5
Mayıs
2024
Pazar
VAN

Küresin aşireti belgesel olacak

KÜRESİN AŞİRETİ BELGESEL FİLMDE ANLATILACAK

Van'da yaşayan Küresin aşiretinin, konuştukları lehçeden geleneksel değerlerine, Van'a göçlerinden çevrelerinden aldıkları tepkilere kadar araştırılarak belgesel filmde anlatılacağı açıklandı. Küresinlilerin kendilerine özgü karakterleriyle ele alınacağı belgesel filmin, Türkiye'deki farklı etnik unsurların farklılıklarının özgün biçimde ortaya konacağı bir kültür filmi olarak tasarlandığı belirtildi.

Önceki yıllarda Doğu Anadolu Bölgesi'nde tandır ekmeğinin yapılışı, Van'da yaşatılan Hıdırellez geleneği, Van'ın yemek kültürü gibi belgesel filmlerle uluslararası festivallere katılan Yüzüncü Yıl Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Cereci tarafından yönetilecek olan filmde, Küresinlilerin Türkiye'ye göçmeden önceki yaşamlarından başlanarak Van'a göçleri ve Van'daki yaşamlarının bir yolculuk öyküsü olarak anlatılacağı dile getirildi. Van'ın toplumsal yapısını oluşturan Kürtler, Türkler, Araplar, Lazlar, Ermenilerin yanı sıra farklı bir etnik unsur olarak Küresinlilerin de bu renkli yapının içinde yer aldığı belirtilirken, her unsurun Van'ın kültürel yapısına değerli bir katkıda bulunduğu bildirildi. Oğuz boyuna bağlı olan, İran'dan göçerek Van'a yerleşen, ancak Van'da yaşayan her grubun kendilerine yakın görmediği, yabancı olarak gördüğü Küresinlilerin, konuştukları lehçeden geleneksel değerlerine, Van'a göçüşlerinden çevrelerinden aldıkları tepkilere kadar araştırılarak belgesel filmde anlatılacağı açıklandı. Bir bölümü halen İran'da yaşayan Küresinlilerin Van'da yöre koşullarına uygun bir yaşam ortamı kurdukları, bu özgün yaşam tarzının filmde yansıtılacağı belirtildi. Kendilerine özgü bir dilleri, aile yapıları, meslek alışkanlıkları ve gelenekleri bulunan Küresin aşiretinin, Van'ın birkaç mahallesinde ve köyünde gettolar oluşturarak yaşadığı, çekimler sırasında bütün mahalle ve köylerin dolaşılarak aşiretin renkli kültürünün tüm unsurlarının yansıtılacağı dile getirildi. Mart ayında başlanacağı belirtilen çekimler sırasında yönetmen Prof. Dr. Sedat Cereci'ye 9 kişilik bir ekibin yardım edeceği açıklandı.

2007 yılında çektiği, tandır ekmeğinin yapılışını konu edinen "Ağzı Açık Alamet" adlı filmle İngiltere, Hindistan, Macaristan ve Kosova'da; Van'da yaşatılan Hıdırellez geleneği konulu filmiyle İsrail, İngiltere ve Kosova'da; Van'ın yöresel yemeklerinden "Eşgili"yi konu edinen filmiyle Norveç ve İtalya'da; Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki Nevruz kutlamalarını konu edinen "Adam's Festival" adlı filmiyle Fransa, İspanya, Avustralya'da düzenlenen film festivallerine katılan Prof. Dr. Cereci'nin, Küresin aşiretini konu edinen filmiyle de uluslar arası festivallere katılacağı bildirildi. Akademik çalışmalarının yanı sıra fotoğraf ve kitap çalışmaları ve film yönetmenliğiyle kültür alanında da adından söz ettiren Prof. Dr. Cereci'nin özellikle Avrupa'daki kültür araştırmacıları ve film çalışanları tarafından yakından tanındığı vurgulandı.

Türkiye'deki televizyon izleyicisinin televizyon izleme alışkanlıkları konusunda da her yıl düzenlediği araştırmalarla bilimsel sonuçlara ulaşan Prof. Dr. Sedat Cereci'nin, dünyanın en çok televizyon izleyen toplum sıralamasında ikinci sırada bulunan Türk televizyon izleyicisinin davranışları konusunda elde ettiği sonuçları 2010 yılında Kanada ve Malezya'da; Doğu Anadolu'da yaşanan göç olgusunun iletişim temeli üzerinde incelenmesinden elde edilen sonuçları Finlandiya'da düzenlenecek olan kongrelerde sunacağı öğrenildi.

Doğu Anadolu'daki Nevruz kutlamalarını konu edinen "Adam's Festival" adlı filmde de Kürt kökenli yurttaşların kofi giyme, tirgal bağlama ve deng-bej geleneklerini filmle belgeleyen Prof. Dr. Sedat Cereci, Türkiye'de yaşayan farklı kültürlerin birbirlerini tanımadan, aralarındaki farklara rağmen aynı ülkeyi paylaştıklarının ve paylaşmaları gerektiğinin farkına varmadan toplumsal barışa ulaşılamayacağını vurguladı.

