18
Mayıs
2024
Cumartesi
OSMANİYE

Çimento fabrikası kuruluyor

Osmaniye'de, Universal Çimento Sanayi A.Ş. tarafından 170 milyon dolar yatırımla 2 milyon ton/yıl kapasiteli fabrika kurulacak.

Universal Çimento San. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mete Bülgün, fabrikanın kurulacağı Kesmeburun köyünde, köylülerle toplantı yaptı. Çevre ve Orman Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Orman Bakanlığı'ndan da temsilcilerin katıldığı toplantıda, kurulacak fabrikayla ilgili bilgiler verildi.

Kurulacak fabrikayla ilgili bilgi veren MGS Proje Müşavirlik Mühendislik Tic. Ltd. Şti. Mühendisi Mehmet Yalçın, fabrikanın Osmaniye merkeze bağlı Kesmeburun köyünün Akyatan mevkisinde, 522 dönümlük arazi üzerine kurulacağını ifade ederek, "2 milyon ton/yıl kapasiteli çimento fabrikasını kuracak olan şirket, yabancı sermaye ortaklığı ile kurulmuş olup, yabancı sermaye hissesi yüzde 65'tir. Buradan da yabancı sermayenin Türkiye'ye yatırım yapmak için geldiği anlaşılmaktadır. Fabrikanın yatırım maliyeti 170 milyon dolardır. Üretimin büyük kısmının ihraç edilmesi planlanmakta olup, yıllık ihracat 150-170 milyon dolar olarak hesaplanmaktadır. İhracat komşu ülkelere demir yolu ile, Avrupa ve diğer ülkelere ise deniz yolu ile yapılacaktır. Osmaniye, hem demiryolu bakımından hem de deniz yolu bakımından ideal bir şehirdir. Ayrıca, fabrikada işlenecek ham madde de Osmaniye'den sağlanacaktır. Osmaniye, bu bakımdan çok zengin hammaddelere sahip. Zaten uzun araştırmalar sonunda Osmaniye'yi seçtik" dedi.

Fabrikada çalışacak işçilerin öncelikli olarak Kesmeburun köyü ve Osmaniye'den alınacağını belirten Universal Çimento San. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mete Bülgün ise şunları söyledi:
"400'ü fabrikada ve 400'ü de maden ocaklarında olmak üzere yaklaşık 800 işçi istihdam edilecektir. İşsizliğin yoğun olduğu Osmaniye'de böyle bir fabrika kurduğumuz için mutluyum. Kurulacak fabrika en son teknoloji sistemleri ile donatılacağından kesinlikle hiçbir şekilde çevreye zararı olmayacaktır. Fabrikanın kurulması için bürokratik çalışmalar tamamlandı. Yaklaşık 5 ay süren bürokratik çalışmaların sonunda artık ÇED raporu alınması aşamasına gelindi. Eylül ayında ÇED raporunu alacağımızı tahmin ediyorum. ÇED raporunun alınmasının ardından fabrikanın kurulması çalışmaları başlayacaktır. Bunun da 18 ay gibi bir süreyi kapsayacağını tahmin ediyorum."

Bilgilendirme toplantısına katılan Osmaniye Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İmam Hüseyin Çelik de, böyle bir fabrikanın kurulacak olmasının Osmaniye için büyük bir şans olduğuna değinerek, "İşsizliğin çok büyük boyutlarda olduğu Osmaniye'de böyle bir yatırımın yapılacak olması bizleri sevindirdi. Böyle yatırım yapanlar kırmızı halı serilerek karşılanmalı. Ben şahsım adına Sayın Bülgün'e teşekkür ediyorum. 800 işçinin istihdam edilmesinin beklendiği bu yatırım, Osmaniye'de işsizliğe çare olacaktır. Ayrıca, çimento sanayi ağır sanayi kuruluşudur. Yani bu fabrika ileride Osmaniye'ye çok daha fazla şeyler kazandıracaktır" şeklinde konuştu.

Kesmeburun Köyü Muhtarı Şevket Karaoğlan ise, köylerinde işsizlik sorunu olmayacağını ve dışarıda çalışan köylülerin de köye dönebileceğini belirterek, fabrikanın kurulmasını sevinçle karşıladıklarını söyledi.

 

iha
Yayın Tarihi : 29 Ağustos 2007 Çarşamba 16:20:42


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ahmet doğan IP: 88.232.4.xxx Tarih : 3.09.2007 20:13:15

osmaniye vede cevre illerrin insanların iş imkanı salıyacagı icin cok iyi


HALİL ÜSTÜNTAŞ IP: 213.148.68.xxx Tarih : 22.09.2007 11:09:11

OSMANİYE İLİMİZ İÇİN ŞİMDİYE KADAR YAPILMAMIŞ GÜZEL BİR YATIRIMLARDAN BİRİSİ EMEĞİ GEÇENLERİ KUTLUYORUM.


