18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Tayyip Erdoğan’ın kaderi... Olmadı Paşam... Yolsuzluk savaşçısı Çakıcı!..

Çakıcı’nın 2000 mayısında verdiği ifade Usame bin Ladin’den bahsetmesi konusunu Aksiyon Dergisi’nin hatırlatması üzerine durumu tetkik edip bir soru önergesi vermiştim. Konuya dün Güler Kömürcü değinmişti, bugün de Yalçın Bayer ve “İnanılmaz” başlığı ile Mehmet Barlas değinmiş.



Konuya aşağıda değineceğim ama 29 Ekim’de olup bitenlere bakmak istiyorum.



Olanlardan birincisi, Recep Tayyip Erdoğan’n muhtevasını okumadığı, kendisine verilen bilgi notlarından başka bilgisi olmadığı Avrupa Anayasasını imzalaması.



Evet, imza nihai bir imza değil. Hukuken kesin bir geçerliliği yok ama siyaseten önemli. Şu hale bakın, Tayyip Erdoğan okumadığı bir belgeyi, Abdullah Gül ile beraber imzalıyor. Attığı imzanın ne manaya geldiğinin farkında değil, işin şov tarafına bakıyor. İmzayı da, kendi boyundan neredeyse beş misli büyük papanın imza atanları takdis eden heykelin görüntüsü altında atıyor.



Bu Papa heykeli için kimi Papa 6. Sixsus, kimi de 10. İnnoçenti diye yazmışlar. Herhalükarda iki papanın da hayatını tetkik edin, ikisi de azılı Müslüman ve Türk düşmanıdır. Şu Tayyip Erdoğan’ın kaderine bakın…



Tayyip Erdoğan’ı hatırlayacağımız papaz cübbeli, Musevilerden boynuz ödülü alan, attan düşen fotograflarının yanı sıra Türk ve Müslüman düşmanı Papanın kendini takdis eden heykelinin altında attığı imza fotografı ile de hatırlayacağız.



Şimdi Tayyip Erdoğan’ı Meclis’e gelip imza attığı belge hakkında bilgi vermeye davet ediyoruz.



İkinci konu, benim bir milletvekili olarak başörtüsü yasağı dolayısıyla protesto edip gitmediğim Çankaya’daki resepsiyonda, Genelkurmay Başkanımız Sayın Hilmi Özkök’ün verdiği beyanatlar. Doğrusu gazetelerden okuduğum kadarıyla tüylerim diken diken oldu. Hilmi Özkök, (eğer gazetelerin yazdığı doğru ise) “Türk kimliğinin, üst kimlik olmasından korkulacak veya çekinilecek bir şey yok. Toplumu bir arada tutmak için herkes bir üst kimlik yaratmak zorunda. Türk, yerine Türkiyelilik deyince ne değişiyor? İçinde yine Türk yok mu? İkisi aynı şey” demiş.



Bir Genelkurmay Başkanı’ndan bu sözleri işitince tüylerim diken diken oldu. Ne demek Türklükle, Türkiyelilik aynı şey? Ne demek “Türk kimliğinin üst kimlik olmasından korkulacak ya da çekinilecek bir şey yok” demek? Türk kimliğinin üst kimlik olmasından kim korkuyormuş, kim çekiniyormuş?



Hilmi Özkök, başörtüsü, Meclis’teki Muhafız Alayı gibi konularda konuşan, buna mukabil Irak, Kıbrıs gibi konularda Milletvekillerinin bilgi alma taleplerine karşı hassas davranmayan bir Genelkurmay Başkanı. Şimdi de tutmuş, Türklükle, Türkiyelilik aynı şeydir diyor. “Türkiyelilik lafının içinde Türk lafı zaten varmış”… Olur Paşam, emriniz olur; Türklüğü bırakıp, Türkiyeli olalım… Başbakan Erdoğan ile çok iyi anlaştığınızı zaten görüyorduk, şimdi Tayyip Erdoğan gibi Amerika’dan örnekler vermeye başladığınıza göre uyumunuz tamamlanmış.



