2
Mayıs
2024
Perşembe
DENİZLİ

DENİZLİ, ÖRNEK BİR ANADOLU KAPLANI

1980’lerde başlayan ve 1990’larda hızla süren ekonomik dışa açılım ve bölgesel yapılanma süreci içinde, geleneksel sanayi ve ticaret merkezleri dışında yıldızı parlayan, ekonomik açıdan sıçrama yapan ve ‘Anadolu Kaplanları’ olarak adlandırılan ihracat kent lerinden biri Denizli. Capital Dergisi’nin Ağustos 2008’de açıkladığı “2007 Yılı Türkiye’nin 500 Büyük Özel Şirketi” listesine Denizli’den 3’ü İstanbul’da faaliyet gösteren 10 firma girdi. Hem ekonomik hem de sosyo-kültürel özellikleri ile gelişen, değişen ve küreselleşme dinamikleri ile dönüşen Anadolu kentlerinden biri.
Denizli Sanayi Odası (DSO) Genel Sekreteri Dr. Bülent Uygun’un deyişiyle, Denizli “dış dünyaya tam anlamıyla entegre bir kent”. Özellikle dokuma sanayinde ihracat odaklı yüksek hacimli üretim potansiyeli ile Denizli, hem Avrupa hem de diğer dünya ülkeleri ile yakın ilişkiler içinde ve marka bir dünya kenti olma vizyonuna sahip. Girişimcilerinin Avrupalılaşma sürecini neredeyse yüzde 100 destekledikleri bir kent. Denizli aynı zamanda dini değerlerine sıkı sıkıya bağlı, muhafazakâr bir kent. Ama, tıpkı Konya ve Kayseri’de görüldüğü gibi, Denizli, Avrupalılaşma sürecine sıcak bakan bir kent. Aynı zamanda, Denizli, kentsel dönüşümdeki başarının belediye, ticaret ve sanayi odaları, sivil toplum kuruluşları, ve üniversitenin beraber hareket etmesi, diğer bir değişle, kentsel koalisyon sonucunda oluştuğu bir kent.

Yüksek ihracat
DSO tarafından revize edilen verilere göre 2008 yılında Denizli’nin ihracatı 2 milyar 658 milyon dolar. Denizli’nin yüksek ihracat oranları gözlenen sektörleri, fason üretim yapılan dokuma, konfeksiyon, deri sanayi gibi, ki bu nlar, Ocak 2009’da açıklanan rakamlara göre, ihracatın yarısından fazlasını oluşturan sektörlerdir. Kent sanayisinde 6 ana sektör bulunuyor: Tekstil ve hazır giyim; elektronik; bakır tel ve enerji kabloları; hammaddecilik ve metal; doğal taş, traverten ve mermer, modern hayvancılıkla başlayan modern yem ve modern sütçülük. Son dönemlerde bakır tel üretimi de oldukça önem kazanmış. Burada Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi (NASA) ve daha birçok dünya devinin kullandığı kablolar için bakır tel üreten ve Türkiye’nin en hızlı büyüyen 30 şirketi arasında 4. sırada yer alan Er-Bakır öne çıkıyor.
Ocak 2008’de Denizli Ticaret Odası (DTO) Başkanı Necdet Özer ve DSO Genel Sekreteri Dr. Bülent Uygun ile yapılan görüşmelerde, kentin bugünkü ekonomik performansının ve dokuma sektöründeki gücünün tesadüf olmadığını, Denizli’nin Antik dönemde ticaret (dokumacılık, dericilik, bakırcılık gibi dallarda) ve yerleşim merkezi olmasının ve Denizli’ye özgü girişimcilik ve dinamizm ruhunun bu başarıda katkısı olduğunu vurguladılar. Bunun yanı sıra, Denizli’nin küresel ekonomiye uyum sağlama ve dinamik bir kent olma çabasındaki başarısını, tıpkı Kayseri ve Konya kentlerinde görüldüğü gibi, Ahilik geleneği, aile değerleri ve aile şirketlerinin şekillendirdiği ve ‘kendi kendine yeten’ bir ekonomik kültürel yapıya dayandırmak mümkün. Denizli, kendi iç dinamikleriyle gelişen bir kent. Hem öz kaynaklarıyla hareket etmesi hem de kümelenme modelini benimsemesi nedeniyle. DSO’nun 2003’te yapmış olduğu sanayi envanter çalışması sonuçlarına göre, Denizli’de firmaların yaklaşık yüzde 60’ı 1990 yılından sonra kurulmuş ve kuruluş yıllarında büyük bir kısmı banka kredisi ya da borç almamış. Bu çalışmaya göre, firmaların kuruluşta ve 2000 yılı itibarıyla sermayelerini yüzde 68 gibi bir oranla aile içinden sağladıkları görülüyor. Sanayi kolları itibarıyla de büyük pay yine aileden sağlanan sermayedir. 2000 yılı itibarıyla işletmelerin yüzde 60 finansman ihtiyacı, öz kaynaklardan karşılanıyor.