ALİ POYRAZ IP: 88.228.132.xxx Tarih : 15.11.2007 14:00:56

KESMEBURUNLU OLARAK FABRİKA YERİNİN HARFIYAT VE İNSAATINI KÖYLÜ OLARAK BİZ YAPMAK İSTİYORUZ ELİMİZDE İŞ MAKİNELERİ MEVCUTTUR 05439418658


mustafa poyraz IP: 195.175.19.xxx Tarih : 24.09.2007 09:53:06

ben ankarada yaşayan bir osmaniye-kesmeburunlu olarak habere çok sevindim. bir kez daha üniversal şirketine ve emeği geçenlere teşekkür ediyorum


Erhan Karaoğlan IP: 85.105.246.xxx Tarih : 28.09.2007 23:43:07

Ben de bir Kesmeburunluyum. Ekonomik olarak mutlaka bir faydası olacaktır. Umarım ÇED raporu hazırlanırken gerçek anlamda değerlendirmelerle hazırlanır. İşin ekonomik yönü yanında hava, su ve toprak kirliliğini önleyecek ciddi önlemler alınmalı. 400 işçinin köydeki fabrikada çalışacağı açıklanmış. Buna göre altyapı hazırlanmalı. Bu kadar insan muhtemelen Osmaniyeden servisle veya özel araçlarla gidiş geliş yapacaklardır. Yol faktörü bile göze alınmalı. Gerekli önlemler alınmalı ve iyileştirmeler yapılmalı. Üç kuruş kazanacağız derken oradaki doğal yapının geri dönüşümü olmayacak şekilde tahribine izin verilmemeli. Bu işin bir değişik boyutu da köyümüzün, ilk defa bu kadar fazla sayıda dışarıdan sürekli çalışacak işçi ile karşılacak olmasıdır. Çalışmaya veya sanayileşmeye karşı değilim ama tüm bu faktörler ayrıntılı olarak gözetilmeli...


KASTABALAYA(HIERAPOLIS) ANTİK TİYATROYA VE ÖREN YERİNE SAHİP ÇIKALIM!!! GURUBU IP: 78.162.153.xxx Tarih : 3.05.2008 23:37:41

Türkiye'nin değişmeyen gündemlerinden birisi de, ne yazık ki arkeolojik mirasta tahribat. Kültürel varlıklarımızın tahribatı, kişiler eliyle olduğu kadar, yetkili kurumların onayıyla, resmi olarak da gerçekleşebiliyor. Tabii bu ikincisinin yol açtığı zararın boyutları da çok daha büyük oluyor. Osmaniye'nin Kadirli İlçesi'nde yapılması tasarlanan çimento fabrikası da, 2500 yıllık Hierapolis Kastabala antik kent yerleşim alanını ve 131 kuş türü barındıran Kırmıtlı Kuş Cenneti'ni hem arsa hem de hammadde olarak kullanmaya aday? Yüzde 65 yabancı sermayeli Universal Çimento AŞ'ne ait fabrika için, 15 ayrı kamu kurumundan "ön izin onayı" alınmış durumda? Fabrikaya 15 km uzaklıktaki Azatiwataya Geç Hitit Kalesi'nin ortaya çıkarılmasına ve Karatepe Açık Hava Müzesi'nin kurulmasına 65 yıllık yoğun bir emekle hizmet etmiş Prof. Dr. Halet Çambel ve arkeolog Murat Akman, bölgenin kültürel ve doğal varlıklarını savunmak için mücadele etmeye kararlı. Kastabala'nın kalesi, surları, 5000 kişilik tiyatrosu, stadyumu, tapınakları, hamamları, kaya mezarlarıyla Anadolu'daki en önemli antik kentler arasında bulunduğunu anımsatan Halet Çambel, Kastabala tiyatrosuna 400 m uzaktaki Kesmeburun Tepesi'nde seçilen fabrika alanının, henüz ortaya çıkarılmamış antik kentin bir bölümünü, örneğin mezarlıklarını ve dini merkezini barındırabileceği söylüyor. Çambel, fabrikanın sadece inşaat sırasında değil, üretim sürecinde de çevredeki sitlerde tahribat yaratacağını belirtiyor: "Çimento için gerekli kil, taş gibi doğal malzemeleri, Kırmıtlı Kuş Cenneti ve doğal alan ilan edilen alandan, Hemite Kalesi ve Bahçe Köyü'ne kadar uzanan bölgeden almayı öngörüyorlar. Malzemenin nakli için de ağır vasıtaların geçeceği yol sit alanından ve kentin içinden planlanıyor... Eğer fabrika yapılırsa, antik kentteki eserler, fabrikadan çıkan toz ve emisyonlardan direkt etkilenir, eserlerde kimyasal reaksiyon başlar, bu durum hızlı şekilde ortadan kalkmalarına neden olur. Tasarlanan fabrika alanının Kesmeburun Köyü'nün tam tepesinde olması nedeniyle, bütün köy halkı sağlığını kaybeder, asgari ücretle işe alınanlar kazançlarının üç mislini tedavi olmak için harcarlar." Fabrika için 15 ayrı kamu kurumundan ön izin onayı alırken, tarihsel alanda öncelikle "görüş"üne başvurulması gereken Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'na haber bile verilmemiş, ayrıca 600 sayfa olarak hazırlanan ÇED raporunda herkesin bildiği Kastabala antik kentinden tek bir satırla dahi söz edilmiyor. Geçtiğimiz ay, Prof. Dr. Halet Çambel ve Murat Akman, konuyla ilgili olarak Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'na dilekçe verdiler. Çambel'le birlikte Karatepe-Aslantaş Koruma Derneği, Osmaniye'deki Çukurova Doğa Derneği ve İstanbul'daki Arkeologlar Derneği de Kastabala'nın acele korumaya alınmasını istedi. Bu başvurular üzerine konuyu hemen Genel Müdürlüğü'ne ileten Kurul Müdürlüğü, bölgede yapılacak incelemelere bağlı kesin kararlar üretilmeden, alana hiçbir müdahalede bulunulmaması gerektiğini vurguladı. Aynı süreçte Adana Barosu da tarihsel bir alanda, koruma mevzuatı gereği kurulca inceleme ve değerlendirme yapılmadan verilen fabrika izinlerinin iptali için dava açma hazırlığını başlattı. Kastabala antik kentini ve bölgenin doğal ve kültürel varlıklarını savunmakta kararlı olan Prof. Dr. Halet Çambel ve arkeolog Murat Akman, köylüler ve konuyla ilgili olabilecek derneklerle görüşmeyi sürdürüyorlar.


