17
Mayıs
2024
Cuma
OSMANİYE

Osmaniye'nin en belirgin özelliği

Zaman gazetesi köşe yazarı Fikret Türkel "Osmaniye'nin en belirgin özelliği nedir?" başlıklı yazısında neler yazdı?


Bu soruyu hafta sonu Osmaniye'ye girerken işadamlarıyla gazetecilere sordum. Ondan fazla kişinin verdiği cevap, muhtemelen sizin düşündüğünüzle aynıdır. Yani Devlet Bahçeli... Eğer yönetebiliyorsanız bu çok olumlu bir şey.
Cevaptan sonra bir ekleme yapma ihtiyacı hissediyorum: "Ekonomik olarak en belirgin özelliği nedir?" Kimse bir şey diyemedi.

Cuma gününden itibaren İstanbul Sanayi Odası üyeleriyle beraber Kahramanmaraş, Osmaniye ve Antakya'yı dolaştık. İşadamlarının duyguları yanı sıra her şehrin organize sanayi bölgesine uğradık. Osmaniye ile konuya girmemin sebebi, nispeten sesi çıkmadığı için.

Osmaniye, Türkiye'deki yerfıstığının yüzde 50'sini üretiyor ve yüzde 75'inin de işlemesini yapıyor. İşleme derken paketlemesini demek daha doğru olur. Organize sanayi bölgesini gezerken bu noktaya dikkat ettim. İleri işleme denilen fıstıklı çikolata, ezme veya diğer fıstık ürünlerine ait bir tesise rastlayamadım. Zaten Osmaniye'de üretilen böyle bir ürün de yok. Türkler yerfıstığının yüzde 90'ını kuruyemiş olarak tüketiyor. Amerikalıların yüzde 100'ünü ileri işleme tabi ürünler olarak tükettiklerini göz önüne alırsak, ne büyük bir katma değer kaybı olduğunu anlarsınız.

Osmaniye'deki yeni üretim trendi zeytincilik. Tepelerde yeni yetişen ve ürün vermeye başlamış zeytin ağaçları gerçekten de içimi ısıttı. Kışa girmemize rağmen, hoş bir ilkbahar havasının bunda etkisi olduğunu da söylemekte fayda var. Ama bölgenin ikliminin zeytinin yanı sıra diğer meyve çeşitleri için de uygun olduğunu hatırlatayım. Aynı şekilde Kahramanmaraş'ta da barajlardan sonra zeytincilik ve diğer meyve çeşitlerine büyük ilgi var.

Osmaniye Organize Sanayi Bölgesi'nde en çok iplik tesisi dikkatimi çekti. Bir gün önce Maraş'taki iplikçilerin ağlamalarına şahit olmuştuk, burada yenileri açılacağı konuşuluyor. Bu nasıl şey? Verimlilik ve fiyat rekabeti açısından yılların iplikçi şehri Maraş'ın bilmediğini Osmaniyeliler mi öğrendi? Hayır... Osmaniye'nin teşvik kapsamında olması, yatırımların buraya akmasına sebep oluyor.

Osmaniye güzel bir şehir, sessiz sedasız dört yol alıyor. Kimliğini bulması için Bahçeli avantajını kullanıp, ekonomik değerlerini ortaya çıkarmalıdır. Kısa vadede avantaj olan bu özellik, uzun vadede karakteristik özelliklerini öne çıkarmasına engel olabilir.

Kahramanmaraş'ın kendini anlatacak çok şeyi var. Ama her yerdeki işadamları gibi; onlar da kurdan, küresel rekabetten özellikle de Çin ve Pakistan'dan rahatsızlar. Hele, Pakistan'ın "Getirin makinelerinizi... Arsa bedava, işçi ucuz, vergiye gerek yok" davetini görünce kafaları karışmış durumda. Buna rağmen Çin veya Mısır kadar fiyat vermeye başlamışlar. Çin ve Mısır'ın maliyetlerinin yükselmesi birinci etken olmuş. Ayrıca yeni verimlilik yöntemleri geliştirmişler. Bununla ilgili ayrıca hoş bir haberim olacak..

Ne yazık ki; iyi haberlere rağmen çalışmayan üniteler, duran fabrikalar var. Yine ilk defa uluslararası markaların tedarikini alan işletmeler de var. Yani ikilemler yaşanıyor, ama hiçbiri rahat değil.

İşin başka bir yönü daha var... Kimi teşvikten şikâyetçi, kimi teşvik alamamaktan. Gel gör iş bu kadar basit değil...

İstanbul'a dönüşte Adana Sanayi Odası Başkanı Ümit Özgümüş'le sohbet etme şansı bulduk. Ümit Bey, Adana'ya yansıyan yönüne dair bir iki detay aktardı. "İller kendi aralarında rekabet edeceğine, diğer ülkelerle rekabet etmeli." diyen Özgümüş, yurtiçi göç konusundan çok rahatsız. Terör sürecinde Adana 500 bin iç göç almış. Her bir aile ortalama 9 nüfusa sahip. 14 çocuklu aileler var aralarında. İstihdam büyük sorun ve çocuklar sokaklarda her türlü suça meyyal bir ortam oluşturuyor. Adana Sanayi Odası, işte bu göçle ve sonuçlarıyla ilgili araştırma da yaptırmış. Bu durumu ortaya koyan Özgümüş feryat ediyor. "İç göç bana; teşvik, göç almayan illere. Bu beni cezalandırmaktır." diyor.

Öncesine ve sonrasına bakınca haksız değil, diyoruz.

Bir hatırlatma daha yapalım. Antakya, büyük bir şenliğe hazırlanıyor. 9 Aralık'ta Amik Ovası'na uçak inmeye başlayacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan havaalanının açılışını yapacak. Ayrıca TOBB'un yeniden düzenlemesini yaptığı Cilvegözü Sınır Kapısı binalarının açılışı da yapılacak. Bunun iki yansıması olacak: Şehre turist girişi artacak ve pek çok Suriyeli artık Antakya Havaalanı'nı kullanacak.

Dikkat ederseniz bu kadar sıkıntı yanında iyi şeyler de oluyor. Sanırım ümit ışığımızı tutuşturan da bunlar oluyor...

Zaman/Fikret Türkel
Yayın Tarihi : 21 Kasım 2007 Çarşamba 18:24:34
Güncelleme :21 Kasım 2007 Çarşamba 18:53:16


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?