25
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Müzmin mağdur

 Bir şiir okuduğu için cezaevine konulması herkesi çok üzmüş ve hatta bazılarını gönülden yaralamıştı.

O cezaevindeyken Kasımpaşa’da sık sık eski arkadaşlarıyla bir araya gelir, hep onu yad ederdik:

Haksızlığa uğramıştı ve yok yere “mağdur” edilmişti

O günlerde Pınarhisar’a her gün gidilirdi.

Bizim gitme imkanımız olmadığından, gidenlerle selam gönderir; dönenlerden selamlarını alırdık…

Bir hatip ustalığıyla şiirler okuduğu albümü “Bu şarkı burada bitmez” hepimizin dinlediği tek albüm haline gelmişti.

Çünkü her türlü siyasi kaygının da ötesinde, bizim gözümüzde de o bir “mağdurdu”

* * *

Cezaevinden çıktıktan sonra ilk golü büyük hürmet duyduğu “Hoca’sına” yani Erbakan’a attı.

Hoca’nın altını oyarak tabanını ondan koparmış ve kendine yepyeni bir parti kurmuştu:

Ak parti.

Milli Görüş’ün elinden kaymasından asıl mağdur olan Erbakan Hoca olsa da bizim “müzmin mağdur” bu hakkı da kendisinde görmüştü bir defa!

İlk önce seçimlerde partisi tek başına iktidar oldu…

Sonra da yapılan bir ara seçimle kendisi önce “eniştesi olduğu” Siirt’ten milletvekili oldu, sonradan da Başbakan…

Burada da bir mağdur vardı:

Siirt Milletvekilliği düşürülen Jet Fadıl…

Ama bizim “müzmin mağdurun” yanında onun sözü bile edilemezdi!

* * *

Bizim müzmin “mağdur” artık mutlak iktidar olmasına rağmen bile hep ama hep mağdurdu(!)

Bir takım askerler karşısında mağdurdu…

O yüzden askeriyeyi muma çevirdi.

Bazı işadamları karşısında mağdurdu…

Hepsi işini gücünü başkalarına devretmek, bazıları memleketi bile terketmek zorunda kaldı.

Medya karşısında mağdurdu…

Hangi gazetede, kimin, hangi köşede yazacağına kadar karışır oldu.

Hatta ve hatta (adı üstünde) muhalefet karşısında bile mağdurdu!

Onları da toptan “Ergenekoncu” ilan etti, bundan da kurtuldu!

Peki tüm bunlar bu kadar şeye rağmen “mağdur” olabildiler mi?

Haşa; bizim sürekli şikayet eden “müzmin mağdur” varken onlara kim bakar?

* * *

Şimdi de gündeminde Adliyeler var.

Yok bilmem nereye inşaat yapacakmış da engellemişler; ciğeri yanmış!

Onlardan da şikayetçi yani…

Mahkemelerin görevi kanunları uygulamaktır.

Kanunsuz, yanlış yunluş iş yapmazsan, mahkeme sana ne diyecek?

Elinde imkan var, değiştir kanunları kafana göre bak bakalım bir tane bile hakim sana yan gözle bakabiliyor mu?

Sana göre milletin işi gücü yok da ha gayret seni “mağdur” etmekle mi meşguller sanıyorsun?

Hani önce şiirle falan başlamıştın ya; temcit pilavı gibi, bence artık sen bu işin “edebiyatını” seviyorsun...

Artık senden de mağdur olanlar varmış; ne gam?

Yayın Tarihi : 17 Ocak 2010 Pazar 21:19:18


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?