21
Mayıs
2024
Salı
GÜNCEL

Pota üzerine devrilmişti

Antalya'da, 9 Aralık 2002 yılında basketbol oynadığı sırada asıldığı potanın devrilmesi sonucu, potanın altında kalarak yaşamını yitiren Palmiyespor Kulübü'nün başarılı oyuncusu Atilla Göngör'ün (12) ölümü ile ilgili Antalya 4. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından istenen ve Ankara Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesi tarafından tayin edilen bilirkişi raporu hazırlandı.

Rapora göre, hayatını kaybeden Atilla Güngör'ün olayda kusurlu olmadığı, gerek montaj esnasında, gerekse daha sonra denetleme, bakım ve onarım görevini yapmayarak olayın meydana gelmesine sebep olan Konyaaltı Belediyesi'nin kusurlu olduğu kanaatine varıldı.

Antalya 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen dava da bilirkişi olarak tayin edilen, İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi'nden Prof. Dr. İsmail Duranyıldız, Kimya-Metalürji Fakültesi'nden Prof. Dr. Niyazi Eruslu ve İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Yrd. Doç. Dr. Hakan Evik'ten oluşan heyetin hazırladığı rapor mahkemeye ulaştı. Bilirkişi heyetini yapmış olduğu durum değerlendirmesine göre 1999 yılında Uncalı Siteler Mahallesi'nde işletmeye açılan Ayşe Kartal Parkı'ndaki 75. Yıl Spor Kompleksi'nde, Atilla Güngör'ün basket potasına asıldığı sırada, potanın üzerine devrilmesiyle hayatını kaybettiği ifade edildi.

Heyet tarafından verilen raporda "Basket potaları gerek fiziksel ve statik şartlar gerekse oyuncu asılması veya dışardan başka yükleri taşıyacak şekilde projelendirilir, şartnamelere belirtilir. Normal bir basketbol oyuncusunun ağırlığı en az 80-90 kilogram olduğu düşünülürse bu potaların, bu ağırlığı birkaç katını emniyetle taşımaları gerekir. Pota çemberi çok daha ince ve zayıf bir malzemeden yapılıdır ve aşırı bir asılma yükü sonucu önce kırılarak bir çeşit sigorta görevi yapar, dolayısı ile potaya aşırı yük gelmesini veya potanın devrilmesini önler. Hayatını kaybeden Atilla'nın ağırlığı 40 kilogram olduğu düşünülürse, potanın devrilmesinin asıl nedeninin, oyuncunun potaya asılmaktan kaynaklanmadığı ortaya çıkmaktadır. Pota daha önceden bir neden ile kırılmış, stabilitesini kaybetmiş ve oyuncunun çembere asılması devrilmesini tetiklemiştir. Çocuk oyuncu olmasaydı, şiddetli bir rüzgarın da bu tetiklemeyi yapabilecek kuvveti oluşturması şansı yüksektir. Yapılan tüm tespitlerden sahaya monte edilen basket potasının şartnameye ve ölçülere uymadığı anlaşılmıştır. Pota çember yüksekliği şartname ve kuralara göre 305 santimetre olması gerekirken, 260 santimetre olduğu görülmektedir. Potanın olaydan önce eğik olduğu beyan edilmektedir. Bu da pota çember yükseklinin daha da inmiş olduğunu doğrulamaktadır. Bu neden ile 170 santimetre boyunda birisinin potaya zıplayarak asılması son derece normaldir." denildi.

Basketbol oyununda smaç ve potaya asılmanın oyunun bir parçası olduğu belirtilen heyet raporunda, bir basket takımında oynayan çocuk oyuncunun da bu hareketi yapmasının son derece doğal olduğu ifade edildi. Yapılan potanın imalatında kullanılan malzemelerin şartnameye uygun olmadığı belirtilen raporda, şu ifadelere yer verildi: "Eğer şartlara uygun olarak yapılsaydı 10 derece eğimli olan bir pota bile rahatlıkla çok daha yüksek yükleri taşıyabilecek kapasitede olurdu. Ancak montajın gerektiği gibi yapılmaması, dip kaynak dikişinin yetersiz olması, destek plakalarının konmayışı, potanın önce bir neden ile eğilmesine ardından da çocuk oyuncunun asılmasıyla devrilmesine yol açmıştır. Çocuk oyuncunun bu olayda bir kusuru yoktur."


"TEKNİK OLARAK BU İŞİN KONTROLÜ VE KABULÜ BELEDİYEYE AİTTİR"


Potanın montajından olay anına kadar 3 yılın geçtiği ifade edilen raporda, şartnameye uygun malzeme ve montaj yapılan bir potanın hiçbir bakımı yapılmadığı takdirde, sadece atmosfer şartları korozyon gibi nedenler ile bu kırılmaya neden olmayacağı belirtildi. Raporda daha sonra şu görüşlere yer verildi: "Bu montaj esnasında dip kaynak dikişinin yapılmadan sadece nokta kaynaklar ile montajın bitirildiğini açıkça belirtmektedir. Kaynak dikişinin tamamlanması ve destek saçlarının montajının unutulmuş olduğu ortaya çıkmaktadır. Teknik olarak bu işin kontrolü ve kabulü belediyeye aittir. Kötü tesadüf unsurunun bulunmadığı ortaya çıkmaktadır."

Antalya'nın Siteler Mahallesi'nde 9 Aralık 2002 günü oturdukları evin önünde bulunan 100. Yıl Spor Tesislerinde basketbol oynarken, asıldığı potanın devrilmesi sonucu altında kalarak hayatını kaybeden Atilla Güngör'ün ailesi çocuklarının ölümünün ihmal sonucu meydana geldiğini ileri sürerek can kaybı nedeniyle Konyaaltı Belediyesi hakkında, ailenin anne-baba ve kardeşinden oluşan her bireyi için "destekten yoksun kalma" tazminatı olarak tanımlanan toplam 250 milyar liralık manevi tazminat talep etmişti. Atilla Güngör'ün ölümünden sonra hukuk mücadelesi başlatan ailesinin, Konyaaltı Belediyesi aleyhine açtığı 250 milyarlık tazminat davası da İdare Mahkemesi'nde aile lehine sonuçlanmış ve belediyenin itirazı üzerine karar Danıştay'da temyiz edilmişti. Temyiz süreci devam ederken Güngör ailesi tazminat davasını sonuna yaklaştıklarını ifade etti. Verilen karar her ne olursa olsun çocuklarının geri gelmeyeceğini ifade eden aile, bu konuda adalete güvendiklerini ve başka Atilla'ların ölmemesi için mücadele ettiklerini söyledi.

.
Yayın Tarihi : 18 Ocak 2006 Çarşamba 17:01:41


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?