Van Sivil Toplum Örgütleri (STÖ) Dayanışma Kurulu üyeleri Hakkari'nin Aktütün karakoluna yapılan saldırı ve Balıkesir'in Altınova ilçesinde meydana gelen olaylarla ilgili bir bildiri yayınladı.

STÖ Dayanışma Kurulu Dönem Başkanı Halil Tandoğan imzasıyla yayınlanan bildiride, insan hakları ve demokrasi vurgusu yapıldı. Aktütün Karakolu'na yapılan baskın ve Altınova'da cereyan eden olayların milletin huzurunu kaçırdığının belirtildiği bildiride, "Dökülen kanlar anaların yüreğini bir kez daha dağlamıştır. Şüphesiz yakın geçmişte organize bir şekilde cereyan eden olaylar, toplumsal barışımızı zedelemeyi hedeflemektedir. Toplumsal barışı bozarak kin, nefret ve kaos tohumları ekenler, sorunların çözümü için diyalogun çözümsüzlüğüne bütün toplumu inandırmaya çalışmaktadırlar" denildi. Bildiride şu ifadelere yer verildi:

"Ülkemizi kaosa sürüklemek isteyen Ergenekon yapılanmasının ortaya çıkarıldığı gibi, benzer bir örgütlenmenin son olaylarda da olup olmadığı aydınlığa kavuşturulmalıdır. Özetle ülkemizde etnik köken çatışmalarını körükleyen çevreler, adları açıkça ortaya konarak teşhir edilmelidir. Bu hedefe bilerek hizmet etmek hainliktir, bilmeyerek hizmet etmek ise gafilliktir. Türkiye'de etnik köken ayrımının yapılmadığı demokratik çözümler bulmalıyız. Sorunun çıkış noktası etnik bir kimlik sorunu bile olsa çözüm dili kardeşlik, barış ve birlikte yaşamakta aranmalıdır. Ellerin silaha gitmediği `demokrasi ve barış kültürünün yaşatıldığı` yepyeni bir vizyona ihtiyaç bulunmaktadır. Etnik köken ayrımı yapmaksızın çözümün kapısı sivil inisiyatif eliyle aralanmalıdır. Millet olarak karanlık güçlerin körüklediği kışkırtmalara karşı uyanık olmak zorundayız."

Yaşanan olaylardan ders çıkarılması gerektiği ifade edilen bildiride, "Bu kışkırtmaları boşa çıkarmanın en sağlıklı yolu, her türlü ırkçılığa aynı mesafede karşı durmaktan geçmektedir. Yaşananların hepimize verdiği dersi artık almak gerekiyor. Ne yazık ki, cereyan eden olayların en ağır faturasını her zaman bölgemizin sakinleri ödemiştir. Bu bağlamda sorunların çözümü için, temel insan haklarıyla ilgili tüm uluslararası sözleşmelerde yer verilen sosyal, kültürel ve siyasi hakların eksiksiz ve çekincesiz
olarak kabulü zorunludur. Bu amacın tahakkuku için sivil anayasa çalışmaları derhal başlatılarak, toplumsal hayatı ilgilendiren yasalarda düzenlemelere gidilmelidir" denildi.