2
Mayıs
2024
Perşembe
VAN

Türk halkı TV karşısında ne izliyor?

Televizyon izleyicilerinin davranışları konusunda 12 yıldır bilimsel araştırmalar yapan Yüzüncü Yıl Üniversitesi Radyo Televizyon Bölümü, 2008 yılı televizyon izleyici araştırmalarını da sonuçlandırdı.

Adana, Ağrı, Amasya, Ankara, Antalya, Artvin, Çanakkale, Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, Hakkari, Hatay, İzmir, Kars, Kayseri, Konya, Mardin, Mersin, Muğla, Muş, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Rize, Tekirdağ ve Van'ı kapsayan 26 ilde, televizyon izleyicileriyle yüzyüze görüşülerek yapılan araştırmada, televizyon izleyicilerine sorulan 50 soruya karşılık alınan yanıtlardan, Türkiye'de televizyon izleyicilerinin davranışlarına ilişkin sonuçların yanı sıra, Türkiye'nin kültürel görünümünü de ortaya koyan sonuçlara ulaşıldı.

Araştırma sonuçlarını değerlendiren Yüzüncü Yıl Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Cereci, Türkiye'nin her yöresinden sonuçlar almayı amaçladıklarını, bu nedenle araştırmayı olabildiğince değişik yörelerde uyguladıklarını söyledi. Prof. Dr. Cereci "Televizyon izleyici araştırmasında, Türkiye'nin son 10 yılda yaşadığı kültürel değişime koşut olarak ulaşılan görüntü, televizyon izleyicilerinin sorulara verdikleri yanıtlarla açık biçimde ortaya çıktı. Türkiye genelinde araştırmaya bin 421 televizyon izleyicisi katılarak soruları yanıtladı. Araştırmada, geçen yıllarda yapılan araştırmalarda alınan sonuçlara benzer sonuçlar alındı" diye belirtti.

İLETİŞİM ARACI TARTIŞMASI
Televizyonun yalnızca bir eğlence aracı mı olduğu, bir iletişim aracı olup olmadığı konusunda sorulan "Televizyonun bir iletişim aracı olduğuna inanıyor musunuz?" sorusunu, araştırmaya katılan bin 421 izleyiciden bin 89'u "Evet", 319'i "Hayır" ve 23'ü de "Kısmen" şeklinde yanıtladı. İzleyicilerin büyük çoğunluğunun, televizyonun bir iletişim aracı olduğuna inandıklarını söylemesi, televizyonun Türk toplumunda çok önemli bir bilgi kaynağı ve referans noktası olarak görüldüğünün açıklaması olarak değerlendirildi.

TELEVİZYON İZLEME NEDENİ
Televizyonu en çok hangi durumda izlediklerini hiç düşünmedikleri için bu konudaki soruyu yanıtlamakta güçlük çeken izleyicilerin çoğu, kendilerine sunulan seçeneklerle kendilerine uygun yanıtlar buldular. Çoğunluğu 15 ile 45 yaş arasında olan araştırmaya katılan televizyon izleyicilerinin büyük bölümünün, doğrudan bir amaç gütmeksizin zaman geçirmek için televizyon izlediği saptandı. Tüm izleyiciler içinde, en çok hangi durumlarda televizyon izledikleri sorusuna karşılık 985 izleyici canı sıkıldığı zaman veya zaman geçirmek için televizyon izlediğini söylerken, 374 izleyici öğrenmek için, 52 izleyici de hiçbir amacı olmaksızın, öylesine televizyon izlediğini belirtti. 45 yaş üzerindeki izleyicilerden hiçbiri eğlenmek için televizyon izlediğini söylemezken, televizyonu en çok 15 ile 45 yaş arasındaki izleyicilerin öğrenmek için izlediği belirlendi. Geçen yıllardaki araştırmalarda aynı soruya verilen yanıtlarla örtüşen 2008 yılı televizyon izleyici araştırması sonuçlarının da televizyonun, kitleyi eğlendirerek oyalayan, geçici süreyle sıkıntılarından uzaklaştıran bir araç olduğu bulgusunu doğruladığı görüldü.