Hayırlısı olsun…



Özkök’ün Tayyip Erdoğan ile uyum içinde olması Türklük, Türkiyelilik konusu ile de sınırlı değil. BOP konusunda da maşallah büyük uyum içindeler.



Bu konu da hayırlı olsun…





*******



Yolsuzlukla mücadelede Çakıcı, Meclis’ten daha hassas davranıyor..

“Bu da nereden çıktı?”diyeceksiniz.

Anlatayım.

2000 senesinde Türkbank ihale yolsuzluğu ile ilgili kurulan komisyon gitmiş, Mayıs 2000’de o sırada Kartal Cezaevi’nde bulunan Alaaddin Çakıcı’nın ifadesini almış. Alaaddin Çakıcı’nın bu konuşmaları, Mesut Yılmaz ile Güneş Taner’in Türkbank ihalesi dolayısıyla bu hafta Yüce Divan’a sevk edilme oylamaları dolayısıyla tekrar akla geldi. Aksiyon Dergisi de bu konuyu haber yaptı.

Aksiyon’un haberinin hatırlatması üzerine Komisyon Raporunu TBMM’den buldum, okudum. Yazımın başında söylediğim gibi Alaaddin Çakıcı’nın “yolsuzluklar” konusunda TBMM’den daha hassas olduğunu gördüm. Çakıcı açık açık, “bir işe yaramayacaksa beni boşuna konuşturmayın” dedikten sonra Komisyon üyeleriyle aralarında şu konuşma geçiyor:

Alaaddin Çakıcı: Benim normal cezaevinde bulunan, yasaları ihlal eden bir Türk vatandaşı olarak, eğer bu ülkede temiz eller operasyonu başlayacaksa... Bunu İtalya’da yaptılar ama İtalya’da bu işi yapanlar bu işe inandılar. Eğer bu komisyon, bu bilgileri toplayıp... Cumhuriyet Savcısına mutlaka vereceksiniz bunları bildiğim kadarıyla...

Başkan: Yok biz sadece Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne rapor olarak vereceğiz.

Alaaddin Çakıcı: Ama daha sonra, ondan sonra, herhalde...

Burada benim yargılanmam, benim ceza almam gerekliyse, ben de yargılanmalıyım. Ben de ceza almalıyım. Yoksa bu Susurluk raporu gibi rafa kaldırılmasın. Eğer kaldırılacaksa, hiç kendinizi üzmeyin, yormayın yani. Niçin gülüyorsunuz efendim?

Başkan: Endişe duyuyorsunuz demek ki?

Alaaddin Çakıcı: Ha, sizlerden değil...

Murat Akın (Aksaray): Neticeden?..

Alaaddin Çakıcı: Neticeden yani... Benim de talebim bu, vatandaş olarak talebim...

Sonunda Çakıcı haklı çıkıyor. 2000 yılındaki bu komisyon Çakıcı’nın hiçbir iddiasını takip etmediği gibi, Komisyon “aklama” ile sonuçlanıyor...

Çakıcı’nın iddiaları mühim. Doğru mu, yanlış mı hiç bilemem ama çok mühim. İddialarının bir kısmını o zamanki komisyonun yapmadığı bir şekilde, İçişleri Bakanlığına soru önergesi olarak yönlendirdim ve bu konular tahkik edilmemişse, bu sorularımı suç duyurusu olarak kabul edin ve savcılıklara intikal ettirin dedim.

Bekleyelim görelim...

