Başbakan Erdoğan'ın Van ziyareti

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yoksulluğun, yolsuzluğun, yasakların ortadan kalkmasının, bazılarını rahatsız ettiğini söyledi.

Başbakan Erdoğan, partisinin Beşyol mevkiinde düzenlediği mitingte yaptığı konuşmaya Vanlılar'ı selamlayarak başladı.

Başbakan Erdoğan, bütün varlık sebepleri istismar olanların, bu değişimden, huzurdan, kalkınmadan rahatsız oldukları için nifak üretmeye çalıştıklarını belirterek, "Sömürü zeminleri ayaklarının altından kayıyor. Yoksulluğun, yolsuzluğun, yasakların ortadan kalkması bunları rahatsız ediyor. Seçim sandığı ufukta göründü, istismara, sömürüye, provokasyonlara yeniden başladılar. Türkiye'nin birlik bütünlüğünü huzurunu yeniden sabote etmenin planlarını yapmaya başladılar. Bir taraf Van'daki kardeşimin duygularını istismar ediyor, diğer taraf bunun üzerinden rant devşirmeye çalışıyor. AK Parti bu kirli hesapların içinde olmayacak. Sadece yapabileceklerimizi söylüyoruz, yaptıklarımızı anlatıyoruz. Yapamayacaklarımızı asla vaat etmiyoruz. Adalet, hukuk, demokrasi zemininden asla sapmıyoruz. Etnik milliyetçilik yapmayacağız, dedik. Bölgesel milliyetçilik, dinsel milliyetçilik yapmayacağız dedik. Bugün Türkiye'de kimlik siyaseti yapanlar var. 71,5 milyon evladına aynı gözle bakıyoruz. Hepimiz ölmeyecek miyiz?

Bu tepeden bakmak nedir? Biz tevazuda toprak gibi olacağız. Yıllarca batıyla doğu, kuzeyle güney arasında ayrımcılık yaptılar. AK Parti iktidarında bu ortadan kalktı" dedi.

Erdoğan, yatırımlara yapılan harcamalarla ilgili olarak da, "Bir siyasi parti çıkmış, başbakanın söylediği bu rakamlar güvenliğe harcanıyor diyor. Kesinlikle yalan. Savunmanın yaptığı harcamayla bizim eğitim, sağlık, adalet, emniyet, duble yol, tarım, enerjide, KÖYDES'te BELDES'te yapmış olduğumuz yatırımlar bundan çok fazla. Bunların hesabını yapmadan sadece dürüst davranmadan bu tür ifadelerle halkımızı aldatmaya çalışıyorlar" diye konuştu.

Baykal'ın Van'a gelmeyişini de eleştiren Erdoğan, "Siz Sayın Baykal'ı hiç bu Van meydanında gördünüz mü? Peki burası Türkiye Cumhuriyeti'nin 81 vilayetinden biri değil mi? Niye gelmedi? Ben söyledim ya adresi şaşırarak buraya gelebilir. Ben mutlu olurum, ben buralarda muhalefeti görmek istiyorum. Türkiye'nin 81 vilayetini dolaşan tek parti biziz. Seçim bu, bunun hakkını vereceğiz. Ama bunların böyle bir derdi yok. Neden sizin karşınıza çıkamıyorlar? Van için ne üretecekler. Herhangi bir şey duydunuz mu?
Diğerlerinden duydunuz mu? Diğerlerine de sorun. Bu kimlik siyaseti yapanlara da bunu sorun. Sen bana ne yapacaksın onu söyle. Van'da belediyecilik yaptınız, ne kazandırdınız? Belediyecilikte oy hizmete verilir. Adamın kimliği, etnik yapısı bizi ilgilendirmez. Barış, güven ortamı için hangi projeyi ürettiler? Van'ı bir kültür, medeniyet şehri yapmak için vizyonları, projeleri var mı? Yok. Olamaz. Bunlar sadece istismardan, yalandan, karalamadan, huzursuzluktan beslenir. Akdamar'da Ermeni Ortadoks kilisesi restore ettik. Dünyanın gözlerini buraya çekelim, turizmde cazibe merkezi haline getirelim dedik. Van Gölü'nü Van Gölü Canavarı efsanesi ile değil bununla ansınlar. Bu iletişim yolu eskide kaldı, dünyada uygulanmıyor artık dedi. Amerika seçimlerini demek izlememiş. Bu mudur sosyallik, bu mudur demokrasi anlayışı, bu mudur halkçılık. Halkından uzak olanın halkçı olması mümkün mü? Bunlar sırça köşklerinden çıkmıyor diyorum, kendileri de televizyonlar aracılığıyla ulaşıyorum diyor. Stüdyolardan siyaset yapılmaz, İkitelli'den millet siyaseti yapılmaz. Gel şu Van meydanını bir gör. Benim yaşım dün 55 oldu, sen 70 yaşındasın, tecrüben benden fazla saygı duyuyorum, inan ki ben de siyasette 18 yaşından bu yana varım. İnan ki Türkiye'ye dünyaya halka bakışın değişir" şeklinde konuştu.