Dursun Panpallı IP: 88.227.142.xxx Tarih : 21.03.2008 23:31:51

SAĞLIK HAFTASI Sağlık, insanın en önemli sorunudur. Yaşamak, öğrenmek, iş yapabilmek için sağlıklı olmak gerekir. Sağlığı bozuk olan, hasta olan kişi görevlerini tam olarak yapamaz. Bunun sonucu olarak da, kendine, ailesine, çevresine, topluma yararlı olamaz. Sağlıklı kişi mutlu, canlı, hareketli olur. insanların sağlık kurallarını öğrenmesi ve sağlıklı yaşama bilincine kavuşması için Birleşmiş Milletler Örgütü 7-13 Nisan tarihleri arasını Sağlık Haftası olarak kabul etti. Her yıl Sağlık Haftası Birleşmiş Milletler'e üye ülkelerde aynı zamanda değerlendirilir. Sağlık Haftası'nın amacı, sağlık bilgisinin ve yardımının geniş halk kitlelerine ulaşmasıdır. Hafta boyunca insan sağlığı konusunda radyolarda konuşmalar yapılır. Televizyonda sağlıkla ilgili programlar sunulur. Gazete ve dergilerde insan sağlığı ile ilgili yazılar yayınlanır. Bu hafta içinde okullarımızda beden sağlığı, beslenme konusunda bilgiler verilir. Sağlığın önemi anlatılır. Sağlıklı olmanın kuralları öğretilir. Birleşmiş Milletler Örgütü, her yıl bir sağlık konusu seçer. O yıl üye ülkelerde konu üzerinde durulur. Seçilen konu bir hastalık ise bu hastalığın tanımı, belirtileri, iyileştirme yöntemleri anlatılır. İnsanlar çok eski çağlardan beri sağlığın önemini kavramışlardır. ilkçağlarda insan sağlığının bozulması, doğa dışı güçlerin etkisine bağlanıyordu. Hastalığın iyileştirilmesi için büyücüye başvuruyorlardı. Uygarlığın gelişmesi ile tıp bilimi ilerledi. Hastalıkların nedenleri bulundu, iyileşme yöntemleri gelişti. Bugün büyücülük ilkel toplumlarda kalmıştır. Tıp bilimi her gün yeni buluşlarla insanlığa büyük yararlar sağlıyor. Tıp bilimi yalnız hastalıklarla, hasta olan insanlarla ilgilenmez, însan sağlığının sürekliliği, insanların hasta olmadan yaşamlarını sürdürmeleri için araştırmalar yapar. Yeni yöntemler geliştirir. İnsanların sağlıklı yaşamaları için şu konulara dikkat etmeleri gerekir: 1. Sağlıklı olmak için temizliğe önem vermeliyiz. Temizlik sağlığımız açısından çok önemlidir. Bedenimizin temizliği, kullandığımız eşyaların temizliği yaşadığımız yerin temizliği gibi ayrıntılarla bir bütün oluşturur. Yalnız bedenimizin temizliği ya da yalnızca eşyalarımızın temizliği bir anlam taşımaz. Biz ne kadar temiz olursak olalım, eşyalarımız, giysilerimiz kirli olursa biz de kirli sayılırız. Bu durumda bit, pire, ve benzeri mikrop taşıyan canlılar, kolayca bizi bulur, biz de hasta oluruz. 2. Sağlığı bozan etkenlerden sakınmalıyız. Yanlış beslenme, gerekli besinleri almama gibi durumlar, beslenme bozukluğu sonucunu yaratır, bu da sağlığımızı bozar. Alkollü içki, uyuşturucu madde kullanmak da sağlığı bozar. Zehirli böcek ve bazı hayvanların sokması, ısırması zehirlenmemize neden olur. Sağlığın en büyük düşmanı mikroplardır. Çeşitli hayvanlarla, yiyecek ve içeceklerle, solunum yolu ile geçen mikroplara karşı uyanık olmalıyız. 3. Çevremizi temiz tutmalıyız. Kişiler kendi sağlıklarını korumada dikkatli oldukları gibi çevre sağlığını korumada da dikkatli olmalıdırlar. Bunun için çevremizi temiz tutmalıyız. Yerlere çöp atmamalıyız. Çevrede sinek, sivrisinek gibi zararlı böceklerin üremesini kolaylaştıracak ortam yaratmamalıyız. Çevre sağlığını, çevre temizliğini korumak her yurttaşın önemli görevlerinden biridir. 4. Sağlık öğütlerini tutalım: Mevsim özelliklerine göre giyinelim. terli iken su içmeyelim. Havasız yerlerde oturmayalım. Spor yapalım. Yukarda açıklanan kurallara uyalım. Gerektiğinde sağlık kurumlarına başvuralım. Hastaneler, sağlık ocakları dispanserler, başlıca sağlık kurumlarıdır. Bu kurumlar çalışmaları sırasında birbirine yardımcı olurlar. Sağlığımızla ilgili bir sorunumuz olduğunda hemen doktora gidelim. Doktorların verdikleri ilaçları tarifelere uygun olarak kullanalım. Kısacası doktorların sağlık konusundaki tüm uyarılarına uyalım.Bu konuyu sağlığa sayğı göstermek için yazdım.İnsan sağlığını hiçe sayarak yerleşim yerine Çimento Fabrikası kurmayı düşnenler utansın.