****

Çakıcı’nın iddialarından bir tanesi tam manasıyla müthiş... Çakıcı 11 Eylül hadiselerinden takriben 1.5 sene önce, Usame bin Ladin’in isminden bahsediyor! Bu iddia herhalde, Usame bin Ladin’in ismini TBMM kayıtlarına ilk defa geçiren iddia. Çakıcı’nın söylediğine göre, kendisinin Türkiye’ye teslim edilmesi karşılığında, Amerika’ya, CIA ve FBI’ye, Usame bin Ladin’in Afganistan’da ölüsünün teslim edilmesi teklif edilmiş! Sene 2000, Mayıs ayının başı.. Daha 11 Eylül’deki ikiz kuleler saldırısına neredeyse 1.5 sene var. Alaaddin Çakıcı, Usame bin Ladin’in ismini nereden bilir? Daha evvel, Amerikan desteği ile Afganistan’da Ruslar’a karşı savaşmış olan Usame bin Ladin’in 2000 senesinde ABD’nin ölüsünü isteyeceğini nereden tahmin eder ve bilir? Çakıcı, Körfez’eki ABD destroyerinin bombalanması veya Kenya’daki ABD sefareti suikastı gibi konuları takip edip, bir hikaye mi uyduruyor? Yoksa, söylediklerinde tamamen veya kısmen bir hakikat payı mı var?

Konuyla ilgilenen bir gazeteci arkadaşım, “Mehmet Eymür’ün atin.org sitesine bak” dedi. Baktım, Can Mahmut Kadiri adında Özbekistanlı bir tüccar varmış. Türkiye’de Necati Kurmel’in ortağıymış ve Saray Halı ile çalışırmış, firmasının adı Bereket’miş…Kendisi takriben 10 sene kadar evvel bir kelime Türkçe bilmediği halde Türk pasaportu almış, Bereketullah Kadiri isimli bir kardeşi varmış. Mahmut Can Kadiri’nin ismiyle internette bir araştırma yaparsanız ortaya bir çok kapkara iddia çıkıyor. Bu iddiaların arasında Necati Kurmel ile beraber hayali halı ihracatından tutun da, para aklamadan, illegal mal trafiğine kadar her türlüsü var. Hafızam beni yanıltmıyorsa, Necati Kurmel’in Hüsamettin Özkan ile de bir akrabalığı vardı.

Hakikaten Çakıcı’nın, “kellesi” üzerinden bu tip konuşmalar ve pazarlıklar yapılmış mı acaba?

İnanılır gibi değil, değil mi?

Herhalükarda tarihin bir döneminin aydınlanması için tetkik, tahkik etmek gerekmez mi?

****

Aşağıda bu konuda verdiğim iki soru önergesi var:



TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA



Aşağıdaki sorumun Başbakan Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 27.10.2004



Emin ŞİRİN

İstanbul MİLLETVEKİLİ

TBMM’nin 21. Döneminde, “Yasadışı Örgütlerle ve Mensuplarıyla Birlikte Hareket Ettikleri, Örgüt Mensuplarının İşledikleri Suçların Ortaya Çıkarılmasını Engelledikleri ve Suçluları Himaye Ettikleri, Devlet İhalelerinde Çetelerle İşbirliği Yaptıkları, Hükümetin Çeteler ve Mafya ile Mücadelede İzlediği Politikanın Başarıya Ulaşmasını Engelleyerek Görevlerini Kötüye Kullandıkları İddiasıyla, Eski Başbakan Mesut Yılmaz, Bakan Eyüp Aşık ve Bakan Yaşar Topçu hakkında açılmış olan (9/40,41) Esas Numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu”nun Raporunun 68. sayfasında İzmir Milletvekili Salih Dayıoğlu’nun, “Alaaddin Bey, Mesut Yılmaz’ın sizi öldürtme hadisesi olduktan sonra, sizin, Mesut Yılmaz’a herhangi bir tehdit veya baskı, soru, tehdide varan bir yaklaşımınız, bir ifadeniz oldu mu?” sorusuna, Alaaddin Çakıcı, “ Bakın efendim, bunlar teklif ettiler CIA’ye benim için. Aslında FBI’ya ettiler teklif. Dediler ki, Alaaddin Çakıcı’nın karşılığında biz size Usame bin Ladin’in ölüsünü Afganistan’da teslim edelim. General Dostum’u iyi kullanarak. Vardı ya Özbek General. Önce Komünistti, sonra milliyetçi oldu. Onun Türkiye ile servisle ilişkileri son derece iyiydi. Teklif edildi, bunu Amerikalılar kabul etmedi” dedikten sonra, konuyla ilgili olarak Mehmet Eymür’ün isminden de bahsetmiştir.

