6
Mayıs
2024
Pazertesi
VAN

Van'da teknokent heyecanı

VAN'DA TEKNOKENT HEYECANI

Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Van Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Ateş, kentte kurulması planlanan Teknokent'in çok önemli olduğunu belirterek, "Türkiye'deki teknokentlerde yapılacak Ar-Ge çalışmaları beyin göçünü önleyecek, ayrıca bilim insanlarını ve yabancı sermayeyi de Türkiye'ye çekecektir" dedi.

Konu ile açıklamalarda bulunan Yrd. Doç. Dr. Ateş, gelişmiş ülkelerin birçoğunda bilim ve teknoloji bakanlığı veya buna benzer bakanlık düzeyinde bir kurum kurulduğunu ifade etti. Türkiye'de henüz böyle bir kurumun bulunmadığını kaydeden Ateş, "Türkiye'de bilim ve teknoloji bakanlığının kurulması, bilimsel araştırmalar konusundaki potansiyelimiz için son derece olumlu bir gelişme olacaktır. Türkiye'nin bilim ve teknoloji üretebilmesi için Ar-Ge çalışmalarına verdiği destek çok daha yüksek bir düzeye

çıkarılmalıdır. Kişi başına düşen gelirin Avrupa Birliği seviyesine getirilmesinin, vatandaşlarımızın refah seviyesinin yükseltilmesinin ve onlara müreffeh, kaliteli bir yaşam sağlamanın yolu ancak kamuda ve özel sektörde kurumsal Ar-Ge faaliyetlerine gereken önem ve desteğinin sağlanmasıyla mümkün olabilir. Türkiye'nin bilim ve teknolojide Ar-Ge'ye ayırdığı payı GSYH'sinin yüzde 2'leri seviyesine çıkarması gerekir" dedi.

Yrd. Doç. Dr. Ateş, mikro elektronik ve genetik mühendisliği dünyasında, bilim ve teknolojinin iktisadi gelişme açısından öneminin, anlatılamayacak kadar büyük olduğunu da söyledi. Gelişmiş ülkelerin iktisadi gelişmelerinde esas sürükleyici gücün tekniklerdeki gelişme olduğunu anlatan Ateş, "Dolayısıyla, bilim ve teknoloji ekonomideki gelişmenin temel motorudur. Gelişme teorisi ile ilgili bir Dünya Bankası incelemesi de büyüme konusundaki bu büyük çaplı değişmeyi 'fiziki varlığı olmayan yatırım' veya

'görünmez yatırım' kavramı çerçevesinde vurgulamaktadır. 20. yüzyılda sanayileşmiş ülkelerdeki büyük şirketlerin çoğunluğu, tam zamanlı, uzmanlaşmış Ar-Ge bölümlerini kurmuşlardır. 21. yüzyılda teknikteki gelişmenin iktisadi büyümede sinerji oluşturduğu açıkça görülmektedir. Dolayısıyla bilim ve mühendisliğin istihdamdaki payı artırılmalı. Çin ve Hindistan ekonomilerindeki büyümenin temel belirleyici faktörü, ABD'den daha fazla mühendis yetiştirmesidir" şeklinde konuştu.

Dünyada 16. büyük ekonomiye sahip olan Türkiye'nin teknolojiye yatırım yaparak daha iyi bir sıçrama yapabileceğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Ateş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ar-Ge yarışında ise 25'inci sıradayız. Ekonomimiz Ar-Ge çalışmaları ile daha da üst sıralara çıkabilir. Türkiye'nin Ar-Ge'ye odaklanması gerekir çünkü gelişmiş ülkelerle Türkiye arasında Ar-Ge'ye ayrılan kaynak miktarları arasında büyük farklar var. Bu ülkelerin Ar-Ge harcamalarının GSYH'ye oranlarına baktığımızda, Türkiye'nin Ar-Ge konusunda katetmesi gereken uzun bir yolu olduğunu görmekteyiz. Örnek olarak, İsrail'in Ar-Ge harcamaları GSYH' sinin yüzde 4.5'i, Japonya'nın harcamaları GSYH'sinin yüzde

3'ü seviyesinde. ABD'nin yüzde 2.7, AB yüzde 1.9, Çin'in de yüzde 1.5 oranındadır. Türkiye'nin Ar-Ge harcamaları ise GSYH'sinin yüzde 0.8 seviyesindedir. Ancak, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Sanayi Araştırma ve Geliştirme Genel Müdürlüğü 2012 yılında yüzde 2'yi hedeflemektedir. Üniversiteler de Türkiye'de bilim ve teknoloji alanında Ar-Ge'ye ayrılacak payın yüzde 2'ler seviyesinde olmasını pozitif bir gelişme olarak görüyor. Bu dönemde, Türkiye'de teknokent sayıları büyük bir ivmeyle artmaktadır. Şimdiye

kadar yaklaşık olarak 40 adet teknokent kurulmuştur. Ar-Ge faaliyetleri üniversitelerin itici gücü olmalıdır. Özel sektör, üniversite ve kamu arasında köprü kurmanın yolu teknokentlerle olabilir. Türkiye'deki teknokentlerde yapılacak Ar-Ge çalışmaları beyin göçünü önleyecek, ayrıca bilim insanlarını ve yabancı sermayeyi de Türkiye'ye çekecektir. Ülkemizde yaklaşık olarak 14 milyon öğrenci var. Bu insan kaynağını iyi yönlendirmek gerekir. Bu öğrencilerin büyük bir kesimini mühendislik ve bilişim

teknolojilerine yönlendirmek gerekir. Türkiye gelişen dünyada yerini seçmeli. Bilim ve teknoloji siyasete, parti programlarına girmeli. Dolayısıyla kurulması düşünülen bilim ve teknoloji bakanlığının temel hedefi; bilim ve teknolojiyi ülkemizde önemli bir unsur haline getirmek, araştırma kurumlarının temel sorunlarını çözmek, inovasyon ve araştırma politikalarının geliştirilmesini desteklemek, bilim ve teknolojiyi teşvik etmek ve uluslararası koordinasyonu sağlamak, profesyonel kadrolara ve donanıma sahip

yeni Ar-Ge laboratuvar ve merkezlerinin kurulmasını sağlamaktır."

İHA
Yayın Tarihi : 11 Şubat 2010 Perşembe 17:14:04
Güncelleme :11 Şubat 2010 Perşembe 17:21:41


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?