Sürece ayak uydurma
Ancak Denizli’nin bölge ve ülke için umut verici gelişimi, 2003 yılından itibaren sekteye uğramaya başladı. Bu durum, hükümetin döviz kuru politikasına bağlansa da aslında Denizli’nin 1980’lerden itibaren ‘rüzgârı arkasına alıp’ gelişmesine ama bu gelişimi yeterince kurumsallaşamadığı için destekleyememesine de bağlı. DSO ve DTO bunun gerileme veya duraklama değil küresel değişikliklere ayak uydurma süreci olduğunu iddia ediyorlar ve hükümetin doğru teşvik politikalarıyla Denizli’ye destek vermesini bekliyorlar. Uygun’un belirttiği gibi, istihdam ve katma değer açısından Denizli’nin yaşadığı sorunların çözümü ancak hükümet, üniversiteler, sanayiciler, sektörel örgütler ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliğiyle olanaklı görünüyor.
Denizli, son dönemlerde teknik tekstil ve nano-teknoloji üzerinde yoğun bir araştırma içerisinde. Firmalar, kurumsal bir kimlik kazanmaya, rekabette farklılık yaratmak için marka olmaya çalışıyor. Ekim 2008’de yaptığı bir açıklamada, DSO Başkanı Müjdat Keçeci, “Geçmişte olduğu gibi bir veznedar veya bir muhasebeci ile şirketleri yönetmek artık mümkün değil. Küreselleştiğimiz modern dünyada, işimizi çok farklı bir şekilde yönetmek zorunda olduğumuzu biliyoruz. İşimizi yönetirken ve geliştirirken, modern teknikleri ve modern yönetim usullerini uygulamadan yaşamak mümkün değil” diyor ve tekstil ve konfeksiyonda inovasyon ile markalaşamayan firmaların zamanla sektörden silineceklerini ifade ediyor. DTO Başkanı Özer de Denizli’nin artık havlu ve bornozdan ziyade iç ve dış giyim üretimiyle marka olmasının gerektiğini vurguluyor. Bu nedenle araştırma, geliştirme ve teknolojik üretim geliştirme konusunda önemli bir adım olarak DSO ve üniversite işbirliğiyle kentte inovasyon çalışmaları yürütebilmek adına Denizli Teknopark kuruldu.

Kimlikleri dışlama
Ekonomik krizden etkilenme, kültür ve kimlik alanında da belirsizliklerin ve güvensizliklerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Son yıllarda, Denizli, muhafazakarlaşma ve kültürel çeşitliliğin zayıflamasına neden olan farklı kimliklerin dışlanması sorunuyla karşı karşıya. Denizli, ‘Yaşanabilirlik’ endeksinde elde ettiği Türkiye’nin 25. kenti olma başarısını, kaybetme riski taşıyor. Denizli’deki kültürel yaşam ve çeşitlilik önündeki sorunların oluşturduğu bir örnekler ve gelişmeler dizinine hala sahip değiliz; bu olumlu, ama kentte gittiğinizde duyduğunuz ve hissettiğiniz de, bu yönde yaygınlaşan ve derinleşen endişeler.
Denizli, bugün ciddi bir ekonomik sıkıntı içinde. DSO’nun 4 Mart 2009’da sonuçlarını açıkladığı ‘Genel Görünüm Anketi 2009’, sanayide üretim, kapasite kullanımı, satış, kârlılık, yatırım, ihracat ve istihdamda yaşanan hatırı sayılır gerilemeyi gözler önüne seriyor ve içinde bulunduğumuz yılının ciddi sıkıntılara gebe olduğunu gösteriyor. Hem Çorum hem Denizli devletin belli bir teşvik ve üretim politikası olmamasından şikâyetçi. Bu kentlerin yerel kalkınma çabalarının dikkate alınması ve destek verilmesi gerekiyor. Çorum ve Denizli, yerel seçimlerden daha çok 30 Mart sabahı hükümetin ekonomik krize tüm dikkat ve enerjisini sarfetmesini bekliyor ve bunu talep ediyor

E. Fuat Keyman / Berrin Koyuncu Lorasdağı
Yayın Tarihi : 26 Mart 2009 Perşembe 19:43:28


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?