21
Mayıs
2024
Salı
SAĞLIK

Yunuslu, ilahili terapi

Antalya'da aralarında yabancı uyruklu engelli çocukların da bulunduğu hastalar, canlı Türk müziği ve ilahiler eşliğinde yunus balığı terapisi ile tedavi ediliyor. Merkezde, hastalığın türüne göre müzik ise müzik terapisti Yrd. Doç. Dr. Rahmi Oruç Güvenç ve eşi Azize Güvenç ile yine Oruç Güvenç'in yetiştirdiği yabancı uyruklu öğrencileri tarafından çalınıyor.

Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü'nden emekli olan Yrd. Doç. Dr. Oruç Güvenç, ilahilerin, şifayı verecek olan Allah'a ulaşmanın en güzel yolu olduğunu belirterek, "Dua niyetine söylenen ilahilerde terapistin görevi ise şifayı verenle alacak olana temiz duygularla, art niyet karıştırmadan aracı olabilmek" dedi.

Bir görevli ile birlikte havuza giren engelli çocuklar, canlı müzik eşliğinde yunuslarla yüzüp, onları seviyor. Yaklaşık yarım saat süren terapide, yunuslar engelli çocukların yanında dakikalarca kıpırdamadan duruyor. Terapi sırasında hastalığın türüne göre de farklı makamlarda müzik uygulanıyor. Nihavent makamı kasları etkileyip barış duygusu verirken, Hüseyni makamı, güzellik, iyilik, sessizlik ve rahatlığa sebep oluyor. Ayrıca mide hararetini giderici özelliğe sahip olan Hüseyni makamı, hastanın kendine güven ve rahatlık duymasını sağlıyor. İlk kez uygulanmaya başlayan ilahiler ise hastaya şifanın geleceği Allah'a dua özelliğini taşıyor.

Türk müziği ve ilahiler, yunusları da olumlu yönde etkiliyor. Yunuslar, müziği duyunca özel bir ses çıkartıp, kanatları ile müziğe eşlik ediyor, yüzgeçleri ile tempo tutuyor.

Antalya Ruhbilim Okulu'nda 1989'dan bu yana çalışmalar yapan terapist Dr. Murat Kemaloğlu, son 1 yıldır yunus terapilerinde Türk müziği de kullandıklarını belirtti. Türk müziğinin engelli çocukların tedaviye cevap vermesini hızlandırdığını söyleyen Dr. Kemaloğlu, "Müzikle tedavi, çok eski bir Türk geleneğidir. Müzik, çocukların kendini olan güvenini arttırıyor. Ayrıca şefkat ve merhamet duygusu kazandırıyor. Ama bu gelişmeler minik adımlar şeklinde oluyor. Bunun etkileri, hiç gülmeyen bir çocuğun gülmesi, felçli olan bir çocuğun küçük hareketler yapması gibi gözleniyor. Türk müziği, yunusları da etkiliyor. Müziği duyan yunuslar, engelli çocuklara daha yakın davranıyor. Kanatları ile suya vurup tempo tutuyor" dedi.

Merkezde, erken doğuma bağlı bir beyin zedelenmesi rahatsızlığı sebebiyle gelen Mustafa Eren Öpçin (3) ile Otizm hastası İlker Bervaz'ın (7) tedavilerinin devam ettiğini söyleyen Dr. Kemaloğlu, "Bu terapi öğrenme süreçlerini 4 kat artırıyor. Eren terapiye başladığından bu yana daha karmaşık cümleler kurabiliyor, gelişmesinde hızlanma var" diye konuştu.

Yrd. Doç. Rahmi Oruç Güvenç, Türkiye'de ve dünyada ilk kez başlatılan otistik ve spastik çocukların tedavisi ve ilaveten müzik terapisinin çocuklarda irtibat kurma ve hareketleri kullanma konusunda 6 kat daha hızlı bir öğrenme süreci sağladığını söyledi. Güvenç, "Sadece otistik ve spastik kişilerde değil, aynı zamanda kanserden kalbe ve beyin rahatsızlıklarına kadar birçok hastalıktan muzdarip insanlarda da Türk müzik terapisi kullanılıyor. Hatta komadaki hastaların komadan çıktığını gördük" dedi.

Müzikle terapilerde ilahilerin de öncelikli tedavi gereçlerinden biri olduğunun altını çizen Yrd. Doç. Oruç Güvenç, bunun sebebini ise şöyle açıkladı:

"Bir kere, çocuğa şifayı en başta Allah verecek, bunu kendi kültürümüzden alıyoruz. Eskiden bu yana bir gelenek vardır. Terapist, kendi benliğinden uzaklaşıp tamamıyla Allah'a yönelip onun verdiği şifayı çocuğa transfer edebilirse o zaman şifanın gücü artıyor. Buna da biz ilahilerle ulaşıyoruz. Zaten ilahi bir musiki olan Türk müziğinin Orta Asya'dan bugüne gelen enstrüman zenginliğiyle şifa verici özelliği binlerce yıldır biliniyor."

İlahilerde kullanılan sözlerin de önemli olduğunu kaydeden Güvenç, "Art niyet olmadan çocuğa bir şeyler verebilmeyi düşünmelidir. Bu çalışmalar ilahilerle çok güzel süslenir ve manevi bir haz da sağlanmış olur" diye konuştu.

İHA
Yayın Tarihi : 25 Ağustos 2005 Perşembe 14:47:16


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?