26
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Şehit er birilerine ders verdi

Tabii ki anlayana!

Başbakan Erdoğan tarafından, ABD kaynaklı İngilizce orijinalinden tercüme edildiği ilk haliyle “Kürt açılımı” olarak başlatılan ancak gelen tepkiler üzerine sonradan “Demokratik açılım” olarak ve en nihayetinde de (ne alakası varsa) “Milli Birlik Açılımı” olarak lanse edilen ucubenin sonuçları nihayet ortaya çıkmaya başladı!

Askerlerimizi şehit ederken giymiş oldukları kıyafetler ile sınırımızdan girerek hepimizi adeta “ezen” pkk militanlarının kamuoyunda yarattığı öfke henüz dinmemişken, Tokat’ta verilen 7 şehit artık sabırları taşma noktasını getirdi.

Hiçbir fırsatı kaçırmayan “ağzı laf yapanlar” bu hain saldırıyı bir “provokasyon” olarak bize kabul ettirmeye çalışıyorlardı ki; pkk saldırıyı üstlenerek gerçeği ortaya çıkardı.

Böylece başta Cumhurbaşkanı Gül olmak üzere, Bülent Arınç’ın ve DTP’lilerin kamuoyunu yönlendirme amaçlı, saldırıyı pkk dışında başka güçlerin yapmış olabileceği yönelik sözleri havada kalmış oldu!

Provokasyon söylemlerinin, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in 1993 yılında 33 erimizin şehit edildiği pkk eyleminin de başka güçlerce gerçekleştirilen bir provokasyon olduğuna yönelik imalı sözlerinden sonra ortaya çıkmış olması, kamuoyunun kafasını biraz da olsa bulandırmıştı.

Pkk, dedikodulara mahal verecek şekilde eylemi tam 3 gün sonra bizzat üstlenerek “açılıma” nasıl baktığını ortaya koydu!

Böylece, açılıma yön veren hükümetin “analar artık ağlamasın” sloganıyla aslında hangi annelerin kast edilmiş olduğu, bu son eylemde ortaya çıkmış oldu!

Çünkü gördüğümüz kadarıyla şehit askerlerin anneleri hüngür hüngür ağlıyordu!

* * *

Gelelim Tokat’taki şehit erlerden Antakya’lı Fatih Yonca’nın yüreklerimizi dağlayan hikayesine:

Bu genç asker, askerde kendisine devlet tarafından verilen 129 lira harçlığın 100 lirasını her ay geride bıraktığı, hiçbir geliri olmayan ve bir kulübede yaşam mücadelesi veren annesine gönderiyordu!

Bu aslan, annesini, ailesini ve belki de sevdiğini arkasında bırakarak vatan görevine koşmuştu.

Onun şehitlikle son bulan bu acıklı hayat hikayesi, ailesi ve tanıyanlarının yanında tüm Türkiye’yi de göz yaşlarına boğdu.

İnşallah bu hikaye, askerimize kurşun sıkarak Kandil’e sığınanlardan geri döneceklere aş, iş, ev ve ceplerine nakit para sözü verenlerin kulaklarına küpe olur?

Çünkü biz çok gördük sınırda gelin karşılar gibi terörist karşılama hazırlığı yapıldığını…

Şu asla unutulmasın:

Bu memleket için kurşun atan da yiyen de şereflidir.

Ama bu memlekete ve güvenlik kuvvetlerine kurşun sıkanlar asla!
 

Yayın Tarihi : 10 Aralık 2009 Perşembe 22:15:39


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Gönül Aydemir IP: 88.235.234.xxx Tarih : 18.12.2009 01:06:35

Bu aslan bize her türlü yardımlarımızın da Mehmetçik Vakfın'a yapılması gerektiğini öğretti.Bir ülke bağımsız olamazsa dinin,imanının,Kur'an kursunun bir önemi yoktur.Ülkesi işgal edilen yurttaşın bu tür sorumluluğu da yoktur.Antakyalı Fatih Yonca gibi delikanlların analarına oğullarının gittiğini anımsatmayalım.Önce bu çocuklarımızın analarının ,ailelerinin mağduriyetini giderelim.