Av.Filiz Sönmez IP: 81.213.160.xxx Tarih : 7.04.2008 00:54:47

BİR MÜLKÜ AMİRDEN İZİN ALMADAN NASIL GÖSTERİ YAPILIYOR.PANKART AÇIP GAZETECİ VE TELEVİZYONA AÇIKLAMA YAPILIYOR.KESMEBURUN MUHTARI VE HEYETİ BUNU YAPMIŞTIR.LÜTFEN SORUŞTURMA AÇILSIN.TUR ARABALARI KİRALAYAN KİM? PANKARTI ELLERİNE TUTUŞTURAN KİM. ŞAHİDE HİÇ GEREK YOK .BASINDAKİ RESİMLER ŞAHİTLİK İÇİN YETERLİ.


Dursun Panpallı IP: 88.227.157.xxx Tarih : 6.01.2008 16:53:44

Yapılacak olan Çimento Fabrikası köye hiç yarar sağlamaz.Çevreye ve insanlara zarar verir.


mehmet panpallı IP: 88.242.227.xxx Tarih : 21.05.2008 12:52:20

bir kesmeburunlu olarakbunun bence ÇED raporu hazırlanırken gerçek anlamda hazırlanmalı. ekonomik açıdan iyi olur ama bunu bir fırsat bilip bunun oluşumunu olumsuz bir durumu getirmemek gerek. ÇED Nedir? Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED), belirli bir proje veya gelişmenin, çevre üzerindeki önemli etkilerinin belirlendiği bir süreçtir. Bu süreç, kendi başına bir karar verme süreci değildir; karar verme süreci ile birlikte gelişen ve onu destekleyen bir süreçtir. Yeni proje ve gelişmelerin çevreye olabilecek sürekli veya geçici potansiyel etkilerinin sosyal sonuçlarını ve alternatif çözümlerini de içine alacak şekilde analizi ve değerlendirilmesidir. ÇED'in amacı; ekonomik ve sosyal gelişmeye engel olmaksızın, çevre değerlerini ekonomik politikalar karşısında korumak, planlanan bir faaliyetin yol açabileceği bütün olumsuz çevresel etkilerin önceden tespit edilip, gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamaktır. ÇED’in temel görevi, projelerle ve gelişmelerle ilgili karar vericilerin daha bütünsel, yani karara etkiyecek birden fazla faktörü göz önüne alır bir şekilde daha sağlıklı karar vermelerini sağlamak için, onlara projelerden kaynaklanabilecek çevresel etkileri net bir şekilde göstermektir. ÇED, projelerle ilgili bütün ilgili tarafların bir araya geldiği ve görüş, kaygı ve önerilerini ortaya koyabildikleri demokratik ve şeffaf bir süreçtir. İlgili taraflar bu süreç içerisinde ortaya koydukları teknik bilgi ve görüşlerle projenin en optimal şekilde gelişimine katkı sağlarlar. Gerçekleştirmeyi planladıkları faaliyetleri sonucu, çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmelerin çevreye yapabileceği tüm olumsuz etkileri göz önünde bulundurularak, çevre kirlenmesine sebep olabilecek artık ve atıkların ne şekilde zararsız hale getirileceğini ve bu hususta alınacak tedbirleri belirten rapordur. ÇED gerektiren faaliyetler için hazırlanan proje tanıtım dosyası Bakanlığa sunulur. Bakanlıkça uygunluk yönünden incelenir ve inceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) kurulur. IDK Genel Değerlendirme Toplantısı ilgili kurum ve kuruluş temsilcileri Bakanlık yetkileri ile proje sahibi ve/veya temsilcilerinden oluşur. Komisyonun Kapsam belirleme toplantısından önce, halkı yatırım hakkında bilgilendirmek, projeye ilişkin görüş ve önerilerini almak üzere proje sahibi tarafından projenin gerçekleştirileceği yerde Bakanlık ile mutabakat sağlanarak belirlenen tarihte, halkın katılımı toplantısı düzenlenir. Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecinden önce proje sahibi tarafından, halkı bilgilendirmek amacıyla anket, seminer vb. çalışmalar yapılabilir. Komisyon çalışmalarından önce halkın katılımı sağlanmış olur. Komisyon tarafından projeye ilişkin olarak hazırlanacak olan ÇED Raporunun formatı belirlenir. Halkın Katılımı Toplantısındaki görüş ve öneriler de dikkate alınarak özel format ile Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporunu hazırlayacak çalışma grubu belirlenir. Halkın Katılımı, Bilgilenme, Kapsam Belirleme ve Özel Format verme işlemleri, 12 işgünü içerisinde tamamlanır. Özel formata uygun olduğu tespit edilen Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu, proje sahibi tarafından yeterli sayıda çoğaltılarak Bakanlığa sunulur. Bakanlık, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporunu incelemek ve değerlendirmek üzere yapılacak toplantının tarihini ve yerini belirten bir yazı ekinde raporu komisyon üyelerine gönderir. Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporunu incelemek isteyenler, Bakanlık merkezinde veya İl Çevre ve Orman Müdürlüğünde duyuru tarihinden itibaren raporu inceleyerek proje hakkında Bakanlığa veya Valiliğe görüş bildirebilirler. Valiliğe bildirilen görüşler Bakanlığa iletilir. Bu görüşler komisyon tarafından dikkate alınır. İnceleme, değerlendirme sürecinin tamamlanmasından sonra bildirilen görüşler dikkate alınmaz. Komisyon Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporunu, ilk inceleme değerlendirme toplantısından sonraki on işgünü içinde inceler ve değerlendirir. Komisyonun değerlendirmeleri, üyeler tarafından imzalanmış bir tutanakla saptanır. Nihai ÇED Raporu ile diğer belgelerin Bakanlığa sunulmasını takiben, inceleme Değerlendirme Komisyonu'nun Rapor hakkındaki kararını esas alarak, Bakanlık "ÇED Olumlu Karan" ya da "ÇED Olumsuz Karan" verir. 5 iş günü askıda ilan edilir ve 5 yıl içerisinde yatırıma başlanmalıdır.