Soru:

Komisyonu’nun Alaaddin Çakıcı’nın ifadesine başvurduğu tarihin 03.05.2000’dir. Adı geçen Usame bin Ladin bu ifadeden takriben 1.5 sene sonra meydana gelen 11 Eylül 2001’deki ikiz kulelerin bombalanmasının faili olarak bilinmektedir. Çakıcı’nın vermiş olduğu bu ifadenin doğruluğu, gerek MİT, gerek Afganistan’da tahkik edilmiş midir? Tahkik edilmemişse, edilmesi düşünülmekte midir?

**************

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Aşağıdaki sorumun Adalet Bakanı Sayın Cemil ÇİÇEK tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 27.10.2004



Emin ŞİRİN İstanbul MİLLETVEKİLİ



TBMM’nin 21. Döneminde, “Yasadışı Örgütlerle ve Mensuplarıyla Birlikte Hareket Ettikleri, Örgüt Mensuplarının İşledikleri Suçların Ortaya Çıkarılmasını Engelledikleri ve Suçluları Himaye Ettikleri, Devlet İhalelerinde Çetelerle İşbirliği Yaptıkları, Hükümetin Çeteler ve Mafya ile Mücadelede İzlediği Politikanın Başarıya Ulaşmasını Engelleyerek Görevlerini Kötüye Kullandıkları İddiasıyla, Eski Başbakan Mesut Yılmaz, Bakan Eyüp Aşık ve Bakan Yaşar Topçu hakkında açılmış olan (9/40,41) Esas Numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu”nun Raporunun 57 ila 72. sayfaları arasında, Alaaddin Çakıcı’nın Alt Komisyonca 03.05.2000 tarihinde İstanbul Kartal Kapalı Cezaevi’nde alınmış olan ifadesi bulunmaktadır.

72. sayfada, Alaaddin Çakıcı ile Komisyon üyeleri arasında şu görüşme gerçekleşmiştir:

Alaaddin Çakıcı- “Benim normal cezaevinde bulunan, yasaları ihlal eden bir Türk Vatandaşı olarak, eğer bu ülkede temiz eller operasyonu başlayacaksa… Eğer bu komisyon bu bilgileri toplayıp… Cumhuriyet Başsavcılığına vereceksiniz bildiğim kadarıyla…

Başkan- Yok. Biz sadece Türkiye Büyük Millet Meclisine rapor olarak vereceğiz.

Alaaddin Çakıcı- Ama, daha sonra, ondan sonra, herhalde… Burada benim yargılanmam, benim ceza almam gerekliyse, ben de yargılanmalıyım, ben de ceza almalıyım. Yoksa, bu, Susurluk Raporu gibi rafa kaldırılmasın. Eğer kaldırılacaksa, hiç kendinizi üzmeyin, yorulmayın yani.

Niçin gülüyorsunuz efendim?

Murat Akın (Aksaray)- Endişe duyuyorsunuz demek ki.

Alaaddin Çakıcı- Ha, sizlerden değil…

Murat Akın (Aksaray)- Neticeden?..

Alaaddin Çakıcı- Neticeden yani. Benim de talebim bu yani (Temiz Eller operasyonu), vatandaş olarak talebim.

Sorular:

1- Yukarıda bahsi geçen Raporun 58. sayfasında Alaaddin Çakıcı aşağıdaki iddiada bulunmuştur:

“Bu Erol’un banka işi oldu. Bize ricada bulundu. Biz de tabii aradık, devreye birilerini soktuk. Dedik ki, bu bankayı bir başka biri alacağına bizim arkadaşımız alsın; ama bunu yasadışı yollardan değil, normal açık arttırmayla. Bu Adil Önger, tabii, Tansu Hanım’ın bankalarla ilgili Başbakanlık Müşaviriydi. Tabii, bunlar tezgah kurmuşlar. Mehmet Üstünkaya, Tansu’nun beyi. Belki Tansu Hanım iyi duygularla yola çıkmış; ama çevresini atmacalar sarmış.

