Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, "Balyoz Planı adı üzerinde toplum mühendislerinin dün 28 Şubat sürecinde sahte şeyhler, sahte müritler bularak ülkeyi nasıl bulandırmışsa, şimdi de Balyoz'u milletin iradesine indirerek gazetecilerden, sivil toplumdan, eğitimcilerden, siyasetçilerden, sevdiklerini ya da döveceklerini ilan ediyorlar. Artık Türkiye bundan kurtulmalı" dedi.

Memur-Sen Burdur Şubesi Yönetim Kurulu üyeleriyle toplantı yapmak üzere Burdur'a gelen Gündoğdu, Vali İbrahim Özçimen'i ziyaret etti. Memur-Sen Burdur Şubesi'ne geçen Gündoğdu, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Türkiye'de 376 bin üyeye sahip en büyük konfederasyon olduklarını belirten Gündoğdu, devletin memur ve işçiler arasında ayrımcılık yaptığını, devletin kamu işçisiyle toplu sözleşme imzaladığını, memur ile imza başına geçmekten imtina ettiğini savunarak, anayasa değişikliğine destek verdi.

Eğitimdeki fırsat eşitliğinin bazen yargı kararlarıyla bazen de kurum kararlarıyla engellendiğini söyleyen Gündoğdu, öğrencilerden kendi olma bilincini engelleyen her türlü konunun uzak tutulması gerektiğini belirtti. Gündoğdu, "Öğrenciyi merkeze almamız lazım, öğrencileri kendimize benzetme gayreti gütmeden kendileri olmaları önündeki engelleri kaldırmamız lazım, kat sayı engeli Danıştay'ın YÖK'ün yeni düzenlemesini iptal etmesi de maalesef yargının Danıştay'ın yürütmenin yerini alması gibi bir garabeti

beraberinde getiriyor. 74 yılından 97 yılına kadar her öğrenci çözebildiği soru oranında üniversiteye girebiliyorken, 97'de 28 şubat sürecini yaşatanların dayatmasıyla bu karar getirilmiştir. Bugün Endüstri Meslek Lisesi'nde okuyan bir öğrenci bile elektrik mühendisliğine gidemiyorsa, Yargı'nın Danıştay'ın nasıl karar verdiğini de görmüş oluyoruz. Bir diğer sıkıntılı alan din ve düşünce hürriyeti. Din hürriyet ve düşünce hürriyetinde inanın ama yaşamayın, düşünün ama hayata yansıtmayın gibi bir garip

çelişki var. Burada da laikliğin tanımının yapılmamasının büyük bir etken olduğunu düşünüyorum. Anayasamızda demokratik laik sosyal hukuk devleti ilkelerinden 4 kavram sosyal devleti tanımlıyorken, laikliğin doğduğu ülke olan Fransa'da başörtülü kızların özgürce okumasının teminatı varken bizde üniversite başörtülüyle okumanın serbest olmasını sağlayan 411 milletvekilinin bu iradesi ki milletin yüzde 85'inin iradesidir. Anayasa Mahkemesi tarafından engelleniyorsa, yasama yürütme yargı kuvvetler ayrılığı

ilkesinde yargının Anayasa'yı çiğneyerek, yasamaya müdahale etmesi gibi sıkıntılı bir alan önümüze çıkıyor" diye konuştu.

"BALYOZ PLANI'NDA İSMİ GEÇENLER VE BAŞKA PLANLAR HUKUKUN ÖNÜNE ÇIKARILMALI, YANLIŞ YAPANLARA CEZASI VERİLMELİDİR"

"Balyoz Eylem Planı" iddiasıyla ilgili olarak da Gündoğdu, şunları söyledi:

"Balyoz Planı adı üzerinde toplum mühendislerinin dün 28 Şubat sürecinde sahte şeyhler, sahte müritler bularak ülkeyi nasıl bulandırmışsa, şimdi de Balyoz'u milletin iradesine indirerek, gazetecilerden, sivil toplumdan, eğitimcilerden, siyasetçilerden, sevdiklerini ya da döveceklerini ilan ediyorlar. Artık Türkiye bundan kurtulmalı, eğer hukukun üstünlüğüne inanıyorsak, ceza verilmesi gereken varsa cezayı verecek olan yargı hukuk ilkeleridir, taltif görecekse bunu da yargı belirleyecek. Milletin

seçtiklerinin etkisizleştiren her şey illegal demektir. Sayın Genelkurmay Başkanı'nın çok ortaya muhatabı çok tebellüğ olmayan ama bunun içerisinde altını çizdiği birkaç nokta var. Cepheye giderken Allah Allah demesini istediğimiz, Allahüekber sedalarıyla yürümesini istediğimiz insanlar nasıl camilere bomba atabilirler diyor, ben o soruyu tekrar ediyorum, Nasıl atabilirler? Neden atmak için plan yapabilirler? O zaman Genelkurmay Başkanından da isteğimiz içimizde yanlış yapanları barındırmayız demişti,

yanlış yapanları içlerinde barındırmasınlar, hukukun önüne çıkarsınlar, diğer isteğimizde Allah Allah diye Allahüekber diyerek cepheye gönderdiğimiz askerler, bu milletin yüzde 99'u Müslüman ordusu, peygamber ocağı, askeri Mehmetçik, bende şunu soruyorum. Allah diyerek cepheye giden bu askerlerin anneleri bacıları eşleri onların yemin törenlerinde nasıl bu törene başörtülü olduğu için alınmazlar. Bu konuşmaların normalleşmenin, demokratikleşmenin bir fırsatı olduğunu düşünüyorum. Balyoz Planı'nda ismi

geçenler ve başka planlar hukukun önüne çıkarılmalı, yanlış yapanlara cezası verilmelidir."