2
Mayıs
2025
Cuma
ANASAYFA

Askerin iki seçeneği var

Ekonomik krizin büktüğü belinizle bir yandan Kemal Sunal’ın filmlerinde hicvettiği gibi, borçlu olduğunuz manavın, bakkalın önünden geçerken yolunuzu değiştirir; kaç aydır kirayı geciktirdiğiniz ev sahibinizle göz göze gelmemek için ondan köşe bucak kaçar; komşularınızın gözü önünde kırmızı yeşil şeritli bir minibüsle kapınıza dayanan icra memurlarının utancını yaşarken; bir yandan da Ankara’da yaşanan tartışmaları ilgiyle izliyorsunuz.

Asker darbe hazırlığında mı?

Darbeci askerler askeri mahkemelerde mi yoksa sivil mahkemelerde mi yargılanmalı?

Genel Kurmay Başkanı Başbuğ’un iddialı lafları ertesi gün nasıl pas pas oldu?

Cesur AKP askeri nasıl dize getirdi?

Vesaire vesaire…

* * *

Pratikte dertlerimize çare olmayacak bir sürü polemiğin ortasında şaşkın şaşkın duruyoruz.

O yüzden ben de lafı fazla dolandırmadan bugün gelinen noktayı size kısaca özetleyeyim:

Askerin artık iki seçeneği var:

Ya “Yetti artık; öyle olmaz böyle olur” diyerek gerçekten darbe yapacaklar.

Ya da “küresel şefin” onlara çizdiği role soyunup; teçhizatlarını kuşanarak Afganistan, Irak ve belki de İran dağlarına doğru yol alacaklar!

İkisi de bizim için hoş değil. Hangisini seçecekler,bekleyip göreceğiz?

* * *

Her ne kadar aynı gün içinde Ankara Büyükelçileri “Biz Türkiye’nin iç işlerine karışmayız” veya hükümet sözcüleri “Türkiye’ye baskı yapmak gibi bir niyetimiz yok” şeklinde peşi sıra açıklamalar yapmak zorunda kalsalar da Amerikalıların Türkiye’de “vur de vuralım, öl de ölelim” mantığına sahip bazı yakın arkadaşlarının(!)hayli etkin görevlerde olduğu bir sır değil.

Şimdi siz benden isim isteyeceksiniz ama siz onları zaten biliyorsunuz. Sizin aklınıza kim geliyorsa, bunlar onlardır. Bu yakın arkadaşlar(!) her türlü küresel göreve talip olduklarını zaten saklamıyorlar.

Afganistan ve Irak’a asker gönderilmesine karşı çıkan; hesapsız kitapsız ve milli menfaatlerimize uygunluğu kamuoyunda yeterince tartışılmamış olan “gecenin sürprizi” Ermeni, Kürt, Kıbrıs ve Kafkasya, yeni Anayasa açılımlarına temkinli yaklaşan veya tavır koyabilen en güçlü gurup askerler.

Muhalefetin ve birkaç aydının muhalif sesleri ise askerlerinkinin yanında sönük ve etkisiz kalıyor.

O yüzden de askerin bu konulardaki direncinin bir şekilde kırılması gerekiyor.

* * *

İşte siz o yüzden anlayamıyorsunuz, niçin Genel Kurmay Başkanı “Vallahi billahi darbe yapmak aklımızın ucundan bile geçmiyor” şeklinde açıklamalar yaparken, aralarında AKP yönetiminin de bulunduğu bir kesimin “Yok yok siz kesin darbe yapacaksınız, o yüzden sizin köşeye sıkıştırılmanız lazım” şeklindeki çıkışlarını.

Bu tartışmalar bir şekilde son bulacaktır:

Ya bir sabah uyanacağız ve askerler “Darbe işte böyle olur, alın size darbe diyecekler.”

Ya da bir akşam teçhizatlarını kuşanıp sınır ötesi görevlere gidecekler.

Yani anlayacağınız o eski tekerleme artık değişti:

“Alavere dalavere, Türk Memet nöbete!”
 

Yayın Tarihi : 1 Temmuz 2009 Çarşamba 11:53:31
Güncelleme :1 Temmuz 2009 Çarşamba 12:08:29


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Gönül Aydemir IP: 85.102.166.xxx Tarih : 4.07.2009 13:39:54

Değerli yazarımızın tanıları çok doğru.Çözümü de belli,çağdaş uygarlık düzeyini hedef alan tam bağımsız Türkiye.Halkımız çok sabırlı;açlık,yoksulluk,şiddet yüzünden beynini gelişitirecek zaman bırakılmıyor. Hala barınma ve beslenme sorunumuzu çözemedik,bu nedenle zeka düzeyimiz çağdaş Nasreddin Hocamız Aziz Nesin'in belirtiği oranların üzerinde geri kalıyor.Askerimize güvenimiz tam olmakla birlikte,askerimizin kaynağı da bu halk.Bu ülkenin açlıktan gözü çıkmış, dayak yiyen, horlanan, aç, sefil bir deri bir kemik bedenleri ile zar zor ayakta kalan kadınlarının yetiştirdiği çocuklar.Bu kadınların ağaç altında doğurup, tarla çapalarken sırtına sardığı,fabrikalarda,devlet dairelerinde çalışarak  büyüttüğü çocuklar onun bunun lejyonerleri ölmesin diye,onun bunun hizmetinde, başkalarının jandarmalığına gönderilmesini engellemek gerekir. Toplum Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi örgütlenip çağdaş, demokratik, sosyal hukuk devletini gerçekleştirmekle işe başlamalı. Böyle haksızlıkların karşısına dikilmeli, dikilmesi öğretilmeli. Darbe asla çözüm olmamalı. Bir toplum kendi yerine düşünmeyi üç beş kişiye bırakmamalı,kendisi düşünmeli,ülkeyi,demokrasiyi korumayı, kollamayı kendisi öğrenmeli bilemedikleri derhal öğretilmelidir.


Kuddusi Kurt IP: 88.226.185.xxx Tarih : 2.07.2009 00:19:37

İyibir tespit. Allah, Yüreğine sağlık, kalemine güç versin. iyiki varsınız...