün devam ediyor….

Hulki Cevizoğlu, 05 Nisan tarihli Yeni Çağ’daki yazısında, “Başbakan bazı gazetecilerle görüşmemesinin sebebini gazeteci gibi randevu isteyenlerin aracılık yapmalarına ve iş takibine bağlamış. Sadece o gazeteciler ile görüşmüyormuş. Halbuki, benimle de görüşmüyor. Benimle görüşmemesi benim için bir kayıp değil ama ben hiçbir aracılık yapma ricasında filan bulunmadım. Sizinle hiçbir özel ilişkisi bulunmayan saygın gazeteciler ile neden görüşmüyorsunuz?” demiş.

Ve soruyor: “Niçin Başbakan olduktan sonra defalarca ve hala davet etmemize rağmen bir kere Ceviz Kabuğu’na gelmediniz?”

Ben de, aynı soruyu Başbakana yöneltiyorum:

Hulki Cevizoğlu’nun, Ceviz Kabuğu programına canlı yayında çıkacak mısınız? Yoksa, Cevizoğlu gibi çetin ceviz bir gazetecinin sorularının önüne çıkmak sizin cesaret sınırlarınızın dışında mı kalır?

****

Bir soru da Hulki Cevizoğlu’na:

Başbakan Ceviz Kabuğu programına muhtemelen program uyku saatine rastladığı, gece yarısı başlayıp sabaha karşı bittiği için gelmiyordur. Başbakanımızın programınıza katılması için programın saatlerini değiştirmeye ve Başbakanın istediği bir saate almaya hazır mısınız?

****

Bütün internet sitelerinde Sayın Aydın Doğan’ın Dışbank’ın satışı için Başbakanın Danışmanı Cüneyt Zapsu ile anlaştığı haberi var. Bu haber doğru mu? Başbakan, Cüneyt Zapsu’nun iş ilişkilerinin detaylarını biliyor mu? Cüneyt Zapsu’dan bu konuda bir rapor istedi mi? Zapsu’nun çok önemli aracılık işlerine karışmasına mani olmaz ise Başbakan kendisinin de şaibe altında kalacağının, ortak olduğu ve menfaat sağladığı söylentilerinin çıkacağının farkında değil mi? Zapsu’nun, yurtdışında “…’nın işini ben bağladım”, “…’nın işini ben hallettim” diye dolaştığını duymuyor mu, bilmiyor mu? Hatta ve hatta, yurtdışındaki bu faaliyetlerin takibi için MİT’i neden görevlendirmiyor? Unutmasın ki, yabancı servisler bunları dosyalıyorlardır, bir gün de önüne koyuverirler.

****

Serdar Arseven Tercüman Gazetesindeki bugünkü yazısında, Vakit Gazetesine Amerika’yı eleştiren bir demeç veren bir milletvekiline, Başbakanın Yahudi lobisine yakın bir danışmanı tarafından yapılan “haberi tekzip et” baskısını yazmış.

Bu Danışman Cüneyt Zapsu mu?

****

Vatan Gazetesinde Devrim Sevimay’ın röportajında Bülent Arınç diyor ki:

“Başbakanla biz delikanlıyız”…

Allah Allah… Sadece AK Parti’nin içinde ikisi mi delikanlı. Sadece ikisi delikanlı ise geri kalanları nedir?

****

Bülent Arınç, yine aynı röportajda dün “akıllı politikacı basınla kavga etmez” diyordu.

Buna mukabil gördüğünüz gibi Tayyip Erdoğan ile danışmanı, basını birbirine kattılar ve ciddi bir kavganın tetikleyicisi oldular. Ne dersiniz, Tayyip Erdoğan “akıllı bir politikacı” değil mi?…

****

turktime.com adlı internet sitesinde Talat Atilla yazmış:

“Abdullah Gül’ün Başbakan olduğu günlerde kendisini 2 gazeteci ziyarete gelir.Başbakan Gül’ü makamında ziyarete gelenler, büyük bir gazetenin patronu ve aynı gazetenin köşe yazarıdır.

