5
Mayıs
2024
Pazar
VAN

Kadına yönelik şiddete protesto

Van Kadın Derneği (VAKAD) üyesi Müjgan Güneri, geçtiğimiz günlerde kocası tarafından öldürülen Makbule Y.'nin olayına tepki göstererek, bu konuda bir çok suçlunun bulunduğunu söyledi.

Van'da bir grup kadın sivil toplum örgütü temsilcileri bir araya gelerek, geçtiğimiz günlerde yaşanan cinayet olayına tepki gösterdiler. Dabbağoğlu Parkı'nda düzenlene basın açıklamasının metnini grup adına VAKAD üyesi Müjgan Güneri okudu.

Gazetelerde, Van'da bir kadının öldürüldüğü haberini aldıklarını ve çok üzüldüklerini ifade eden Güneri, Makbule'ye karşı işlenen suçların sadece öldürülmeyle sınırlı olmadığını belirtti. Eşi ile dini nikahlı olan Makbule'nin Türk yasalarında eşi olmadığını anlatan Güneri, "Makbule 17 yaşını doldurmadığından resmi evlilik yaşında da değildir. Türkiye'de resmi nikah yapmadan dini nikah kıymak suç iken Makbulu ve M.Ö.'nün dini nikahlarını kıyanlar ve şahitler de bu ölümün suçlularıdır. Yine Makbule'nin ikamet ettiği evin civarındaki komşular bir kız çocuğunun evlilik hayat yaşadığını bilip de ihbarını yapmadıkları için suçludurlar. Makbule'nin yapılmışsa düğünü ve bu düğüne katılanlarda yine ihbar etmedikleri için suçludurlar. Makbule'nin yasadışı evliliğine ortak olan diğer suçlular da M.Ö.'nün ailesidir. Bir kadının ölümüne kadar varan yaşam yolunda bir çok suçlu bulunmaktadır. Makbule'nin öldürülmesiyle ilgili başlatılan soruşturmada ailesinden ayrı 16 yaşında bir kız çocuğunun kendi rızası olsun ya da olmasın akıl ve ruh sağlığı yerinde olmayan biriyle dinin kullanılarak aynı yatağa atılmasının da incelenip sadece M.Ö.'nün değil, iki ailenin, komşuların ve düğün yapıldıysa katılım sağlayanların da yargılanması gerekmektedir" dedi.

Makbule'nin öldürülmeden iki ay önce Sanayi Polis Merkezi'ne gittiğini ve M.Ö.'den gördüğü şiddetten dolayı şikayetçi olduğunu anlatan Müjgan Güneri şöyle konuştu;
"Makbule'nin polis memurlarınca babasına teslim edilmesi işleminin nasıl gerçekleştiğinin de incelenmesi gerekmektedir. Kadınların polis merkezlerinde yaptıkları şiddet müracaatlarına nasıl müdahale edildiğinin incelenmesi gerekmektedir. Adalet, Makbule'nin yaşadıklarının yaşam hakkı ihlalinin cezalandırılmasının yanı sıra, yaşamın nasıl olması gerektiğine karar veren sistemin de cezalandırılması için çaba göstermelidir. Kadınların adalete güvenmelerini sağlayacak olan tutum sosyal adaletsizliğin yargıda cezalandırılmasıdır. Anayasa kadınların ve erkeklerin eşitliğine vurgu yaparken, devletin bu eşitliğin yaşama geçirilmesinde ve korunmasında yükümlü olduğunu da söyler. Makbule'nin hayatında hissedemediği bu eşitlik ve yükümlülüğü bizler de yeterince hissedemiyoruz. Kadınların halen katli vacip bulunan yaratıklar olarak görülmeye devam etmektedir. Toplumun yasalarının kadınların aleyhine işlenmesinin önüne geçecek politikalar üretecek, kadınlardan yana kurumsallaşmaya Kadından Sorumlu Devlet Bakanlığı'na, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü'ne, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na sığınak açmakla yükümlü belediye ve büyük şehir belediyelerine, bu kurumların il ve ilçe teşkilatlarına rağmen ihtiyaç duyuyoruz. Kadına karşı şiddet insanlık sorunudur. Devlet insanlığa karşı işlenen suçlarla mücadele için görevlendirdiği ve bütçelendirdiği kurumlarını toplumsal düzeye indirmelidir. Biz örgütlü kadınlar olarak Makbule'ye uzanan elleri boynumuzda hissediyoruz. Sesimizi duyan herkesin de hissetmesini istiyoruz" dedi.

Yapılan konuşmanın ardandan önlerine maket tabutlar bırakan kadınlar, bir süre slogan attıktan sonra sessizce dağıldılar.
 

iha
Yayın Tarihi : 10 Nisan 2009 Cuma 21:05:55


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?