Geçen ay Almanya’da görülen Deniz Feneri davasıyla ilgili olarak adı sıkça gündeme gelen Radyo Televizyon Üst Kurulu Başkanı Zahid Akman’la ilgili haberleri okudukça, hafızamı şöyle bir zorladım:
Akman’ın Alman adaleti ile (tabii eğer varsa) sorunlarını çözmediği sürece, kendini, öz vatanı Türkiye’de olsa dahi, rahat hissetmesi kolay görünmüyor.
Akman hakkında Alman adliyelerinde yürütülen başka davalar da olduğunu, bizzat soruşturmayı yürüten savcıların ağzından yazan gazetelerden öğrenmiştik.
Bu durumda, Sayın Akman’ın işi daha da zorlaşıyor.
Niçin mi?
Anlatalım:
* * *
Dünya üzerinde Birleşmiş Milletlerden sonra en fazla üyeye sahip olan uluslar arası kuruluş, Uluslar arası Adli Polis Teşkilatı olan ICPO/INTERPOL’dür.
Fransa/Lyon’da bulunan INTERPOL Merkezi’nde üye ülkelerin her birinin yeter sayıda temsilcileri görev yapar.
INTERPOL’ün ayrıca her ülkede o ülkenin yerel teşkilatı bünyesinde kurulu bulunan ve National Burreau (Milli INTERPOL Bürosu) adı altında görev yapan birimleri de vardır.
INTERPOL’ün en önemli amacı sınır aşan suç ve suçlularla mücadele etmek ve bunları yakalamaktır.
* * *
Bir ülkede suç işlediği savıyla hakkında soruşturma yürütülen veya hüküm verilen ancak başka bir ülkeye kaçan ve suç soruşturması geçirmekte olduğu ülkenin yerel kolluk güçlerince yakalanması artık mümkün olmayan uluslar arası firariler, INTERPOL tarafından çıkarılan bir uluslar arası tevkif müzekkeresi olan Kırmızı Bülten’le tüm dünya genelinde aranılmaya başlarlar.
Yani; Kırmızı Bülten, bir yakalama müzekkeresidir.
Kırmızı Bülten’le aranan bir şahıs, herhangi bir ülkede herhangi bir polis kontrolünden geçerse derhal yakalanır ve tutuklanarak cezaevine konur.
Adalet Bakanlığı aracılığıyla ilgili ülkeyle derhal irtibata geçilerek, dava dosyası talep edilir.
Dava dosyası ulaştıktan sonra yapılacak yargılamanın sonunda; şahsın, ya kendisiyle ilgili soruşturma yürütülen ülkeye iadesine ya da (özel durumlarda) asıl dava dosyasının halen tutuklu bulunduğu ülkeye getirtilerek davanın burada görülmesine karar verilir.
Tüm bu işlemler, ülkeler arasında karşılıklı olarak imzalanan adli yardım anlaşmaları çerçevesinde yürütülür.
* * *
Hatırlanacak olursa, yakın bir zaman önce Güney Kıbrıs Cumhuriyeti, bu hakkı göz göre göre kötüye kullanmış ve terörle mücadelede hakkı ödenemeyecek yararlıklar gösteren ismini vermek istemediğimiz emekli bir generalimiz, bu ülkenin çıkardığı Kırmızı Bülten yüzünden yurt dışına çıkamaz olmuştu.
Türkiye Güney Kıbrıs’ı resmen tanımadığı ve doğrudan ilişki kurmadığı için, generalimiz, ancak yurt içinde rahatça hareket edebilmişti.
* * *
Almanya’da adli bir soruşturma geçirdiği iddia edilen Zahid Akman ve avukatları, Almanya’nın INTERPOL kartına başvurmakta asla tereddüt göstermeyeceğini bilmelidirler.
Çünkü, INTERPOL’ü en etkin ve doğru olarak kullanan ülkelerin başında Almanya gelmektedir.
Türkiye ve Almanya arasında, Güney Kıbrıs’ın aksine, bir adli yardım anlaşması da mevcuttur.
Bu durumda, sadece Akman değil, bu ülkede önemli bir adli soruşturma altında bulunan diğer kimseler de haklarında çıkarılabilecek olan bir Kırmızı Bülten’e her an hazırlıklı olmalıdırlar.
Hakkında Kırmızı Bülten çıkarılması halinde, RTÜK gibi bir kuruluşun başında bulunan bir şahsın artık yurtdışına çıkarak, uluslar arası toplantılara katılma veya Türkiye’yi temsil etme gibi bir olanağı kalmamış olur!