Kısa bir süre sohbetten sonra gazete patronu ve köşe yazarı Gül’e bir dosya verirler.Abdullah Gül’ün dosyayı açmasına fırsat bırakmadan bir çırpıda talepler sıralanır.Gül, tebessüm etmekle yetinir ve misafirlerini uğurlar.Gül’ün tebessümünü,”İş tamam!..” olarak algılayan ağır misafirler keyifle, Başbakan’lık koridorlarından gösterişli arabalarına binip ayrılırlar…

Uzun bir süre Başbakan’lıktan konuyla ilgili yeşil ışık beklenir ama gelen sinyal hep kırmızıdır!..Zaman geçer, Tayyip Erdoğan Başbakan olur.Bir AKP’li Milletvekilini kendi gurubunda yazı yazmaya ikna eden Medya patronu, Sabah-Sabah Başbakan’lığın yolunu tutar.Talep bir miktar değişse de içerik aynıdır: YARDIM!

Başbakan Erdoğan’da tıpkı Abdullah Gül gibi yorum yapmaz.Başbakan Erdoğan’dan umudunu kesen medya patronu ve Ankara’dan yazan köşe yazarı, Başbakan’ın yakın çevresini etkileme gayretini halen devam ettiriyorlar.Ne kadar etkilendiklerini beraberce göreceğiz!..”

Talat Atilla’nın dedikleri doğru mu? Doğru ise bu patron kim?

****

Başbakanın ve Ömer Çelik’in “Çin Seddi”ni iş takipçisi gazeteciler için koyduk” sözleri üzerine, aklımıza takılan sorular var.

- Bu Hükümeti, yani Recep Tayyip Erdoğan Hükümetini Yüce Divan’a götürebilecek Mavi Akım’ın fiyatının arttırılması hadisesinin yanı sıra, yine Yüce Divan’lık olması muhtemel bir diğer konu da, İş-Doğan-Petrol Ofisi’nin birleştirilmesi. Petrol Ofisi’nin özelleştirilme ihale şartnamesinde tanınmayan bu imkan, bilahare Doğan Grubu’nun büyük kulis faaliyeti ile devleti yüzmilyonlarca dolar Kurumlar Vergisi matrah kaybına uğratacak şekilde temin edilmedi mi? Bu konuda, Doğan Grubu’nun talepleri etkili oldu mu, olmadı mı?

- Doğan Grubu’nun Petrol Ofisi’nin özelleştirilmesi dolayısıyla devlete ödeyeceği taksitlerin ötelenmesinde hangi talepler ve hangi siyasiler rol oynadı?

- Aydın Doğan’ın 13.11.2003 tarihinde Başbakanlık Konutunda Başbakan Tayyip Erdoğan’a verdiği dosyada neler vardı? Bu dosyanın muhtevasını, dosyada özel bir husus olamayacağına ve muhtevanın kamuyu alakadar etmesi dolayısıyla, Tayyip Erdoğan ve Aydın Doğan kamuya açıklayacaklar mı?

- Sabah Grubu’nun yeni sahibi Turgay Ciner’in Zonguldak kömürleri ve enerji konusunda talepleri var mı?

- Bakır madenlerinin çok önemli rezervlerle beraber (keza trona işinin) Turgay Ciner’e verilmesinde basın patronu olmasının rolü oldu mu?

- Dinç Bilgin’e bu Hükümet döneminden önce Engin Akçakoca’nın BDDK’sının tanıdığı inanılmaz ucuz Sabah Gazetesinin kiralama mukavelesinde, Dinç Bilgin’in medya patronu olmasının rolü oldu mu?

- Karamehmetler’le yapılan her türlü anlaşmada Karamehmet’in basın patronu olmasının rolü var mı?

- Gerek Balıkesir SEKA’nın, gerekse İktisat Gayri Menkul Yatırım Ortaklığının iddialara göre çok ucuz fiyatlarla Tayyip Erdoğan’a en yakın basın patronu olarak bilinen Albayraklar’a satılmasında Albayraklar’ın basın patronu olmalarının rolü ne kadar var?

- Tayyip Erdoğan, Albayraklar’ı basın patronu olmaları için teşvik etti mi, etmedi mi? Sorumu tekrar ediyorum Tayyip Erdoğan, Albayraklar’ı basın patronu olmaları için teşvik etti mi, etmedi mi?

