Denizli'de, önceki gece maganda kurşunuyla hayatını kaybeden Denizli Ticaret Lisesi 1. sınıf öğrencisi Mahir Büyükçulhacı'nın babası Mehmet Büyükçulhacı, büyük acı yaşadıklarını söyledi.

Mehmet Büyükçulhacı, asker ve polis dışında kimsenin silah taşımasına izin verilmemesini istedi.

Halk Caddesi'nde önceki gece markete giderken bir araçtan ateş edilmesi sonucu göğsüne gelen kurşunla hayatını kaybeden lise öğrencisi Mahir Büyükçulhacı'nın baba evi taziyeye gelenlerle dolup taşıyor. Anne Hülya Büyükçulhacı'nın evden çıkmadığı öğrenilirken, baba Mehmet Büyükçulhacı tek evlatlarını kaybetmenin acısını yaşadıklarını söyledi. Gün boyu taziye dileklerini kabul eden Mehmet Büyükçulhacı, "Oğlum olay gecesi bisküvi almak için markete gidiyordu. Annesi de ona balkondan bakıyordu. Oğlumuzun vurulduğunu görünce 'Mahir vuruldu' diye bağırdı. Ben de çıkıp baktığımda oğlum kanlar içinde yere serilmişti. Oğlum kör kurşuna kurban gitti. Oğluma bilerek yapılan bir şey değil. Çok iyi bir çocuktu. Tüm öğretmenleri ve müdürleri geldi. Hepsi büyük üzüntü yaşıyor. Oğluma veya bana yapılmak istenen bir şey yok. Tamamen kör kurşun" diye yakındı.

Bu tür olayların önlenmesini istediklerini belirten Büyükçulhacı, "Türkiye'de suça ceza istiyorum. Suça ceza yok. Suça ceza olmazsa herkes suç işler ve elini kolunu sallaya sallaya gezer. Hırsızlık, gasp yap çık, tecavüz et çık, adam öldür çık. Bunların cezası olmazsa herkes suç işler. Bu tür suçların cezası olsun. Ayırım yapmadan suç işleyen cezalandırılsın. Cebinde silah bulunan adamı 3-5 yıl içeri atsınlar. Suçlar ancak böyle önlenir, başka türlü önlemek mümkün değil" dedi.

Tek evlatlarının ölümünden sonra büyük acı içinde olduklarını belirten Mehmet Büyükçulhacı, şöyle konuştu: "Bu olaydan sonra benim içim yandı. 16 yaşında tek çocuğum vardı o da gitti. Okulunun, mahallenin sevgilisiydi. Vuranlar insan değil. Bu tip insanların ellerinden silah alınsın. Silah poliste askerde olur, başka kimsede olmaz. Birileri buna dur desin artık. Bir daha bu ülkede Mustafa Kemal Atatürk çıkmayacak. Bunları mevcut kadrolar yapmalı. Tutturmuşlar Cumhurbaşkanlığı ve türban meselesini. Bu mesele midir? Ülkede kan gövdeyi götürüyor. Bunlara çare bulunsun. Hayrünnisa Gül'ün türbanıyla uğraşsın diye kimse seçilip oraya gönderilmedi. Yazık, günahtır. Ülke elden gidiyor. Benim oğlum gibi niceleri gidiyor daha da gidecek. Gerekli ceza verilmedikçe gitmeye devam edecek. Yüzlercesi binlercesi gidecek biz de seyredeceğiz."