7
Mayıs
2024
Salı
VAN

Prof. Sedat Cereci'ye davet

PROF. SEDAT CERECİ 3. KEZ PORTOBELLO'YA DAVET EDİLDİ

Önceki yıllarda 2 kez katıldığı Londra Portobello Film Festivali'ne 3. kez davet edildiğini belirten iletişim, kültür araştırmacısı ve belgesel film yönetmeni Prof. Dr. Sedat Cereci, Üniversite Araştırma Fonu'na verdiği iki film projesinin onaylanmadığını belirterek dar kafalı insanların yönettiği üniversitelerin gençleri aldatmaktan başka bir işe yaramadığını vurguladı.

2007 yılında Doğu Anadolu kültüründe tandır ekmeğinin yapılışını konu edinen "Fiery Mysterious Hole" (Ağzı Açık Alamet) adlı filmle, 2009 yılında Van'daki hıdırellez geleneğini konu edinen "Silent Wish" (Sessiz Dilek) adlı filmle festivale katılan Prof. Dr. Cereci'nin, 2010 yılında düzenlenecek olan festivale, Kürt kültüründe kofi giyme, tirgal bağlama ve dengbej geleneklerini konu edinen "Adam's Festival" adlı filmle katılacağı öğrenildi. İngiltere'nin başkenti Londra'da düzenlenen ve her yıl yaklaşık 700 filmin gösterildiği festivale 3. kez davet edilen Prof. Dr. Sedat Cereci'nin, festivalin sürekli katılımcılarından biri olarak davet edildiği belirtildi.

Dünyanın hızla büyük bir değişim yaşadığını, bu hızlı dönüşüm içinde pek çok tarihsel ve kültürel değerin yok olduğunu, bu nedenle artık tüm toplumların ve duyarlı insanların geçmişte kalan değerlerini belgeleme konusunda çaba gösterdiklerini dile getiren Yüzüncü Yıl Üniversitesi Öğretim Üyesi olan Prof. Dr. Sedat Cereci, bu nedenle belgesel filmlerin uzun metrajlı konulu filmlerden daha çok önemsendiğini, bu yüzden hemen her ay dünyanın değişik ülkelerinde belgesel film festivalleri düzenlendiğini bildirdi. Prof. Dr. Cereci, insanların, yitirdikleri değerlerin farkına vardıkça ve bir yandan da başka toplumların baskılarıyla tehlike altına giren kültürlerini koruma kaygısı taşıdıkça belgesel filme önem veren toplumların, belgesel film aracılığıyla diğer kültürleri de tanıdıklarını, bilgilendiklerini ve bu arada estetiği de öğrendiklerini vurguladı.

Prof. Dr. Cereci, önceki yıllarda İsrail'de Tel Aviv Film Festivali'ne, Macaristan'da Mediawave Film Festivali'ne, Hindistan'da DocFest Film Festivali'ne, Avustralya'da Sydney Film Festivali'ne, Kosova'da Sanatla Uyanmak Şöleni'ne, İspanya'da Bilbao Film Festivali'ne, Norveç'te Minimalen Film Festivali'ne, İtalya'da Roma Film Festivali'ne, Almanya'da Hamburg Film Festivali'ne, Polonya'da Krakow Film Festivali'ne ve iki kez de Portobello Film Festivali'ne katıldı Avrupa'daki film festivallerinde "Van Man" (Vanlı Adam) olarak tanınan Prof. Dr. Sedat Cereci, 2010 yılında düzenlenecek olan Portobello Film Festivali'ne, çekimlerine devam ettiği, Van'da yaşayan Küresinliler'in İran'dan Van'a yaptıkları yolculuğu konu edinen "Yestikan'dan Van'a" adlı filmle katılmayı planladığını belirtti. Prof. Dr. Sedat Cereci, filmin çekimlerini henüz tamamlayamadığı için geçen yıl çektiği "Adam's Festival" adlı filmle festivale katılmayı uygun gördüğünü açıkladı. Yaz aylarında tamamlamayı düşündüğü "Yestikan'dan Van'a" adlı filmin de 2011 yılındaki festivaller için aday olduğunu açıkladı.

"Adam's Festival" adlı filmin ulusal ve evrensel barış açısından önemli iletiler içerdiğini belirten Prof. Dr. Sedat Cereci, Kürtlerin Yenigün'ü (Nevruz'u) bütün insanların bayramı olarak kutladıklarını, Sümerlerin, Hintlilerin, İranlıların, Arapların, Türklerin, Kürtlerin ve başka milletlerin binlerce yıldır kutladıkları Yenigün'de yaşatılan geleneklerin birer barış simgesi olduğunu dile getirdi. Yenigün'de yetişkin kadınların taktıkları "kofi" adlı başlığın ve erkeklerin bağladıkları "tirgal" adlı poşunun da barışı simgelediğini söyleyen Prof. Cereci, Türkiye'de yaşayan değişik kültürlerin birbirlerini tanımadıkça barışa ulaşamayacaklarını, kültürlerin birbirlerini tanımaları için en elverişli araçlardan birinin belgesel film olduğunu bildirdi. Prof. Cereci, filmde önemli bir yer tutan Kürt kültüründeki "dengbej" geleneğinin de, tarihin lirik ve ezgili bir biçimde yeni kuşaklara aktarılması açısından mutlaka yaşatılması gereken bir gelenek olduğunu vurguladı.

Dünyada söz sahibi olmanın yolunun artık, teknolojiyi kullanarak kendini göstermekten, değerlerini ortaya koymaktan, kültürün çekici yanlarını gösterişli biçimde sergilemekten geçtiğini söyleyen Prof. Dr. Cereci, bunun için de ülkeleri ve kurumları geniş görüşlü, evrensel düşünceye sahip kişilerin yönetmesi gerektiğini bildirdi. Üniversite Araştırma Fonu'na verdiği iki film projesinin onaylanmadığını dile getiren Prof. Dr. Cereci, dar kafalı insanların yönettiği üniversitelerin, gençleri aldatmaktan başka bir işe yaramadığını vurguladı.

İHA
Yayın Tarihi : 13 Mart 2010 Cumartesi 16:53:04
Güncelleme :13 Mart 2010 Cumartesi 17:06:04


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?