Van'da bazı sivil toplum örgütleri ile sendikaların oluşturduğu Van Hak ve Özgürlükler Platformu üyeleri, 'Başörtüsüne Özgürlük' adı altında 135. basın açıklamasını gerçekleştirdi.

Sanat Sokağı'nda biraraya gelen platform üyeleri adına basın açıklamasını okuyan Van Umut Işığı Derneği üyesi Erhan Şengül, nerede ve kim tarafından yapılırsa yapılsın zulüm var oldukça kendilerinin de var olmaya ve haklarını savunmaya devam edeceklerini söyledi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin başörtülü vatandaşlara paso vermemesini eleştiren Şengül, Yüksek Seçim Kurulu'nun da seçimlerde başörtülülere başörtüsüyle sandık başında çalışma yasağı koymasının hukuksuzluğun hala devam ettiğinin göstergesi olduğunu savundu.

Başörtüsü mücadelesinin önünde hala büyük engellerin olduğunu hep birlikte gördüklerini ve yaşadıklarını anlatan Şengül, "Aylardır havasına girilen mahalli idareler seçim sürecini nihayet geride bıraktık. Öncelikle mahalli idareler seçiminin tüm halkımıza hayırlı olmasını diliyoruz. Ama bir mahalli idareler seçiminde 14 insanımızın yaşamını yitirmesi ve 121 insanımızın yaralanmasını toplumsal zeminimizin olgunluğunu tartışmaya açık bir vakıa olarak değerlendirmekteyiz. Seçim sonuçlarının çok iyi okunup değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Her partinin kendince çıkarması gereken dersler olduğunu müşahede etmekteyiz" dedi.

AK Parti'nin temayül yoklamalarını dikkate almayan şahıs merkezli yürüttüğü seçim sürecinin iflasla noktalandığını savunan Şengül, seçim yenilgisinin salt kimlik siyasetine indirgenemeyeceğinin görüldüğünü söyledi. Şengül, "TRT-Şeş gibi açılımların Kürt sorununda yeterli görülmediği, Kürt sorununda genel af beklentisinin yüksekliği ve DTP'nin seçimlerde aldığı yüksek oy oranı, çıkarılması gereken derslerdendir" diye konuştu.

DTP'yi de eleştiren Şengül, "DTP cephesinde ise seçimi bir ölüm kalım savaşı olarak görmek, şiddet ve tehdit ekseninde bir propaganda sürecini yaşadık. Özellikle seçim arifesinde Halk Fedai İntikam Birlikleri imzasıyla her tarafa dağıtılan bildiride DTP'ye oy verilmemesi halinde can ve mal güvenliğinin tehdit edilmesi, kız Kur'an kursuna yönelik tehdit ve sindirme, esnaf ve mahallelerde insanlarımızın psikolojik baskı altında bırakıldıklarını müşahede ettik. Bu genel çerçevede DTP sempatizanlarının baskı, tehdit ve yıldırma siyasetlerinin demokrasi, barış ve kardeşlik söylemleriyle tezat teşkil ettiğini ve yönetimce de doğal karşılanmasını doğru bulmadığımızı ifade etmek istiyoruz" dedi.

İHA

Yayın Tarihi : 4 Nisan 2009 Cumartesi 19:07:25