“O kadın zaten yolluydu”

Nişantaşı’nda aracının arka koltuğunda telle boğularak öldürülen kadını hepiniz biliyorsunuz:

Esra K.

Gazeteler ilk günden itibaren Esra hanım ile ilgili hemen her detayı verdiler:

Ölen kocasının kim olduğunu…

Şimdi bir gelinlik firmasında çalıştığını…

Çok geniş bir sosyal çevresi olduğunu…

O gece bir restaurant açılışına katıldığını…

İki çocuğu olduğunu…

Burasını tekrarlamak istiyorum:

İKİ ÇOCUĞU OLDUĞUNU…

Ama medya buna rağmen kadını ilk günden itibaren “hafif” olarak damgalamaktan da geri durmadı.

Sanki su testisi su yolunda kırılmıştı!

Kadının cesedi bulunur bulunmaz çok hareketli bir sosyal hayatı olduğunu öğrendik…

O gece 50 kişiyle görüştüğünü ve polisin bu yüzden çok zorlandığı da alaycı bir üslupla bize aktarıldı.

Hatta kadının sevgilisi olan üç “evli” adam da sırra kadem basmıştı. Ama polis onların cinayetle bir ilgisi bulunmadığını bildiği için onları rahat bırakmıştı!

Medya kamuoyunda kadının ölümünün hayat tarzı sebebiyle haklı bir sonuç olduğu gibi haksız bir yargıya ön ayak olurken, en son bombayı da cinayet şüphelisi olarak yakalanan E. G. patlattı:

“Bugüne kadar birlikte olduğum en iyi erkeksin dediği için öldürdüm!”

Breh… breh… breh…

Dünyada bu lafı duymak için kendini heba edecek milyonlarca erkek varken, paşazade(!) bu duruma bozulmuş!

Cinayeti işlediği iddia edilen kişinin paçayı biraz daha ucuza kurtarmak için ettiği sözleri, manşet yapan bir tek bizidir herhalde?

“Erkekliğimle alay etti” dese daha da az ceza alacağını biliyor aslında ama serde erkeklik(!) var ya, işi “boğalığa” çeviriyor.

Yoksa “içerde” makaraya alırlar kendisini…

İyi biliyor; çünkü bu aynı şekilde işlediği ikinci cinayeti!

Daha önce eski kız arkadaşını da aynı şekilde boğarak öldürmekten hükümlüyken ceza evinden kaçmıştı.

E.G’a yargı sürecinde başarılar dileriz.

Kendisini 3 – 4 yıl sonra yeniden aramızda göreceğimiz günlerin uzak olmadığını her Türk vatandaşı gibi biz de biliyoruz.

* * * *

Konuyu dağıtmadan biz asıl konumuza, medyanın bu olayda da sorumsuzca davranmasına dönelim.

Öldürülen kadının iki tane yetişkin çocuğu var.

Bunlar öğrenci ve hayatları da devam ediyor.

Ama annelerinin “hafifliği” hakkında o kadar şey yazılıp çizildi ki, artık sosyal çevrelerinde eskisi gibi olmalarına imkan yok!

Esra hanım iki yetişkin çocuk annesi bir kadın olarak hayatına dikkat etmeli miydi?

Daha önce kız arkadaşını öldüren bir adamdan uzak durmalı mıydı?

Her iki sorunun cevabı da kesinlikle “evet”!

Ama medya onun hayatıyla ödediği bu ölümcül hatasını zaten yetimken bir de öksüz kalan çocuklara da mı ödetmeli?

Onların suçu günahı ne?

Katil zanlısı E.G’nin Serap Ezgü’nün Star’daki Suç ve Ceza programına çıkan annesi yüzünü gizlemek için şekilden şekle girerken, diğer taraftaki masum sabileri de düşünmek Bab-ı Ali’de hiç kimsenin aklına gelmedi mi?