… Sonra bu görüşmeler olurken, bu banka konusunda Mehmet Eymür’le aram açıldı benim. Çünkü bunlar, harbiden bir çete oluşturmuşlar. Türkiye genelinde. Bunlara bağlı olan bürokratlar, devletin değişik birimlerinde bunların ilişkide olduğu insanlar… Uzun bir süre devam etti.

Bu iddia tahkik edilmiş midir? İddia Savcılığa intikal ettirilmiş midir? Savcılığa intikal ettirilmedi ve tahkik edilmedi ise bu yazılı sorum üzerine Savcılığa intikal ettirilecek midir?

2- Raporun 65. sayfasında Petrol Ofisi ihalesinde Kamuran Çörtük’ün ihaleyi kazanmış olan Hayyam Gariboğlu’na baskı yapılması için kendisine haber yollanıldığı, karşılığında da 60 milyon dolar talep edildiği iddiasına yer verilmiştir.

Bu iddia tahkik edilmiş midir? İddia Savcılığa intikal ettirilmiş midir? Savcılığa intikal ettirilmedi ve tahkik edilmedi ise bu yazılı sorum üzerine Savcılığa intikal ettirilecek midir?

3- Raporun 66. sayfasında Budapeşte’de Mesut Yılmaz’ın yumruklanması ile ilgili olarak, yumruklama olayını Mehmet Eymür’ün organize ettiğini iddia etmiştir.

Bu iddia tahkik edilmiş midir? İddia Savcılığa intikal ettirilmiş midir? Savcılığa intikal ettirilmedi ve tahkik edilmedi ise bu yazılı sorum üzerine Savcılığa intikal ettirilecek midir?

4- Raporun 69. sayfasında “Susurluk Raporu’nu Mehmet Eymür’ün daha evvel hazırladığı, Doğu Perinçek’e verdiği, Doğu Perinçek’in bu raporu gazetesinde gündeme getirdiği, sonra bu rapora ilgi duyulmadığı, duyulmayınca Mehmet Eymür’ün kendisinin Alaaddin Çakıcı ile irtibata geçtiği ve Mehmet Eymür’ün Doğu Perinçek’i bazı ülkücüleri kullanarak öldürtmek istediği, sonra da Alaaddin Çakıcı’yu suçlatmak istediğini iddia etmiştir.

Bu iddia tahkik edilmiş midir? İddia Savcılığa intikal ettirilmiş midir? Savcılığa intikal ettirilmedi ve tahkik edilmedi ise bu yazılı sorum üzerine Savcılığa intikal ettirilecek midir


Yayın Tarihi : 31 Ekim 2004 Pazar 13:11:49


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
oktay yildiz IP: 84.62.172.xxx Tarih : 10.11.2007 04:32:54

pasam sana bu can belediye baskanligindan beri helal olsun bunu bile yasmakla sorluk cekiyorum senini o yildan beri takib ediyorum kendim canimin derdinde deyil aylemin derdindeyim bü düne kadar yasmakda dert edim fakat canima tak edi insahllah yasdim diye dert olmas fakat senin gibi insanin caninina bu can fedah olsun pasam bu yasdigiklarim mektupla yasam evinde polis ageybelerime versem ha bu yasdigim hada yasip verecek olsam bi mektup sana kavusup kavusmagicani bilmemiyorum bana bu dert olacak diye korkuyla yasiyorum sehitlerimsin ruhuna HAK YEYEN ::: YESIN DERIM ARKADASLAR CAN ARKADASLAR BANA KIYILSIN NE AYLEME NEDE VATANIMA EL DOKUNMASIN ERKEK GIBI