İHA
Yayın Tarihi : 15 Aralık 2009 Salı 16:15:05
Güncelleme :15 Aralık 2009 Salı 18:33:27


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
kurban soyçiçek IP: 212.174.165.xxx Tarih : 17.12.2009 09:34:30

selamlar sayın hocam öncelıkle saygılar sunarım. yorumumda maksadm sızı ıncıtmek deyıl zaten böyle bışeyde olamaz.söylemek istedıyım ,yazmış olduğunuz yazınızda oğuz oldğumuzu kabul edıyor  ve türk toprağında türkün etnık grup olduğu nasıl oluyor =)) bunu anlamadım.belkı öylesıne küresunnı hakkında yazılan yazı olarak bıldırdınız ama bızı çok alakadar ettığınden her kelımesını belkı ıkı kere okuyarak yorumlamaya çalışıyoruz.lütfen kırılmayın saygılarımı sunarım.bız etnık gurup deyıl bu toprağın esas sahıbıyız.(yerlıyse) oğuz 1500 yıldır  bu topraklardadır.saygılarımla...


Hewar IP: 78.167.171.xxx Tarih : 15.12.2009 23:41:57

Van'da yaşayan herhangi bir grup,aşiret başka bir gruba veya aşirete ÜSTÜNLÜK taslayacak KÜLTÜR birikimine sahip değildir. Van’da yaşayan diğer aşiretlerin çok değerli mensupları olduğu gibi çok huysuz,kavgacı kötü insanları da vardır. Aynı durum Küresin aşireti ve diğer aşiretler için de söz konusudur. Ayrıca Küresinlilere bilinç altımızda var olan aşiret kavramıyla bakmamız yanlış olur. Doğu Anadolu da var olan aşiret kültürüne sahip değillerdir. Çekirdek ailenin gruplaşmış bir üst versiyonu diyebiliriz.

Prof. Sedat CERECİ'nin Getto yaklaşımı ise tamamen bir FELAKET'tir. Akademik misyonuna yakıştıramadım. Getto; devlet tarafından dışlanan bir azınlığın şehrin uzak bölgelerinde gözetim altında tutulmasıdır. Halbuki; küresinliler hiçbir zaman devlet tarafından azınlık konumuna sokulmamıştır. Bir Brukan, bir gewdan ne hakka sahipse, Küresinliler de o hakka sahip olmuştur. Ayrımcılık görmemiştir.

1915’deki Osmanlı – Rus savaşından sonra Van yaşanan iç karışıklıkta çoğu Van’lı öldürülmüş, kalanlarda Van’nın dışına göç etmişlerdir. Göç edenlerin çok azı yıllar sonra geri dönebilmiştir. Yani; 1915 yılından sonra Van’nın yerli siyim diyebilecek bir vatandaş bulunmamaktadır. Ne brukan, ne gewdan, ne mamxuran, ne Jirkî, ne ezdinan, ne mehmetpiran, ne şidan, ve şeferan aşiretleri Van’nın yerlisiyiz, diyemezler. Çünkü; Küresinliler gibi sonradan Van’a yerleşmişlerdir. Ayrıca Van’da kendilerine yerli yakıştırması yapan birçok ailede bir yerlerden göç ederek asimize olmuş vatandaşlardır.

1930'lu yıllarda Türkiye nüfusunun %(yüzde) 80'i köylerde yaşıyordu. Köyde yaşamayanında köylerle aktif bir bağlantısı vardı. Bu sebeple küresinlilerin çoğu köyde yaşamıştır. 1960’lı yıllardan sonra çoğunluğu şehre göç etmiştir. Göç edenlerin belli bir kısmı kendi yakınlarının yanlarına yerleşmişlerdir. Bunun neresi dışlanmışlıktır. Anlamıyorum. Aynı durum her aşiret veya grup için söz konusudur.

Tarafsız bir göz ile şunu da aktarmak istiyorum. Küresinlilerin eski toprak dediğimiz yaşlı insanları ile kendi yaşıtları olan farklı aşiretlerdeki insanlarla Kültür farklılığından dolayı bir farklılaşma yaşamış olabilirler. Ama günümüzde genç yaşıtlar arasında böyle bir farklılaşma yoktur.

Bu anlattıklarım ile küresinlileri yüceltmediğim gibi yermiyorumda. Sadece gerçeği anlatıyorum. Küresin aşiretinin içinde hayırsız insan olduğu gibi çok değerli insanları da vardır. Vel hasıl; Van halkının bir parçasıdır. Türkiye’nin bir değeridir. Brukan veya bir türk yerlisi ne ise küresinli de o’dur. Yazımın sonunda Hz.Mevlana’nın şu sözüne yer vermek istiyorum:

Büyük insanlar fikirlerle, Orta insanlar olaylarla, KÜÇÜK kişiler ise, insanlarla uğraşırlar.

Saygılar. 


levent.levent IP: 212.174.165.xxx Tarih : 16.12.2009 10:12:42

yazıda güzel yorumda ama GETTO hıç hoş deyıl... saygılar