Bu sorunun cevabı çok basit:
Garibana tabii ki!
Aslında kelepçe takıp takmamak polisin inisiyatifindedir.
Eğer yakaladığı kişinin kaçma şüphesi varsa, polis, kelepçeyi istediği gibi takar.
Yok polis, kendinden veya yakaladığı kişiden eminse, yakalanan kimsenin kaçmayacağını düşünüyorsa kelepçe takmaz, normal şartlarda da kimse “niye takmadın” diye soramaz!
Batıda ise bu iş rutine bağlandığından, polis yakaladığı kişiye sosyal statüsüne ve suçunun niteliğine bakmazsızın derhal kelepçe takar.
Ama her şeyde olduğu gibi, Türkiye pratiği, burada da çok farklı işlemektedir.
Yargılamanın zaman zaman bir kişiyi “itibarsızlaştırma” ve “kelepçelenmenin” de buna bağlı olarak bir aşağılama yöntemi olarak kullanıldığı düşüncesinin artık kamuoyunda bile tartışılmaya başlandığı Türkiye’de kelepçe kimlere takılır?
Peki kimlere vurulamaz?
Onların eli her halükarda serbest kalmalı çünkü!
Yoksa başka nasıl ellerini kollarını sallayarak Habur’dan geçebilirler?
İnanamıyorsanız, açın KCK operasyonunda yakalananlara kelepçe takan polislere açılan incelemelere bakın.
Zaten onlar da hemen tavır geliştirmişler:
Artık yakaladıkları PKK bombacılarına bile kelepçe tak(a)mıyorlar!
Iste Türkiyede esitsizlik uygulamada degisiklige ayrimciliga gitme, duruma göre ayar. Sonuc yasalara itimatsizlik. halkta tedirginlik. Bir kanun cikar ve bu uygulanmasi gerekir. Her ne dolaydan bir kisi yakalanmissa kelepce vurulmali (Esegini saglam kaziga bagla) Yok güvenmis yok bu tanidikmis yok bu degerli bir kisi imis Bos bu isler. Sonra da Ona takildi buna takilmadi diye bos lakirdilara gerek kalmaz Kelepce vurulanla vurulmayan arasindaki esitsizik otamatikman kalkar. Bugün beyaza siyah denilecek bir yasa ciksa herkez bunu kabullenmeli uygulamali Bu durumlar uygulanmadigi müddet huzursuzluk devam edecektir.