4
Mayıs
2024
Cumartesi
HAKKARİ

Canan ayrılık nedenini anlattı

Cumhuriyet Halk Partisi'nden (CHP) bir süre önce istifa eden Esat Canan, Hakkari'de düzenlediği basın toplantısında adaylığını ve CHP'den ayrılma gerekçelerini anlattı. Canan, eski partisine yönelik eleştirilerde de bulundu. 

Bugün öğle saatlerinde Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunan ve uzun süredir CHP Hakkari İl Başkanlığı bürosu olarak kullanılan özel bürosunda basın toplantısı düzenleyen Esat Canan'ın, açıklama öncesi oturduğu sandalyenin önündeki masa üzerindeki CHP bayrağını kaldırtması dikkat çekti. Canan'ın talimatı üzerine görevliler masanın üzerindeki CHP bayrağını alarak başka bir odaya götürdü. Daha sonra basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Esat Canan, kendisiyle ilgili uzun bir süredir değişik tartışmalar yaşandığını belirterek, nerede aday olacağı konusuna hep cevap arandığını söyledi. 

Bugün bu cevabı vermeye geldiğini belirten Canan, Hakkarili hemşerileriyle yapmış olduğu görüşmeler sonucunda, halkın istemleri doğrultusunda bağımsız milletvekili adayı olarak 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılacak seçimlere katılacağını ifade etti. 

Bugün İl Seçim Kurulu'na giderek bağımsız milletvekili adayı olarak başvurduğunu anlatan Canan, Türkiye'nin çok önemli bir süreçten geçtiğini anlattı. Canan, "Hiçbirimizin siyasetten kaçma gibi bir lüksü söz konusu olamaz. Daha önce CHP'den ayrılma istemimi basınla paylaştım. Ayrılmamın nedeni ise bugünkü CHP ile geçmişteki CHP'nin birbirinden tamamen farklı bir konumda olmasıdır. 1970 yıllarında CHP'nin bir elinde demokrasi bayrağı, diğer elinde değişim rüzgarları vardı. O tarihlerde CHP yüzde 42'nin üzerinde oy alarak iktidar partisi bile olmuştu. Ama bugün gelinen noktada CHP'nin elinde ne demokrasi ne de değişim vardır. Bugünkü CHP yönetimi statükocu, keskin devletçi ve keskin milliyetçi sloganlarıyla siyaset yapmaya yöneldiği için ve aynı zamanda da özellikle ülkemizin iki bölgesi olan Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde halktan koptuğu için siyaset yapamayacağımı anlayarak ayrıldım" dedi. 

Bir gazetecinin Demokratik Toplum Partisi'nden (DTP) kendisine bir talep gelip gelmediği yönündeki sorusuna karşılık Canan, "CHP'den istifa ettikten sonra da bana bir talep gelmedi. 'Oyların dağılmaması için bir güç birliği yapalım' dedim. Ama onlardan bir netice alamadım. CHP'nin cumhurbaşkanı süreciyle ilgili Türkiye'de geliştirdiği politika, tamamen insanları kutuplaştırmaya götürmek ve bundan medet alarak siyaset yapmaktı. Bugün Türkiye'nin bölünme sorunu kesinlikle yoktur. 

Türkiye'ye bu korkular yaşatmaya hiçbir siyasetçinin hakkı yoktur. Hiç kimse vatandaşa korkular yaşatarak geçici bir süre için etrafına toplamaya çalışmasın. Sayın Baykal'a düşen görev, bugün işsiz ve yoksul olan toplumumuzun önüne korkular yaymak yerine işsizlik ve yoksulluğu yenici projeler koymaktır. Halkımızın önüne böyle bir proje konulmamıştır. Kendisi bir etnik kimlik üzerinde siyaset yapmaya çalışmaktadır" diye konuştu. 

Basın mensuplarının Irak'a yönelik operasyon söylentileri yönündeki sorusu üzerine ise Canan, bunu doğru bulmadığını, geçmişte 20'ye yakın operasyon yapıldığını söyleyerek şöyle konuştu:
"Ama hiçbirisinden sonuç alınamadı. Operasyon, bir şeyden sonuç alınmak için yapılır. Sonuç alınamıyorsa o zaman operasyon yapmanın bence hiçbir anlamı yoktur. Türkiye'nin yapması gereken şey Irak makamlarıyla diyalog, diplomatik ilişkileri geliştirmesidir. Ülkelerarası ilişkilere daha insani bir biçimde yaklaşması gerekmektedir. Eğer PKK sorunu gerekçe gösterilecekse PKK'nın Kuzey Irak'ta değil, Türkiye'de de PKK'nın olduğunu herkes biliyor. Türk kamuoyu da biliyor. Bu PKK'yı ortadan kaldırmanın, şiddet ortamını yok etmenin yolu, her zaman söylediğim gibi demokratik açılımlardan ve demokrasiden geçiyor. Çok daha demokrasiye ihtiyaç var. Türkiye'nin bu meseleye sadece güvenlik boyutuyla değil, hem ekonomik hem siyasal hem kültürel hem de sosyal açılımlardan yaklaşması gerekir. Bu, Türkiye'nin sorunu değil, Irak'ın da sorunu değil, başka ülkelerin de sorunu değil. 

Türkiye'de yaşanan Kürt sorunu bizim sorunumuzdur. Türkiye'nin sorunudur. Türkiye'de yaşayan bütün siyasi partilerin, siyaset yapan Türk siyaset kurumların, siyasi iradenin bu soruna çözüm üretmesi gerekir. Sadece olaya güvenlik boyutuyla bakılması doğru değildir. Geçmişten beri hep bu gözle bakılmıştır. Onun için sonuç alınamadı. Türkiye bunu daha doğru bir teşhis koyarak demokratik açılımlarla bu sorunu kendi ülkesinde halletmelidir."
iha
Yayın Tarihi : 5 Haziran 2007 Salı 01:33:39


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?