KASTABALAYA(HIERAPOLIS) ANTİK TİYATROYA VE ÖREN YERİNE SAHİP ÇIKALIM!!! GURUBU IP: 78.162.153.xxx Tarih : 3.05.2008 23:44:12

Osmaniye iline 15 km uzaklıktaki Kesmeburun köyü ve Bahçe köyü sınırları içinde kalan, yörede Bodrum Kale olarak anılan Hierapolis-Kastabala (Ören Yeri ) MÖ 1.yy'da yerel bir kral olan Tarkondimotes'un krallık başkentiydi. Tarkondimotes, Octavianus'a karşı savaşan Marcun Antonius'un tarafında Actium deniz savaşında ölmüştür. Octavianus'un Roma imparatorluğunu kurmasından sonra kent halkı affedilmiş ve Auguston'un ölümünden önce de kent imparatorluğa dahil edilmiştir. Merkezi Kastabala' da bulunan ana tanrıça Artemis kültü ve bu kültün tapınağı nedeni ile kent antik devir din tarihinde büyük rol oynadı. Her yıl düzenlenen kült törenlerine Ceyhan nehri (Pyrames) kıyısında bulunan bir çok kent katılmaktaydı. Bu kült törenlerinin en önde gelen özelliği rahibelerin kor haline gelmiş kızgın kömürler üzerinde çıplak ayaklarıyla yürümeleriydi. Kent, imparator Valerian döneminde Hierapolis-Kastabala ya da "Pyramen" kenarındaki "Hierapolis" adıyla da anılmaktaydı. MS 260 yılında Sasani kralı 1.Şapur tarafından ele geçirildi. Erken Bizans devrinde Kastabala'lı akrobatların ün saldığı bilinmektedir. 5.yy. başlarında Bizans İmparatorluğuna baş kaldıran İsauralı Balbines tarafından ele geçirilen kent, kısa bir süre sonra Anazarbos (Anavarza) metropolüne bağlandı. Kent 431'de Efes'te yapılan konsile katıldı. MS 525 ve 561 yıllarında meydana gelen iki şiddetli depremden önemli ölçüde etkilendi. Müslüman Arap ve Türk akınlarıyla bir kaç kez el değiştiren ve orta çağda yalnız kalesinde oturulan Kastabala, 14.yy.da Ramazanoğullarının eline geçtiği zaman tamamen terk edilmiş durumdaydı. 1978 yılında müze uzmanlarınca sütunlu yol ve tiyatroda yapılan temizlik çalışmaları esnasında tiyatronun orkestra ve cavea kısımları meydana çıkarıldı. Halen düzenlenmesi yapılmamıştır. Kastabala' nın oldukça iyi durumda günümüze ulaşan antik yapı kalıntıları arasında en önemlisi hiç şüphesiz sütunlu caddesi ve 5000 seyirci kapasiteli tiyatrosudur. Bunun yanı sıra 6.yy. Bizans dönemine tarihlenen ve Roma yapılarından devşirme malzeme ile inşa edilmiş olan çokgen apsisli iki kilise, 13 .yy. da Haçlı seferleri esnasında yapılmış olan kale, Roma hamamı, stadyumu, kentin dört bir yanını çevreleyen nekropolleri (Kaya oyma ve anıt mezarları) kentin yaklaşık 5 km kuzey - doğusunda Ceyhan nehri üzerindeki akuadük (su kemeri) kalıntısıyla Kastabala, Osmaniye'nin ve yörenin en önemli ören yerlerindendir. Bu yere siz Çimento Fabrikası kuracaksınız. Şayet orada yapılacak bir düzeleme ve kazıdan orada bulunan kişi başına düşecek hasılat aylık 2.500 ytl bu gerçeğe neden kapalı insanlar... Fabrikanın kurulacağı yerde şirketin kazı çalışmalarından kazanacağı (yıllardır Almanların bulamadığı) BÜYÜK HAZİNEYE İNGİLİZLER KONACAK!!!