BASININ KENDİNİ SORGULAMA VAKTİ GELDİ DE GEÇİYOR

Başbakan Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Vergi cezasından sonra meseleyi basın özgürlüğüne getirip bizim basına sansür uyguladığımızı iddia edenler var. Bir kere vergi cezası alan medya grubu daha önce de ceza aldı. Masaya oturup anlaştığı için uluslararası kuruluşlara Türkiye'de basın özgürlüğü kısıtlanıyor diye şikayet etmediler. Şimdi vergi kaçırmadan ceza aldılar, yaygara yapıyorlar. Benim eleştirilerimi medyaya baskı diye duyuruyorlar. Hükümete, şahsıma, aileme karalama kampanyaları yaptınız, iftiralar attınız, hangi baskıyla karşılaştınız? Siz suçlayacak, hakaret edeceksiniz, biz sizi eleştirmeyeceğiz, kendimizi savunmayacağız. Yalan haberleri tekzip ettik, yayınlamadınız. Ticari imtiyaz için manşetleri kullandınız. Gazete köşelerini sorumsuzca kullanıp kamu vicdanını hiçe saydınız. İşçi haklarını yok etmekle suçladınız ama kurumlarınızda sendikaları bitirdiniz. Basın çalışanlarını köle gibi çalıştırınız. Tüm araştırmalarda en güvenilmeyen kurum medya çıktı. Bunu haber bile yaptırmadınız,
sürekli siyasetçiyi eleştirip duruyorsunuz. Ne zaman kendinizi sorgulayacaksınız? Türkiye dönüşüyor ama siz köşelerinize kurulmuş tüm değişimlere direniyorsunuz. Uluslararası basın aracılığı ile tüm dünyaya duyuruyorum: Türkiye'de basın, fikir özgürlüğü vardır ve gelişmektedir. Kimse iftira atmamalıdır. Kimse yalan yazma özgürlüğüne sahip değildir. Yandaş medya Türkiye'nin AB dönüşümlerine ayak uyduramıyor. Halkın iradesine dayanan demokrasiyi, demokratik iktidarları hazmedemiyor. Hükümetleri yönetip kendi
menfaatleri için kullanmaya alışmışlar. AK Parti iktidarı bir avuç imtiyazlı zümrenin iktidarı değildir. Basının kendini sorgulama vakti geldi de geçiyor bile. Türkiye'de birçok canavar vardı. Çete mafya canavarı da vardı. Ülkeyi kaosa sürüklemeyi amaçlamış planlar çıkıyor. Sizin hayır duanızla ülkemizi bu canavardan da kurtarıyoruz.
Sessiz devrim diye nitelenen girişimlere imza attıysak, milletin ihtiyaçlarını giderme noktasında aynı çabayı göstereceğiz".