Polisi tutuklamak doğru mu?

Son günlerde polis kurşunuyla yaralanan ya da ölen kişilerle ilgili haberlere medyada daha sık rastlar olduk.

Kurşunların polis silahından çıkmış olması, konuyu daha da tartışılır bir hale getirmektedir.

Şu bir gerçektir ki; kolluk kuvvetleri “silah” taşıdıkları ve bu silahı gerektiğinde kullanmakla yetkili ve hatta GÖREVLİ oldukları için, diğer kamu görevlilerinden her yönleriyle ayrılırlar.

Karşılaştıkları her olayda “ani ve doğru karar vermek” gibi bir mecburiyetleri olan kolluk kuvvetlerinin özlük hakları ile yargılama esaslarının diğer kamu görevlilerinden farklı olması bu yüzden çok doğaldır.

Hepimizin her zaman yaşayabileceği gibi; ani bir karar verirken, aynı zamanda doğru bir karar vermek, her zaman mümkün olmayabilmektedir.

O zaman, her zaman söylediğimiz bir şeyi tekrar edelim:

Görevi esnasında görevi gereği silah kullanan kolluk görevlisi ile beylik silahını görev harici keyfi olarak kullanan kolluk görevlisini bir tutamazsınız!

Yani; nöbeti esnasında görev gereği silah kullanan bir polisle, eğlenmek için gittiği pavyonda sarhoş olup silah sıkan bir polis aynı değildir!

* * *

Bu durumda; kolluk kuvvetlerinin silah kullanma yetkilerini bir kez daha hatırlatmakta fayda var:

Kolluk kuvvetleri, Terörle Mücadele Kanunu, Kaçakçılık Kanunu ve Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu gereğince gerektiğinde silah kullanmakla yetkili ve hatta görevlidirler.

PVSK, kamu görevlisinin kendi canına veya bir başkasının canına kast edilmesi suretiyle “meşru müdafaa” şartları doğduğunda ve kamu düzeninin sağlanmasına yönelik bir takım adli ve idari görevlerin ifası esnasında silah kullanmayı olanaklı kılmaktadır.

Bu durumda, “polisten kaçmak” silah kullanılması için yeterli bir sebep olmamakla birlikte; yanlış verilmiş bir kararla da olsa silah kullanma esnasında, silahı kullananın atış becerisi, konumu, duruşu, hava şartları, duyduğu heyecan gibi birçok etkenin, silahın “orantılı” bir şekilde kullanılmasını doğrudan etkileyeceği asla hatırdan çıkarılmamalıdır!

* * *

Türkiye’de maalesef sıkça kullanılan tutuklama seçeneği, bir “ön ceza” veya kamuoyu öfkesini bastırma aracı olarak kullanıldığı için; mağdur tarafında olduğu gibi, şüpheli tarafında yaşanan haksızlıklar da haliyle artmaktadır.

Defalarca yakalanan hırsızlar bile serbest kalırken, görevi esnasında silah kullanan kolluk görevlileri hakkında derhal tutuklama yoluna gidilmesi, kamu vicdanını cidden yaralamaktadır.

Görevi esnasında (yanlış değerlendirme sonucu olsa bile) göreviyle ilgili silah kullanıp da bir kişiyi yaralayan ya da öldüren kamu görevlisi mahkeme sonuçlanana kadar tutuklanmamalıdır.

Çünkü yanlış bir karar olsa ve yanlış bir sonuç doğursa da “sıcak bir olay esnasında” silah kullanması kanunlar çerçevesinde olmuştur.

Kamu görevlisinin “kastı aşan şekilde” silah kullanarak mağdura zarar verdiği mahkeme sonucunda ispatlanırsa, cezasını kanunların öngördüğü şekilde çekmelidir.

Bugünkü sistemde, kamu görevlisi olan bir şahsın kaçma veya delilleri karatma olanağı zaten yoktur.

“Bu tutuklama diğerlerine de ders olur, bir daha düşünmeden kolay kolay silah kullanamazlar” diye düşünenlere şunu hatırlatmak isteriz:

Böyle yaparak kamu görevlilerini tereddütte bırakırsanız, gerçekten ihtiyaç duyulduğunda da silah kullanmaktan çekineceklerdir.

Böyle bir tereddüt, başka masum insanların hayatlarına mal olabilir.

Bir yanlışı, başka bir yanlışla engellemek asla mümkün değildir!