Hakkari Belediye Başkanı Dr. Fadıl Bedirhanoğlu, başkan yardımcısı ve parti il başkanlarının da aralarında bulunduğu 8 kişi Cumhuriyet Savcılığı'na ifade verdi.

Bir süre önce Kandil ve Mahmur'dan gelen 34 kişilik grubun katıldığı Altay Caddesi üzerinde düzenlenen mitingde yaptıkları konuşmalardan dolayı Belediye Başkanı Dr. Fadıl Bedirhanoğlu, kapatılan eski DTP İl Başkanı Hıfzullah Kansu, DTP ilçe Başkanı Fahri Kurt, BDP İl Başkanı Mehmet Sıdık Akış, Belediye Başkan Yardımcısı Abdullah Kılıç, MEYA-DER Şube Başkanı Mikail Atan, kapatılan eski DTP İl Yöneticisi Haluk Bor ve İl Genel Meclis üyesi Mehtap Taştan Demirer, sabah saatlerinde Cumhuriyet Savcılığı'na çağırılarak ifadelerine başvuruldu.

Adliye çıkışı basın mensuplarına açıklamada bulunan Belediye Başkanı Dr. Fadıl Bedirhanoğlu, bir ifade için gittiklerini, ancak farklı birçok dava için ifadelerinin alındığını belirtti. Bedirhanoğlu, "Başkan arkadaşlarımızla birlikte ifade verilmeye çağrıldık. Bizi bir ifade için çağırdılar. Fakat savcılıkta ifade verirken art arda dosyalar çıktı. Benim 4 dosyam çıktı. Kapatılmış DTP İl Başkanının 6 dosyası çıktı. BDP İl Başkanı'nın 2 dosyası çıktı. Diğer arkadaşların da 2 şer 3'er dosyası çıktı. İfadelerimizi verip çıktık. Dosyaların içeriği soruşturma gerekçeleri nedeniyle gerçekten esef bir durum ile karşı karşıyayız. Barış guruplarının 13 Ekim'de yurda girişleriyle birlikte Türkiye de bir barış havası esti. DTP'de bunu bir şenlikle karşılamak istedi. Biz de o şenliğe katıldık. O şenlikte biz de barışa sürecine yönelik bir konuşma yaptık. Bunun için hakkımızda bir dava açılmış. Diğer davalar, belediye önündeki oturma eylemi yapılmıştı biz de halkın yanında oturmuştuk. Halkın arasında olduğumuz için hakkımızda dava açıldı. Diğer 2 dava da belediyenin önünde yapılan bir basın açıklamasından dolayı idi. Bu basın açıklamalarına katıldığımız için hakkımızda dava açıldı. Bilindiği gibi basın açıklamaları bildirime de tabi olmayan etkinliklerdir. Biz sadece katılımcı olarak katıldık. Ne organizesine ne de yönetim bizde idi. Buna rağmen sadece katıldığımız ve orada bulunduğumuz, kamerada görüldüğümüz için hakkımızda soruşturma açılmış. Sanırım bu sayın Başbakanın 4-5 ay önce açtığı açılım paketinin artçı şoklarıdır. Bunun başka bir izahı olamaz. Yani biz oturursak, ayakta durursak ve konuşursak bile suç kabul ediliyor. Zaten yaşam da bundan ibarettir. Demek ki yaşamamız suçtur. Artık yeter diyoruz bu bir hukuk ve demokrasi aybıdır. Bunun önüne geçilmesi gerekiyor. Buna artık dur denilmesi gerekiyor. Bu durumu esefle karşılıyoruz" şeklinde konuştu.

İHA

Yayın Tarihi : 5 Ocak 2010 Salı 16:41:03

Güncelleme :5 Ocak 2010 Salı 16:44:50