Biz de “üstattan” öğrendiğimiz şekliyle soralım o zaman:
Velev ki Avrupa Deniz Feneri e.V dosyası Alman makamları tarafından CHP’ne verilmedi?
Velev ki CHP’li Ali Kılıç o dosyayı avukatların veya sanıkların birinden almış olsun?
Ne olacak yani; o zaman içindekileri yok mu sayacağız?
Aramızda “Adli Yardımlaşma Anlaşması” bulunan Almanya adliyelerince, kat’i delillere dayanarak verilmiş mahkumiyet kararlarının bize göstermiş olduğu izleri takip etmekten vaz mı geçeceğiz?
* * *
CHP MYK üyesi Ali Kılıç, Alman mahkemesinin dosyasını koltuğunun altına sıkıştırıp da Avrupa Deniz Feneri e.V’nin ipliğini pazara çıkarınca ve bunun bir ucu da hükümete yakın isimlere dokununca, Adalet Bakanı derhal harekete geçerek, Kılıç’ın bu dosyaya nasıl ulaşabildiğinin Almanya’ya sorulmasını istemiş…
AKP yöneticilerinin kamuoyunu bu kadar “saf” yerine koymalarına hiç gerek yok aslında…
Dava dosyalarının iddianame hazırlandıktan sonra ilgililerin ve avukatlarının incelemesine açık olduğunu biraz genel kültürü olan herkes bilir.
Sayın Şahin, CHP’nin bu dosyaya kendilerinden önce nasıl ulaşabildiğini araştırmak yerine, Türkiye’deki üst düzey yöneticiler hakkında ciddi iddialar içeren dava dosyasının aramızda Adli Yardımlaşma Anlaşması bulunan Almanya’dan bugüne kadar bakanlığına nasıl ulaşamadığını araştırmalıdır.
Adalet Bakanımız M. Ali Şahin kendini “Ergenekon” tarzı “gizlilik kararlı” soruşturmalara fazlasıyla kaptırmış olacak ki; Alman Adaleti’nin “şeffaf yargılama” uygulamasını bir hayli yadırgamış demek ki?
“Ergenekon” söz konusu olunca delilerin kuyuya attıkları taşlar bile delil sayılacak, ama konu “Deniz Feneri” olunca Alman Adaleti’nin mahkeme kararları bile yok sayılacak, öyle mi?
* * *
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, bu “deniz” işine o kadar çok duyarlıysa kendisine haddim olmayarak bakanlığının yüzünü kızartacak bir başka “deniz” olayını hatırlatmak isterim:
Sanatından çok yaşadığı aşklarla gündemde kalan kokain sanığı Deniz Seki’nin VIP kapısından Adliye’ye alınarak sorgulanmasını iyice araştırıp soruştursun önce…
Herkese eşit davranılması gereken adliyelerde öyle“sıradan vatandaşa cümle kapı, torpilli vatandaşa VIP kapı” muhabbeti halkı bozar…
Sayın Bakan’ın sağlamakla görevli olduğu “adalete güveni” de derinden sarsar.
Bizden söylemesi…
* * *
Sahi, bu arada sırası gelmişken yine soralım:
Ankara’da kahvehanelerde okey oynayarak vakit öldüren Avrupa Deniz Feneri e.V sanığı olduğu söylenen Zahit Akman, neden artık hiç yurtdışına gitmiyor?
Deniz fenerinin ışığından yaralananlar yakında meydana çıkacak.yetim hakkı kul hakkı yiyeyenler bir gün sizinde zeval vaktiniz gelecek ?Bu dünya kimseye kalmadı kalmayacakta. hamamönünde kanunsuz 32 iş yerini yıkıpta hitler benzeri akif heykeli dikenler. rızıkları taş göz yaşlarını kan eyleyenler bir gün sizden hesap sorulacak.hemde satın almaya çalıştığuınız yargı tarafından.
şu anda dava dosyası çeviride ve ben doğru bir şekilde çevrilebileceğini sanmıyorum eminim tanıdık suçluların adı X Y Z olarak belirtilecek ve adi bir suç işlemişler gibi değerlendirilecekler delil olmadığı için mahkeme kısa zamanda karara bayacak