30
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

"B.B"


Amerika Birleşik Devletleri “federal” bir devlettir. İngilizce ve İspanyolca resmi dillerdir.

Yani, kendi iç işlerinde kısmen serbest olan üye devletlerin üye olduğu, tek çatı altında birleşmiş bir devletler bütünüdür.

Keza; Almanya ve Belçika da öyledir. Belçika’nın resmi dilleri Flamanca ve Fransızca’dır.

Avrupa Birliği de zaten “federasyon” fikri üzerine kurulmuş olan veya daha doğrusu, kurulmaya çalışılan bir devlettir.

Çin de öyledir.

Hatta AB üyesi olmayan “tarafsız devlet” İsviçre bile federatif bir ülkedir.

Ama Türkiye Cumhuriyeti, “üniter”, yani; tek “devletli” ve tek “milletli” bir ülkedir.

81 ilden oluşan Türkiye’nin başkenti, yani, hükümet merkezi Ankara, “resmi dili” de Türkçe’dir.

* * *

Federasyona üye ülkelerden kopup gelerek, federal devlette yer bulan bürokrat ve siyasetçiler için, başka bir ülkede oluşabilecek bir “federasyon” fikri o kadar şaşırtıcı veya sarsıcı olmayabilir.

Hatta üniter bir ülkede kendi menfaatlerine uygun olarak cereyan edecek bir “bölünme” veya “federasyonu” bile açıktan veya gizli olarak destekleyebilirler.

Üniter devleti uluslar arası boyutta zor durumda bırakacak, kendini adeta “suçlu” hissettirebilecek açıklamalar yapabilir; hedef ülkede kamuoyu yaratabilir, bölünmeye hedef ülkenin ekonomik kaynaklarının sorumsuzca belli bir bölgeye aktarılmasını telkin ederek hedef ülkenin zayıflatılmasını ve oluşturulacak yeni ülkenin güçlendirilmesini amaçlayabilirler.

Ve hatta bir gün o ülkeye asker bile gönderebilirler.

Dünyaya ve hatta daha yakına, Irak’a bakarsanız, bunun örneklerini rahatlıkla görebilirsiniz.

* * *
Geçenlerde Başbakanımız, ülkenin başka bölgelerindeki sorunlar çözülmüş de sanki bir tek güneydoğu bölgesi kalmış gibi, ‘pozitif ayrımcılığa’ güzel bir örnek teşkil edecek şekilde, yeni bir eylem planı (GAP Planı) açıklamak üzere Diyarbakır’a gitti.

Burada yerel yönetici olan Belediye Başkanı (B.B), Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nı (B.B) tanımadığı izlenimi verecek şekilde, kendi çapında bir protesto biçimi geliştirerek karşılamaya bile gitmedi, hiçbir programına da iştirak etmedi.

Anlaşılan o ki; her gelişlerinde Başkent Ankara’dan sonra mutlaka ve özellikle de Diyarbakır’ı ziyaret etmeyi alışkanlık haline getirmiş olan bazı yabancı siyasetçilerin gazına gelen yerel (B.B), kendini ulusal (B.B) ile eşit görmeye başlamıştı!

Osman Baydemir, öyle arkadan ittirenlerin gazıyla fazla havaya girmemeli; bir yurt dışı seyahatinden dönüşünde dışarıdan aldığı gazla “Kürdistan’ın başkenti Diyarbakır’a hoş geldik” diyen eski (B.B) Mehdi Zana’nın düştüğü hatalara düşmemelidir.

Neticede; kendisi Türkiye’nin 81 ilinden birinin belediye başkanı, kendisini denk gördüğü Recep Tayip Erdoğan ise Türkiye Cumhuriyeti Baş Bakanıdır!

Kısaltmaları tamamen aynı olsa da (B.B), bu makamların kudret ve işlevleri çok farklıdır!

feramuzerdin@kenthaber.com

 

Yayın Tarihi : 4 Haziran 2008 Çarşamba 16:08:29
Güncelleme :4 Haziran 2008 Çarşamba 16:21:03


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?