22
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Mevlüt Pilavı


Anadolu’da adettir.

Allah hepimize gecinden versin; bir yakınımız öldüğü zaman; uzaktan - yakından ‘başsağlığı’ için gelenlere ve rahmete eren kişi için okuduğumuz / okuttuğumuz Dua’ya ve Mevlid’e katılanlara, etli pilav dağıtırız.

Böylece, bir anlamda; ‘acımızı’ paylaşanlarla, biz de ‘aşımızı’ paylaşmış oluruz.

Dağıtılan bu taziye yemeğinin, halk arasında yerleşmiş bir ismi de vardır:

“Mevlüt Pilavı”

* * *

Yaptığı medyatik ve bazen de bir hayli kaba çıkışlarıyla dünya liderlerini zaman zaman zor durumda bırakan ve uslanmaz bir Bush Yönetimi karşıtı olarak bilinen Venezüela Devlet Başkanı Hugo Chavez, İspanyolca bir kelime oyunu yaparak, “O”na bir isim takmış:

“Condolencia”!

Yani “başsağlığı” ya da eski tabiriyle “taziye”!

Ama asıl ismi, “Condoleezza”…

Soyadı da “Rice”.

Chavez’in bu muzip kelime oyunundan yola çıkarak; biraz da fantastik bir zorlamayla, ismini Türkçe’ye çevirirsek; şöyle oluyor o zaman:

“Taziye Pilavı” ya da tam Türkçe anlamıyla;

“Mevlüt Pilavı”.

* * *

Başkan Buşh ve ekibine hâkim olan ‘benmerkezci’ bir dünya görüşüne sıkı sıkıya bağlı olduğu görülen Condoleezza Rice; eski Genel Kurmay Başkanı ve Dışişleri Bakanı Colin Powell’ın II. George W. Bush hükümetinde görev almayı reddetmesi ile birlikte, aniden yıldızı parlayarak, ABD Dış İşleri Bakanlığı’na getirilmişti.

“İyi piyano çalmak” dışında ne gibi bir meziyete sahip olduğu konusunda şu ana kadar kimsenin bir fikir sahibi olamadığı bu hanımefendi; maalesef, uyguladığı yanlış politikalarla, başta Orta Doğu olmak üzere, dünya üzerindeki birçok evde, tabiri caizse, “mevlüt pilavı” yenilmesine sebep olmuştur.

Geçtiğimiz ay, Annapolis’te yapılan, ancak hiçbir olumlu sonuç alınamadan dağılan İsrail – Filistin barış görüşmeleri de; dünya üzerinde böylesine ‘kötü bir şöhrete sahip’ olan sayın bakanın giderayak, “iyi işler de yaptı” dedirtmek için planladığı bir şovdur.

Hatırlanacak olursa; sergilenen bu şovun ‘Ankara ayağında’ yer alan bazı idarecilerimiz de, “İsrail – Filistin barışını sağlayan lider” edasıyla, kendilerine pay çıkarmaktan geri kalmamışlardı!

Ama, İsrailli yöneticilerin bu ‘hatır’ şovundaki görevleri biter bitmez memleketlerine dönerek, daha henüz yapılmış olan barış görüşmelerinin ruhuna aykırı olmak üzere; yeni yerleşim yerleri açmaya devam etmek istemeleri de, dikkatli gözlerden kaçmamıştır.

* * *

Bu Condoleezza Rice, birkaç gün önce, TSK operasyonunun hemen ardından, buradaki “müttefikleriyle” toplantılar yapmak üzere; kendisinin kullanmayı çok sevdiği bir tabir olan “Irak Kürdistanı”na (demek ki başka Kürdistanlar da var, ya da olacak?)gitti.

Ama burada, asla tahmin etmediği bir sürprizle karşılaştı:

Konumunu küçümsemek amacıyla olacak ki; resmi söylemlerimizde “aşiret reisi” olarak adlandırılan, ancak dünyada “Irak Kürdistan’ı Cumhurbaşkanı” olarak bilinen Mesut Barzani; ABD’nin Türkiye’nin operasyonuna yeşil ışık yakmış olduğu gerekçesiyle, kendisiyle görüşmeyi reddetti!

Zira; İran, Suriye ve Türkiye’den toprak koparmak suretiyle ‘bağımsız büyük Kürdistan’ kurmayı amaçlayan PKK terör örgütü üzerine TSK tarafından yapılan operasyona ve ABD’nin de buna engel olmamasına çok bozulmuştu!

Bunun üzerine Condoleezza Rice da kös kös geri dönerek, geceyi, sınırlarımız içerisinde kendilerine üs olarak tahsis ettiğimiz İncirlik’te geçirdi.

* * *

Şimdi milletin kafasında, “ABD Dış İşleri Bakanı hazır Türkiye’ye gelmişken; bu kadar önemsedikleri, ABD’ne her gittiğinde ‘krallar gibi karşılanan’, Başbakanımız Tayyip Erdoğan’la, hadi kendisi müsait değildi, diğer yetkililerle veya en azından meslektaşı Ali Babacan’la niye görüşmedi?” şeklinde sorular oluşmuştur mutlaka?

Ama, sağ olsun medyamız, kafamızın karıştığı her konuda olduğu gibi, bu kez de imdada yetişti hemen:

İncirlikte kaldığı süre içerinde herhangi bir Türk yetkili ile görüşmeyen Rice’ın, memleketine varır varmaz, AKP aşkı bir anda depreşmişti (!)

Doğal olarak, hemen geri dönüp, kendisinin bu kabalığını affettiremeyeceği için; Dış İşleri Bakanımız Ali Babacan’ı telefonla arayarak “işbirliğinden çok memnun olduğunu” ifade etmişti(!)

Efendim?

Ne “birliği”?

Türkiye’ye karşı içte, dışta ve bazı köşelerde “mevzilenenler”, “birlik” kelimesini duyunca lütfen hemen paniklemesin.

Korkmasınlar, milli “birlik” veya askeri “birlik” değil;

Sadece “iş birliği”.

O da, ‘sözde’ zaten.

* * *

Bugün Bayram.

En azından karşılıklı iyi duyguların paylaşıldığı bu mutlu günlerde, kafanızı fazlaca yormak istemiyorum.

Büyük – küçük herkesin bayramını buradan kutluyorum.

Allah, tüm güzel ve anlamlı günlere sevdiklerimizle erişmeyi nasip etsin.

* * *

Bu arada; geleceklerinin garantisi olarak gördükleri tek evlatlarını PKK terörüne kurban vermiş olan, Ardahan/Posof’lu Cemal amca ve fedakâr eşi, sizleri de unuttum sanmayın.

Askere gittiği o günden beri, dönmesini hala beklediğiniz oğlunuzun; yaşam mücadelesi vermekte olduğunuz o tek gözlü harap evinizin kapısını, artık hiç ama hiç çalamayacağını, size bayram sevinci yaşatamayacağını biliyorum.

Onun yerine, bu görev hepimize düşüyor.

Evlatlarını teröre şehit vermiş tüm ana- babalar ve ana- babalarını teröre şehit vermiş evlatlar;

Sizin de Bayramınız kutlu olsun!

Bedenini toprağa emanet ettiğiniz biricik yavrularınızın “Mevlüt Pilavı”nı dağıtırken yüreğinizin acısından titreyen o ellerinizi, saygı ve minnetle öpüyoruz.


feramuzerdin@kenthaber.com

Yayın Tarihi : 21 Aralık 2007 Cuma 19:16:18


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?