Pek sayın ve sevgili kent yöneticileri...
Antalya’da elektrik sıkıntısı nedeniyle Konyaaltı, Muratpaşa, Döşemealtı,Varsak ve Kepez’in birçok mahallesinde oturan insanların haykırışları, isyanları kulaklarınızda çınlıyor olmalı.
Çınlamıyorsa lütfen en kısa zamanda bir KKB (Kulak Burun Boğaz) uzmanına gidin.
Baştan söyleyeyim; bu anlatacaklarım, sadece fırtınalı güne özgü değildir.
Güneşin yaktığı günlerde de aynı sıkıntılar yaşanıyor.
Konyaaltı’nda ikamet ettiğim için kendi yaşadıklarımı anlatmak istiyorum.
Mahallemizde elektriklerin sık sık gidip geldiğini elektrik kurumu doğrulayacaktır.
Bulunduğumuz mahallede emniyet müdürü de ikamet ettiği için inanmazsanız sayın Dr. Ali Yılmaz beye de sorabilirsiniz.
Kibarlığından çok değerli yöneticiler olan sizlere sıkıntısını ve şikayetini söylememiş olabilir.
Söylemediyse de komşularının hatırına söylemeli, anlatmalı...
Günlerden 15 aralık Çarşamba...
Fırtınanın yaşandığı gün...
Valilik, okulları tatil etti, iyi de etti.
Hiç değilse çocuklar perişan olmadı.
Ne güzel... yönetici dediğin dediğin böyle olur...
Vatandaşı uyarıldı, büyük sıkıntıların yaşanması önlendi.
Valilikten, basın kuruluşlarına bilgi de nedense gelmiyor veya geç geliyor...
Faks tarih oldu ama valiliğin haberi yok.
Hala faks geçmek için direniyor valilik basın bürosu.
Birkaç kez söyledim, e-posta diye bişey var. Ama nerdee..
Teknoloji valilik binasına girmemiş anlaşılan.
Teknoloji valiliğe girmediğine göre, vatandaşın bu konudaki ızdırabını da anlayamıyor.
Antalya’nın birçok bögesi gibi Konyaaltı’nda yaz aylarında bile hiç kesilmezse ortalama günde bir kez kesinlikle elektrik kesintisi yaşanıyor.
Elektrik arızada görevliler, “Halı düşüyor, kilim uçuyor, çöp atılıyor ve hatlar arıza veriyor” gibi açıklamalar yapıyorlar, sağolsunlar.
Bizde inanıyoruz (!)
Başta söyledim Antalya’nın fırtınalı günüydü.
Ben saymadım ama sanırım 10 kez filan kesilmiş elektrikler.
Kesinti nedeniyle eve gelmedim, yakınlarıma gittim.
Saat 24.00’ü geçtikten sonra geldim.
Fırının saatinden anladım ki 53 dakika önce elektik gelmiş.
Allah bilir kaçıncı gidiş gelişiydi.
Takdir edersiniz hava soğuk..
Elektrikle ısınıyoruz.
(Ama kömüre geçmeye karar verdim. Hava kirlenecekmiş bana ne...)
Klimayı çalıştırdım. Daha klima kendine gelip sıcak hava üflemeye başlamadı, küüt, gitti elektrik...
haydaaaa...
Yuh, yuuh yani. Bu kadar olmaz.
Bu arada fırtına bile dinmişti. Hava sakin mi sakin... Yağış var biraz biraz.
Yatsan yatılmıyor, otursan oturulmuyor...
Kutupda gibiyim...
Etraf karanlık. Sıcak bir çay yapayım bari diyorum,
Eee elektrik yok, ocağı yakamadım.
Sigara içmiyorum, sağa sola bakınıp çakmak kibrit gibi bişeyler arıyorum, yok.
Göz gözü görmüyor ki...
Telsiz telefon çalışmıyor, cep telefonuyla elektrik arızayı aradım.
186’yı çevirdim uzun uzun çaldı.
Telefonu açan beyefendi, gelecek yarım saat kırkbeş dakika sonra gelir dedi ve suratıma kapattı telefonu.
Tekrar aradım, kendimi tanıttım, ayıptır yapmayın dedim, milletin iletişimi kesiliyor elektrik gidince, dedim. Arayanların derdini dinleyin bari birkaç dakika dedim.
Onların sıkıntısı ise ayrı...
Bilgisayarınız pilli bile olsa, modem tel vs nedenlerle internet iletişimi de sağlanamıyor.
Ey sayın vali, ey elektrik idaresi müdürü ve ey diğer ilgili bürokratlar...
Bir saatlik kesinti bile insanları nasıl mağdur ettiğini lütfen düşünün.
Sizin de okul çağındayken öğretmenlerinize, “Elektrikler kesikti ders çalışamadım” gibi bir bahaneniz, gerekçeniz olmuştur.
Bu çağda çocuklarımızı böyle bir duruma düşürdüğünüzün farkında mısınız?
Sadece çocuklar değil, ben de görevimi yapamaz duruma geldim...