EN ÇOK İZLENEN PROGRAM TÜRÜ HABER
12 yıldır yapılan televizyon izleyici araştırmalarında, her yıl en çok izlenen program sorusunun aynı biçimde yanıtlandığı, haberin her zaman izleyicilerin en çok izledikleri program türü olduğu ve haber konusunda güven sağlamış televizyon kanallarının da izleyicilerin düşüncesinde saygın bir yer edindiğinin saptandığı görüldü. Bin 421 televizyon izleyicisinden 638'i televizyonda en çok izlediği program türünün haber olduğunu söylerken, 279'unun dizi film, 85'inin müzik programı izlediği, 104 izleyicinin tüm programları izlediği, 315 izleyicinin de diğer program türlerini izledikleri belirlendi.

GÜNLÜK İZLEME SÜRESİ
Kişisel gelişimleri açısından kritik bir dönemde bulunan 0-15 yaş arasındaki izleyicilerin bile çoğunlukla 1 saatten fazla televizyon izlediklerinin saptandığı soru, çok sayıdaki izleyici tarafından, tehlike sınırı içinde görülen 3 saatten fazla yanıtıyla yanıtlandı. Araştırmaya katılan izleyicilerden 509'u 3 saatten fazla televizyon izlediğini belirtirken, 414 izleyici 1 ile 3 saat arasında, 488 izleyici ise 1 saatten az televizyon izlediğini söyledi. Televizyon izlemenin psikolojik sorun boyutuna ulaştığı 3 saatten fazla izleme konusunda yaş grupları, meslek grupları veya bayan, erkek arasında bir ayrım olmadığı gözlenirken, yaş grupları dikkate alındığında, 45 yaş üzeri izleyicilerin çoğunun 3 saatten daha az televizyon izlediğinin belirlendiği öğrenildi.

YAYINDAN KALDIRILMASI İSTENEN PROGRAM
Televizyon izleyici araştırmasında bin 421 izleyiciye sorulan "Yayından kaldırılmasını istediğiniz program var mı?" sorusu 276 izleyici tarafından "Hayır, yok" biçiminde yanıtlanırken, izleyicilerin çoğunluğunu oluşturan 719 izleyici tarafından ortak biçimde, çoğunlukla sabahları, kadın programı adı altında yayınlanan, kadın sorunlarının ele alındığı izlenimi veren, temelde kadın sömürüsüne dayanan programlar olarak yanıtlandığı belirlendi. İçeriğinde kadınların çok fazla göründüğü ve duygusal sömürünün üst boyutlara ulaştığı programların yayından kaldırılmasını isteyen izleyicilerin çoğunluğunun kadın olması da dikkat çekici bulundu. Kadın programlarının yanı sıra 130 izleyici, içinde "Sır" sözcüğü geçen, büyülü, cinli fantastik dizilerin çocuklarına zarar verdiği için, 113 izleyici magazin, dedikodu programlarının, 77 izleyici toplumsal ahlaka aykırı programların yayından kaldırılmasını isterken, diğer izleyicilerin, spor yorumları, kalitesiz müzik programları gibi değişik programların yayından kaldırılmasını istedikleri konusunda yanıtlar verdi.

TELEVİZYONSUZ ORTAM
Televizyona, giyecek gibi, tabak bardak, günlük alışkanlıklar gibi alışmış olan izleyicilerin, televizyonun olmadığı bir ortamda ne yapacakları sorusu da, önemli ipuçları veren yanıtlarla yanıtlandı. Araştırmaya katılan televizyon izleyicilerinin 532'si, televizyonun olmadığı bir ortamda sohbet edebileceğini, 181'i kitap okuyacağını, 126'sı radyo dinleyeceğini, 95'i gazete okuyacağını dile getirirken, soru diğer izleyicilerce, "Uyurum, boş otururum, müzik dinlerim, ortama ayak uydururum" gibi yanıtlarla yanıtlandı. Televizyonu yaşam için gereksiz gören bazı izleyicilerin de, "Televizyonun olmadığı bir ortamda ne yaparsınız" sorusunu, "Daha iyi olur" veya "Televizyon olmasa zaten çok iyi olur" diyerek yanıtladığı gözlemlendi.

