3
Mayıs
2024
Cuma
VAN

Bakan Çelik'ten türban açıklaması

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, türban konusunda 'Gerginlik var, baskı var' diyen insanların gerginlik ve baskının kafalarında olduğunu, hayali bir gerginlik senaryosu oluşturduklarını belirterek, "Ben böyle bir gerginlik olacağı kanaatinde değilim" dedi.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) 12. Bölge Yerel Yönetimler Şura toplantısına katılmak üzere uçakla Van'a gelen Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Ferit Melen Havaalanı'nda Van Valisi Özdemir Çakacak ve partililer tarafından karşılandı. Minik öğrencilerin çiçek sunduğu Bakan Çelik, VİP salonunda gazetecilerin türban konusundaki soruları üzerine açıklamalarda bulundu. Türban veya üniversitelerde kılık kıyafet yasağının, başından beri aslında olmayan bir yasa olduğunu belirten Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, zorlama yorumlarla bir özgürlük ve hak engellenmesinin söz konusu olduğunu belirtti. Anayasa değişikliğinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) 411 milletvekilinin desteyi ile geçtiğini hatırlatan Bakan Çelik, "Artık milli irade, bu suni, gereksiz tartışmayı bitirme yönünde tercihini kullanmıştır. Cumhurbaşkanımız da gerekli incelemeyi yaptıktan sonra anayasanın ruhuna ve Türkiye Cumhuriyeti'nin temel ilkelerine aykırı bir durum görmediğinden onaylamıştır. Umut ediyorum bu problem ortada kalkar. Tabii ana muhalefet partisi başından beri yasayı Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğini söylemiştir. Bu da CHP'nin millet iradesine ne kadar önem verdiğinin bir göstergesidir. Daha doğrusu önem vermediği bir göstergesidir. Ama bu bir CHP klasiğidir. Ben inanıyorum ki yüksek mahkeme de bu konuda gerekli kararı verecektir ve Türkiye artık enerjisinin kaybolmasına yol açan bu meseleden kurtulacaktır. Bu konuda bence hiç bir endişeye mahal yoktur" dedi.

Türkiye Cumhuriyeti'nin laik bir devlet olduğunu Başbakan Erdoğan'ın değişik konuşmalarında da ifade ettiği gibi Türkiye'de başı açık olanın da başı kapalı olanın da icrada sorumlu olan insanlar olarak güvencesi olmak zorunda olduklarını anlatan Bakan Çelik, şunları söyledi:

"Cumhuriyetin temel ilkeleri bu işin güvencesidir. Bizim halkımız ister inanır, ister inanmaz, ister inanır pratiğini yapar, ister inanır pratiğini yapmaz. Bu ülkenin musevi vatandaşı da var, hristiyan vatandaşı da var, müslüman vatandaşı da var ateist vatandaşı da var. Aslıda laiklik gerçek anlamda farklı inançların farklı dinlere mensup olan insanların kendi dini inanışlarını rahatlıkla yaşayabilmeleri, yani inanabilmeleri din ve vicdan özgürlüğüne sahip olabilmeleri ve bunun da gerektiği zaman
pratiğini yapabilmeleridir. Elbette laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, devletin dini kurallarla işlememesidir. Bunu herkes biliyor. Farklı laiklik yorumlarıyla Türkiye'de bence gereksiz ve suni gerginlikler oluşturmanın kimseye, siyasi partilere, sivil toplum örgütlerine faydası yoktur. Bu ülkede söylediğim gibi isteyen ateist olarak yaşar ve ölür, isteyen insan inanarak yaşar ve ölür. Laik devlette söylediğim gibi din kuralları elbette devleti yönetmeyecektir Ama, o devletin vatandaşı olan insanlar din ve vicdan özgürlüğüne sahip olacaklardır ve onların bu özgürlüğü yaşamalarını devlet temin edecektir. Aslında bu anayasal düzenlemenin, değişikliğinin özü ruhu budur. Başı örtülülerin başı açık olanların üzerinde baskı oluşturacağı şeklinde zaman zaman çok farklı yorumlar görüyorum, okuyorum ve doğrusunu isterseniz buna gülüyorum".

Kendisinin 20 yıl fiili olarak üniversitede ders verdiğini, bu dönemde başı örtülü olan öğrencileri ile başı açık olan öğrencilerinin, kardeş kardeş kol kola girerek kantine, yemekhaneye gidip derse girdiklerini, birlikte gezdiklerini belirten Bakan Hüseyin Çelik, "Ben böyle bir problemle karşılaşmadım. Aslında 'Gerginlik var, baskı var' diyen insanların gerginlik ve baskı sanırım kafasındadır. Hayali bir gerginlik senaryosu oluştururlar. Ben böyle bir gerginlik olacağı kanaatinde değilim. Buradan
hareketle, 'Efendim ilk ve orta öğretimde de bu olur mu' şeklinde zaman zaman bana da sorular yöneltiyorlar. Ben Milli Eğitim Bakanı ve bunu uygulamakla görevli olan, yetkisi olan bir insan olarak 'Hayır böyle bir endişeye gerek yoktur' diyorum. Çünkü zaten değişiklikte yükseköğretim şeklinde çok açık bir ifade kullanılmıştır. Dolayısıyla meseleyi sağa sola çekmenin hiç birimize faydası yoktur" diye konuştu.

İHA
Yayın Tarihi : 23 Şubat 2008 Cumartesi 16:51:03


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?