HASAN AKMAN IP: 85.99.145.xxx Tarih : 30.03.2008 21:15:02

Öncelikle şunu belirtmek gerek:Kastabalaya kurulması planlanan çimento fabrikasının bulundugu yer,magaralar ve kaya mezarlarla doludur.Ciddi bir şekilde bakilırsa bariz şekilde gözle görülür.yani bu işin uzmanı olmaya dahi gerek yok. Dolayısıyla burda şunu düşünebiliriz;burası bir ÖREN yeridir,TARİHİ ESERLERLE dolu oldugu düşünülebilir.Bu eserler fabrika kurucuları tarafından tahrip edilecek yada kendi zimmetlerine geçireçeklerdir.Aynı zamanda çimento fabrikası için yeterli hammadde malzeme yoktur.(küçük tepeçik) Kurulacak fabrikanın köye uzaklıgı 100-150 metre.Aynı zamanda kurulacak fabrika su kanaletine 30 metere güneyinde.yani dibinde.Bu kanaletin yapılması için DSİ tirilyonlar hatcamıştır, dolayısıyla burası bir tarım alanıdır.1000 dekar zeytinlik ve bağlık bahçelik alan var.Hertürlü sulu tarım yapılmaktadır .10000 bin dönümlük sulu tarım arazisi de bu bölgede bulunmaktadır. Ceyhan nehri havzasına mesafesi 1200 metredir,ayrıca İskenderun İlçesine içme suyu da bu bölgeden sağalnıyor.Küresel ısınmanın olduğu şu günlerde su kıtlığının olduğu zamanda ceyhhan havzası zehirlenecek.Dünyaca ünlü Kuş cenneti de burda bulunmaktadır. ÇED raporuna imza atan kamu kurum müdürlerinin art niyetli olduğunu düşünüyorum.Bu kişiler hakkında soruşturma açılıp yargılanmasını istiyorum. HALET HANIMA TEŞEKKÜRLER BÖYLE İNSANLAR OLDUĞU SÜRECE MEMLEKETİMİZİN SIRTI YERE GELMEZ.HALET HANIMIN YANINDAYIZ.


Cenk Arda TOSUN IP: 88.231.37.xxx Tarih : 2.12.2008 21:49:29

BEN MERSİNDE YAŞAYAN BİR KESMEBURUNLU OLARAK BENDE KÖYÜME KURULACAK FABRİKA İÇİN SEVİNİYORUM


ayten IP: 88.226.248.xxx Tarih : 25.04.2008 22:36:10

Bir çevre kıyımı söz konusu kınıyorum bu ızınlerı verenlerı


KESMEBURUN KÖYÜ IP: 88.252.179.xxx Tarih : 16.04.2008 20:33:01

Kesmeburunlu Sabahları uyandıgında,evin her tarafı toz ve dumanlı olmasını istemiyorsan çimento fabikasına karşı çık. Sabahları toz yagmuruyla ve idral kokusuna benziyen bir kokuyla uyanmak istemiyorsan Kesmeburun köyüne kurulmak istenen ÇİMENTO FABRİKASINA HAYIR DİYELİM.


fatih eğlemen IP: 88.231.138.xxx Tarih : 9.09.2008 22:27:20

Slm ben Batmanda yaşayan bi kesmeburunlu olarak köyümüze kurulacak olan çimento fabrikasının bir an önce kurulmasından yanayım çünkü köyde artık kimse kalmamış işsizlikten bence bir an önce kurulsun...


Haber IP: 81.213.160.xxx Tarih : 7.04.2008 00:37:20

Bekleyin yalında TRAKTÖR, ARABA ;EV gibi olaylarıda açıklayacağım.


H.Kerim kARAOĞLAN IP: 88.255.129.xxx Tarih : 27.01.2008 02:17:28

Ben antalyada yaşayan bir Kesmeburunluyum fabrikanın açılmasına sonuna kadar destek veriyorum emegi geçen herkese şükranlarımı sunuyorum.mutarım Sn.Şevket KARAOĞLANA ve Genl.müd.Mete Beye TEŞKKÜRLER.


Metin Poyraz IP: 88.252.191.xxx Tarih : 7.01.2008 20:24:27

ÇOK ŞÜKÜR KESMEBURUN KÖYÜNE KURULACAK OLAN ÇİMENTO FABRİKASI DURDURULDU.


Köylü IP: 85.99.202.xxx Tarih : 28.04.2008 00:35:58

TOP SESİNDEN KIRMITLI KUŞ CENNETİNDE KUŞ KALMAYACAK Kesmeburun köy muhtarı ve heyeti Kırmıtlı Ka sabasının karşısını ve merayı askeri birlige vermek için imza toplamış.O mera köylünün sergen yeridir.Köylü oraya bugdayını,fıstıgı nı,samanını,soyasını,mısırını oraya döküyor. Başkada dökecek yeri yoktur.Köylünün ihtiya cı olan bir yer başkasına verilirmi.Asker bi zim askerimiz.Zaten her yıl Cevcetiye Kasaba sında tatbikat yapar ve gider.Tapı vermeye ne gerek var.Yalınız bu yerlere gece yakla şamazsın,asker giriş çıkışları yasaklar.


muazzez gürsoy IP: 78.169.225.xxx Tarih : 31.03.2008 00:24:11

ben karamanda yaşayan kesmeburunlu biri olarak fabrikanın kurulmasını sakıncalı ve tehlikeli buluyorum.ben sanat tarihçiyim. castabala gibi eşsiz bir tarihi mirasın katledilişini izlemek olur,fabrikanın kurulması.lütfen tarihi eserlerimize sahip çıkalım. zarar gelmesini engelleyelim.araştırıp öyle karar versin köylümüz. selamlar muazzez gürsoy.