- Tayyip Erdoğan’ın en yakın danışmanlarından Sayın Yalçın Akdoğan’ın, bugün Albayraklar’ın gazetesinde Yasin Doğan müstear ismiyle yazı yazıyor olması, Albayraklar’dan maaş alıyor olması yakışık alıyor mu?

- Başbakan tarafından “İş ve menfaat talepleri olan basına karşı Çin Seddi’nin mimarı” olduğu teyid edilen Başbakanın en önemli siyasi danışmanı Adana Milletvekili Ömer Çelik, bundan evvel hangi basın gruplarında yazı yazdı? Bu basın patronlarından ne kadar maaş, ücret veya nakdi yardım aldı? Kendisine bazı ayni yardımlar yapıldı mı? Ömer Çelik’in zamanında, aynı zamanda Başbakanın Başdanışmanı iken maddi ücret karşılığı Dinç Bilgin, Turgay Ciner, Uzan Grubu gibi basın patronlarının yanında çalışıyor olması etik açıdan uygun muydu? Ömer Çelik bütün aldığı ücretleri deklare etti mi?

- AK Parti Milletvekillerinin 3 Kasım seçimlerinden önce gündemin en önemli konularından biri olarak dikkate aldıkları, Anayasa Mahkemesinin seneler önce iptal ettiği için büyük kanuni boşlukların ortaya çıktığı, 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra iktidara gelince konudan sorumlu Devlet Bakanı Beşir Atalay’ın taslağını hazırladığı ve Mayıs 2003’de Başbakanlığa sunduğu “medya patronlarının devlet ihalelerine girmesi” konusu da düzenleyen RTÜK Kanunu neden Başbakanlıkta iki senedir bekletiliyor da, TBMM’ye sevk edilmiyor?

- Tayyip Erdoğan 2,5 senedir iktidarda olmasına rağmen devlete çok önemli gelir sağlayacak ve hemen yapılmazsa teknolojik gelişmeler dolayısıyla yakın bir gelecekte mana ifade etmeyecek televizyonların frekans ihalelerini neden yapmıyor, yaptırmıyor? Başbakanın bu ihmali kime, ne menfaat sağlıyor?

****

Basın sorularının muhtemelen gelmeyecek cevaplarını bekleyelim…


Yayın Tarihi : 7 Nisan 2005 Perşembe 00:56:06


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
oktay IP: 81.213.142.xxx Tarih : 21.04.2005 03:21:25
vallahi hayretler içinde kaldım yazık memleketimize bired her kuruşunda tüyübitmedik yetimin hakkı var derler Emin ŞİRİN'e helal olsun temiz bir türk vatandaşıymış.iyiki AKP den ayrılmış.bir devlet görevlisinin her iki iştende ayrı ücret alması bizim memleketimizde başbakanın adamlarında olur ancak ama basit bir devlet memuru bu işi yapsa kapının önüne koyarlar hemen tren faciası sonucunda 2 makinisi görevden aldıkları gibi.Bu işlerin düzelebilmesi için seçim kanununun değişmesi gerekir.başka bir şekli mümkün görünmüyor.Ama onuda değiştirecek sivil toplum gücü yeterli değil bekleyip görücez.Sayın Emin ŞİRİN'in yazdığı gibi çok daha fazla olumsuzlıkları yaşıyoruz bugün kıbrısı 50 yıldır savunan bir devlet adamı Rauf DENKTAŞ için siyasetçi gibi konuşuyor devlet adamı gibi konuşmalı diyebilen ve kendisinin 2 yıllık dışişleri bakanı olduğunu unutan başbkan yrdımcısının söyledikleri gibi yine seçimlerden önce çeşitli toplantılarda ve mitinglerde amirikayı siyonist olrk gören şahsın şimdi amerikada okuyan kızlarıyla dünya bankasına torpil yaparak aldırdığı oğlunu unutarak Rauf DENKTAŞ'ın torunlarının avrupa birliği vatandaşı olduğun hatırlatanlar gibi hakkımızda hayırlısı olsun Emin ŞİRİN Beye teşekkür ediyorum bu bilbileri halkıyla paylaştığı için

Nuran YILDIRIM IP: 81.213.85.xxx Tarih : 25.04.2005 10:58:22
Pekala, Emin ŞİRİN Bey Başbakandan istediği ilgiyi görebilseydi, olan bitene bu kadar muhalif bir gözle bakabilecek miydi?