Sırrı Olmayanın Geleceği Olur Mu?

Genel Kurmay Başkanımız Orgeneral Yaşar Büyükanıt, yüreğimizi yakan ve milli onurumuzu yaralayan “Dağlıca saldırısından” sonra, terör örgütünün yuvalanmış olduğu Kandil Dağı’nın her an izlendiğini vurgulamak için, “BBG evi gibi” tabirini kullanmıştı.

Böylece, yaşlı-genç herkesin kafasında, izleme olayının nasıl cereyan ettiği, tek cümleyle canlandırılmış oldu.

Gazeteler ve televizyonlar da; ABD’nin ECHELON (Big Brother ya da bizde yaygın olan adıyla BBG) adında bir sisteme sahip olduğunu, bu sistemin dünya üzerinde yapılan tüm dijital ve analog iletişimi kontrol ettiğini, uzaydaki uydularıyla fotoğraf ve video çektiğini;bu sistem sayesinde pkk terör örgütünün her türlü haberleşmesinin ve hareketlerinin izlenerek, ABD tarafından Türkiye’ye anında bilgi verildiğini, günlerce kamuoyuna anlattılar.

Oysa ki; ABD, Türkiye’ye pkk hakkında bilgi verirken; diğer yandan da pkk’ya karşı topyekün bir kara harekatı başlatılacağı, hem de en yetkili komutanlardan birinin sesinden, tüm dünyaya iki gün önceden ilan ediyordu!

Çıplak gerçek, suratımızda bir tokat gibi patlamıştı:

“Biri Bizi Gözetliyor”, sadece pkk ya karşı kullanılmıyordu.

Dünya üzerinde, bu sisteme veya bir benzerine sahip olan “birileri”; stratejik Türk devlet güvenlik birimleri ile stratejik makamları işgal edenleri, adeta BBG evindeymişler gibi, takip ettiriyordu!

“İşe yarar” dökümanlar, “günü geldiğinde” kullanılmak üzere tek tek arşivleniyordu!

* * *

Bugünlerde, devlet güvenliği ile ilgili birimlerde üst düzeyde görev yapanların resmi veya özel konuşmaları, “kendin kaydet, kendin yayınla” anlamına gelen Youtube internet sitesinde yayınlanıyor.

Rakiplerini veya düşmanlarını kötüleme kampanyalarına aracılık etmesini artık kanıksamış olduğumuz bu sitede son zamanlarda yayınlanan bazı görüntü ve konuşmaların, doğrudan devlet güvenliği ile ilgili makamlar ve kişilere ait olması, bir çok soruyu da beraberinde getiriyor:

Kendi güvenliğini sağlayamayan birimler, “devlet güvenliğini” gerçekten sağlayabilir mi?

“Devlet sırrı” kavramı Türkiye’de hala geçerli mi?

Devletçe kendimize ait sırlarımız ve stratejik planlarımız var mı?

Eğer varsa, bu planlardan kimsenin haberi olmadığını düşünebilir miyiz?

Eğer bu sırlara ulaşabilmiş olan yabancılar varsa, bunların kim olduğu biliniyor mu?

Tamamına yakını yabancı yazılım ve teknolojilerle kurulan güvenlik sistemleri aslında ne kadar güvenli?

Sırrı ve kendine ait planları olmayanın, geleceği olur mu?

Devlet sırlarının bile internet sitelerine düşmesinin sorumlusu sadece, “dinleyenler” midir?

* * *

Öyleyse, yazımızı, güzel bir hikayeyle bitirelim:

Her sırra vakıf olan bir ‘devlet adamını’ derin derin düşünürken gören yardımcısı, usulca yaklaşıp, selam vermiş.

“Canınız çok sıkkın, önemli bir sorun mu var efendim?”

Derin düşüncelere dalmış olan devlet adamı, “Yok bir şey.” diye geçiştirmiş.

Devletle ilgili çok ciddi sorun olduğunu anlayan ve ne olduğunu öğrenmek için yanıp tutuşan yardımcı, ısrarını sürdürmüş.

Yardımcısının ısrarları karşısında artık bunalan ‘devlet adamı’, birden ayağa kalkmış ve meraktan adeta ölecek olan yardımcısının gözlerinin içine manalı manalı bakarak, “Sen sır tutmasını bilir misin?” demiş.

Birazdan duyacaklarının heyecanıyla dili damağı kuruyan yardımcısı hemen atılmış:

“Bilirim efendim.”

‘Devlet adamı’, ensesinden tuttuğu yardımcısına gülümseyerek cevap vermiş:

“Ben de iyi bilirim; o yüzden, bana bir şey sorma!”

feramuzerdin@kenthaber.com