Figen Karaoğlan IP: 88.252.182.xxx Tarih : 23.01.2008 19:55:09

Osmaniye iline 15 km uzaklıktaki Kesmeburun köyü ve Bahçe köyü sınırları içinde kalan, yörede Bodrum Kale olarak anılan Hierapolis-Kastabala (Ören Yeri ) MÖ 1.yy'da yerel bir kral olan Tarkondimotes'un krallık başkentiydi. Tarkondimotes, Octavianus'a karşı savaşan Marcun Antonius'un tarafında Actium deniz savaşında ölmüştür. Octavianus'un Roma imparatorluğunu kurmasından sonra kent halkı affedilmiş ve Auguston'un ölümünden önce de kent imparatorluğa dahil edilmiştir. Merkezi Kastabala' da bulunan ana tanrıça Artemis kültü ve bu kültün tapınağı nedeni ile kent antik devir din tarihinde büyük rol oynadı. Her yıl düzenlenen kült törenlerine Ceyhan nehri (Pyrames) kıyısında bulunan bir çok kent katılmaktaydı. Bu kült törenlerinin en önde gelen özelliği rahibelerin kor haline gelmiş kızgın kömürler üzerinde çıplak ayaklarıyla yürümeleriydi. Kent, imparator Valerian döneminde Hierapolis-Kastabala ya da "Pyramen" kenarındaki "Hierapolis" adıyla da anılmaktaydı. MS 260 yılında Sasani kralı 1.Şapur tarafından ele geçirildi. Erken Bizans devrinde Kastabala'lı akrobatların ün saldığı bilinmektedir. 5.yy. başlarında Bizans İmparatorluğuna baş kaldıran İsauralı Balbines tarafından ele geçirilen kent, kısa bir süre sonra Anazarbos (Anavarza) metropolüne bağlandı. Kent 431'de Efes'te yapılan konsile katıldı. MS 525 ve 561 yıllarında meydana gelen iki şiddetli depremden önemli ölçüde etkilendi. Müslüman Arap ve Türk akınlarıyla bir kaç kez el değiştiren ve orta çağda yalnız kalesinde oturulan Kastabala, 14.yy.da Ramazanoğullarının eline geçtiği zaman tamamen terk edilmiş durumdaydı. 1978 yılında müze uzmanlarınca sütunlu yol ve tiyatroda yapılan temizlik çalışmaları esnasında tiyatronun orkestra ve cavea kısımları meydana çıkarıldı. Halen düzenlenmesi yapılmamıştır. Kastabala' nın oldukça iyi durumda günümüze ulaşan antik yapı kalıntıları arasında en önemlisi hiç şüphesiz sütunlu caddesi ve 5000 seyirci kapasiteli tiyatrosudur. Bunun yanı sıra 6.yy. Bizans dönemine tarihlenen ve Roma yapılarından devşirme malzeme ile inşa edilmiş olan çokgen apsisli iki kilise, 13 .yy. da Haçlı seferleri esnasında yapılmış olan kale, Roma hamamı, stadyumu, kentin dört bir yanını çevreleyen nekropolleri (Kaya oyma ve anıt mezarları) kentin yaklaşık 5 km kuzey - doğusunda Ceyhan nehri üzerindeki akuadük (su kemeri) kalıntısıyla Kastabala, Osmaniye'nin ve yörenin en önemli ören yerlerindendir. Bu yere siz Çimento Fabrikası kuracaksınız.


hüseyin IP: 88.229.38.xxx Tarih : 2.07.2008 10:35:56

sevgili çimento fabrikası kurucu şeflerim çimento fabrikanızı biran önce kurulmasını bekliyor kesmeburun köyünün kalkınmasını istiyorum.tüm kesmeburun halkını seviyorum.lütfen acele edip fabrikamızı kurun bizi buralarda bekletmeyin tüm büyüklerime saygılar sunar.dört gözle bekliyorum.


Toy Dede IP: 78.168.2.xxx Tarih : 21.02.2008 23:10:14

Astunç, " Ayyıldıztepe'ye kurulması düşünülen çimento fabrikası ile ilgili bizler BAN-DÜP olarak konuya gereken duyarlılığı gösterdik. Ve bu konuda Bandirma halkının aydınlatılıp bilgilendirilmesi açısından üzerimize düşen görevleri yerine getirmeye çalıştık. Bandırma geçmişte ağzı yandığı için şimdi yoğurdu üfliyerek yiyiyor. Biz Bandırma'nın gelişmesine ve kalkınmasına karşı değiliz.Bandırma'ya elbette fabrika kurulmasını isteriz.Ancak bu fabrikanın kurulması düşünülen yer tamamıyla yanlıştır. Şehir merkezine yakınlığı ve hakim rüzgarlar nedeni ile çimentonun tozu olduğu gibi Bandırma'nın üzerine çökecektir. Bu da Bandırma'da var olan kanser vakalarını daha da çoğaltacaktır...Kültür Merkezinde Çimento fabrikası ile ilgili yapılan toplantıda Bandırma halkı çevreyle ilgili konularda ne kadar duyarlı olduğunu ortaya koymuştur. Biz BAN-DÜP olarak daha önceki yaptığımız açıklamalarda sanayii'ye ve her türlü yapılacak olan yatırımlara karşı olmadığımızı açıklamıştık. Ancak tüm Bunlara karşın kurulacak olan tesisin çevreye vereceği zararı hesaplamak zorundayız. Çimento Fabrikası gibi çevreye büyük zararlar verme olasışığı olan bir kuruluşun Bandırma'nın hemen yanıbaşına kurulmasını doğru bulmuyoruz. Sadece insan sağlığı açısından değil, Edincik, Bezirci başta olmak üzere bu bölgenin ekilebilir tarım arazilerinin de bu fabrikadan etkileneceğini biliyoruz. Bir zamanlar tarımsal olarak kendi kendine yetebilen 7 ülkeden biriydik. Ancak Türkiye şu an da Arpa ve Mısır başta olmak üzere bir çok ürünü ithal etmek zorunda kalmıştır. Biz bu gibi fabrikaların ve kuruluşların OSB'ye veya insane sağlığının en az etkilenebileceği yerlere kurulmasını daha önce de önermiştik. Ancak tüm bu uyarılara ve ikazlara karşın kamuoyunun tepkisi kulak arkası edilmiştir. Ve olaya ciddiyetsiz bir şekilde yaklaşıldığını görmüş bulunuyoruz. Bilgilendirme toplantısı denilen şeyin ne kadar baştan savma olduğunu bütün Bandırma halkı gördü. Ortalarda dolaştırılan küçük bir kağıt parçasına çizilmiş harita parçası yetkililerin olaya ne kadar ciddi bir şekilde yaklaştığının örneği oldu. Yakınlarda yaşadığımız küresel ısınmanın etkilerini hep beraber gördük. Bundan dolayı suyumuza,toprağımıza ve yaşamamıza sahip çıkmalıyız. Çocuklarımıza yaşanabilir bir Bandırma bırakmak hepimizin görevidir."dedi.Yorum sizin......