TELEVİZYONUN DEĞİŞTİRİCİ GÜCÜ
Toplumsal yaşamın etkin bir unsuru olan televizyonun toplumsal yaşama etkilerini içeren, "Televizyonun toplum yaşamında neyi değiştirdiğini düşünüyorsunuz?" sorusunun pek çok izleyici tarafından değişik biçimlerde yanıtlandığı belirlenirken, izleyicilerin büyük çoğunluğunu oluşturan bir kesimin, toplumsal kültür ve ahlakla ilgili kaygılarını dile getiren yanıtlar verdiği ortaya çıktı. Televizyon izleyicilerinden 820'si, televizyonla birlikte kültürel ve ahlaki değerlerde önemli ölçüde değişmeler olduğunu söyledi, 337'si, televizyonun, toplumun düşünce yapısını değiştirdiğini, 191'i, toplumdaki bilgileri yenilediğini veya artırdığını düşündüğü dile getirdi. 64 izleyicinin, televizyonun toplumsal yaşamda hiçbir şeyi değiştirmediğini düşündüğü belirlenirken, 9 izleyicinin bu soruya yanıt vermediği gözlendi. Televizyonun toplumsal yapıda, kültür ve ahlak konusunda değişimlere yol açtığına inanan izleyiciler arasında, kadın erkek ayrımı olmaksızın, çoğunluğun bu görüşü paylaştığı da araştırmada elde edilen bilgiler arasında yer aldı.

TELEVİZYONDAN ETKİLENME
Televizyonun izleyici tarafından etkili bir araç olduğunun düşünülüp düşünülmediğini saptamak üzere sorulan, "Yakınlarınızın televizyondan etkilendiğini düşünüyor musunuz?" sorusu, izleyicilerin büyük çoğunluğunca "Evet" yanıtıyla yanıtlandı. Kendilerinin televizyondan etkilenip etkilenmediklerini düşünmedikleri gözlenen izleyicilerin, yakınlarının televizyondan mutlaka etkilendiği konusunda açık yanıtlar vermesi de dikkat çekici bulundu. Araştırmaya katılan izleyicilerden 1069'u, yakınlarının televizyondan etkilendiğini söylerken, 194 izleyici kısmen etkilendiklerini dile getirdi. Diğer izleyiciler ise yakınlarının televizyondan etkilenmediğini veya etkilenip etkilenmediğini bilmediklerini söyleyerek soruyu yanıtladılar.

GERİBESLEME DUYARLILIĞI
Kitle iletişim araçlarında yayınlanan yayınlara karşı tepki konusunda çok yetersiz olan Türk toplumunda, gerek toplumsal değerleri kitle iletişim araçlarının denetimsiz yayınlarına karşı korumanın gerekse kitle iletişim araçlarının yayınlarını istenilen hukuksal ve etik düzeye çekmenin yolu olan geribesleme konusunda da yetersizlik olduğu televizyon izleyici araştırmasında da ortaya çıktı. Araştırmada izleyicilere sorulan "Hiçbir televizyon programı konusunda televizyon kanalına ileti gönderdiğiniz oldu mu?" sorusu, bin 137 izleyici tarafından "Hayır" biçiminde yanıtlanırken, 284 izleyicinin kanala bir ileti gönderdiğini söylediği belirlendi.

TELEVİZYON AHLAK İLİŞKİSİ
Televizyon izleyicilerinin, televizyonun toplum ahlakını bozup bozmadığı konusunda kesin görüş sahibi olmamakla birlikte, yaklaşık görüşler ileri sürdükleri ortaya çıktı. 894 izleyici televizyonun toplum ahlakını bozduğunu düşündüğünü söylerken, 155 izleyici bu görüşe katılmadıklarını belirttiler. Diğer izleyicilerin bir bölümü bu konunun tartışmalı olduğunu dile getirirken, bazı izleyiciler televizyon yayınlarının tümünün bu soru kapsamında değerlendirilmesinin yanlış olduğunu, bazı programların üzerinde konuşmak gerektiğini vurguladılar. Bazı izleyicilerin de, televizyon yayınlarının tümünün olmasa da bazılarının kesinlikle toplumsal ahlakı bozduğunu söyledikleri öğrenildi.

İHA
Yayın Tarihi : 3 Mart 2008 Pazartesi 11:59:33


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
GÖKHAN KANDEĞER IP: 85.110.93.xxx Tarih : 5.03.2008 03:08:44

Gerçekten yapmış olduğunuz anketi takdirlen karşılıyorum bana göre insanlar farklı nedenlerden dolayı televizyon izlerler kimi haber kimi güncel kimide magazin ama ir gerçek vardır ki halkımızın iyi niyeti ve duygusallıgından faydalanıp onlardan bir rant elde etmeye çalışıyorlar bu tür programlar içinde rtüğün bir an önce devreye girip düzenlemeler yapması şarttır.SAYĞILARIMLA.GÖKHAN KANDEĞER.