Köy Arazisi El Degiştiriyor IP: 85.99.11.xxx Tarih : 25.10.2008 23:30:57

Aş.El Degiştiriyor Kesmeburun köyüne kurmayı düşündügü Çimento Fabrikasının yerini bir başka şirkete sattıgı söyleniyor.O şirketin adamlarının Kesmeburun köyünün kafesine gelerek Fabrika yerinin kendileri devraldıklarını söylemiş ler.Bunlar kimin malını kime satıyorlar.Köy lüye hiç danışan yok.Bir tezgah kurmuşlar, bir birlerine hazine arazisi satıyorlar.Ya kında gelip temel atacaklarını söylemişler.......


Elif Yurtsever IP: 88.252.181.xxx Tarih : 24.03.2008 22:40:34

BİLMİYOM Bir gül açtı şu kalbimde köşeden Sevinç geldi neşe geldi bilmiyom Seviyorum artık ona tutkunum Zamanmıdır sevdamıdır bilmiyom Sevseydi oda bana dermiydi Beyaz geymiş yoksa oda karmıydı Gördüm onu o ağlayan yarmıydı Anlamadım körmüydüm bilmiyom Mutlu sandım sevda deyip geçerdim Demezdim kimseye ağlar geçerdim Kahredip feleğe hergün kaçardım Ölümüydüm sağmıydım bilmiyom Karşılıksız seven kaçar yarından Özışık yaralı kanar derinden Dermanı bulunmaz eser serinden Rüzgarmıydı tufanmıydı bilmiyom Behzat ÖZIŞIK BİZİM ADIMIZ Milattan eveli dört bin yıl önce Açılmış orada güzel bir gonca Alacahöyüktür bu olsa bence Arinnadır eski adımız bizim Piramit ülkesi mısırlıların Kazdıkça çıkıyor dahada derin Ovada kurulmuş ne güzel yerin Arinnadır eski adımız bizim Ellerinden gelse her gün bir daşın Eserler halinde yaşıyor başın Rüyalarda yaşar ne güzel düşün Arinnadır eski adımız bizim Bunca yıl üstümden kaç asır geçti Arkoloklar benim adımı seçti Alacahöyükte deyerim biçti Arinnadır eski adımız bizim Özışıkta belki tarihi eser Fark edilmeseydi kendine küser Dil tarih coğrafya fakültesi der Arinnadır eski adımız bizim Behzat ÖZIŞIK DİYENLER OLUR Ağlayıp durma sen boşu boşuna Sil gözüm yaşını diyenler olur Kimseye kalmaz ki düşünüp durma Her gün bir taraftan yiyenler olur Yıllarca söyledim anlatamadım Geçmedi sözümü dinletemedim Vurdum masalara inletemedim Bunu başka daha diyenler olur Gün geçtikçe hergün vurun başını Aklına getirmen sende yaşını Damağından senin çürük dişini Çekerim bunuda diyenler olur Teselli değildir özışık bunlar Gerçekte görülür bütün olanlar Hayali dünyada hepsi talanlar Babandanmı geldi diyenler olur Behzat ÖZIŞIK GÜL ÖĞRETMEN Her bahçeden ayrı ayrı Koklarsın bir gül öğretmen mutluluk sana yaraşır Sen bunları bil öğretmen Ana sınıfından başlar Karışmadan bakın işler Gerçek oldu bütün düşler Keyif ile gül öğretmen İnanıyom ki mutlusun Her gülünden umutlusun Kifaye değil kutlusun Sevinerek gül öğretmen gördüm bunu özün asil Daha başka sözün asil Özışık da sana nasıl Atatürk'ü bil öğretmen Mutlu olup gül öğretmen Behzat ÖZIŞIK İSTERİM Merhaba sizlere benim canlarım Aranıza gelip kalmak isterim Yabancı değilim halktan biriyim Oturup öğrenip bilmek isterim Dertliyim bende farkım yok sizden Yüreğim yaralı kaçmıyor gözden Diyorum sizlere ne ister bizden Sizinle ağlayım gülmek isterim Hastayız hepimiz çaremiz doktor Yaşamak haramdır ümidim yoktur Vicdanı yokmudur bizede haktır Özışık sazını çalmak isterim Üç tarafı deniz yükseği dağlar Özışık meraklı yetişir bağlar Her yerinde soğuk suları çağlar Yaylası bol olan Türkiyeliyim Behzat ÖZIŞIK Şiirlerle Çİmento Fabrikasının Kurulmaması için emek sarfedenlere destek için yazdım.