Başbakan Erdoğan Denizli'de

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, milletten alınan güç ve kararlılıkla ülkenin kalkınma mücadelesini sürdüreceklerini belirterek, "Yaptıklarımızın kalıcı olabilmesi için görev ve istikrarın olması şart. Öz güvenimizi sürdürdüğümüz sürece üstesinden gelemeyeceğimiz sorun olamaz. Amerika ve Avrupa piyasaları çalkalanıyor. Bizde bu noktada ciddi sıkıntılar olmadı, bu tür sıkıntıları yaşamadık" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Denizli'de Çardak Havaalanı Terminal Binası'nın açılış törenine katıldı. Törene Erdoğan'ın yanı sıra, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Denizli Valisi Hasan Canpolat, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü Orhan Birdal ve vatandaşlar katıldı. Burada bir konuşma yapan Bakan Binali Yıldırım, Başbakan Erdoğan'a yönelik konuşarak, "2003 yılında göreve başladığımızda bize bir talimatınız oldu. Havayolunu halkın yolu yapalım. 'Uçağa binmek imtiyaz olmaktan çıksın ihtiyaca dönüşsün' demiştiniz. Bu talimatlarınız doğrultusunda son 5 yılda havacılıkta çok çarpıcı gelişmeleri gördük. Rakamlarla ifade etmek gerekirse 2003 yılında iç hatlarda uçakla yolculuk eden vatandaşımızın sayısı 8.5 milyonken, 2007 yılında ise bu sayı 32.5 milyona yükseldi. Bu yüzde 400 artış demek. 6 milyon vatandaşımız ilk defa uçakla tanıştı" dedi.

Ankara, İzmir, İstanbul üçgenine sıkışan havacılığın hemen hemen havalimanı bulunan tüm illere yayıldığını anlatan Bakan Yıldırım, "Bütün bunları yaparken sadece vatandaşımızı uçurmakla kalmadık, dünyada artan yakıt fiyatlarına rağmen uçak biletlerini ucuzlattık. Hava taşımacılığında Türk Hava Yolları'nın yanı sıra özel hava şirketlerine de imkan verdik. Serbestleşme, rekabet ortamı en güzel sonuçları doğurdu. Vatandaşımız seçme hakkını elde etti. Askeri havaalanı ile sivil uçuşlar birlikte kullanılırdı.

Bu terminalle birlikte artık serbest kullanım statüsüne geçen bir havalanı oldu. Gerek iç hatlara gerek dış hatlara hiçbir kısıtlamaya tabi olmadan havaalanı kullanılabilecektir. Bir yandan sanayinin bir yandan turizmin merkezi olan bu vilayete, daha çok insan gelecek ve ekonomiye daha fazla katkı sağlanmış olacak. Türkiye'nin ulaşım alt yapısını geliştirmeye yönelik çalışmalar tüm hızıyla devam etmektedir" ifadelerini kullandı.

Bakan Yıldırım'ın ardından kürsüye çıkan Başbakan Erdoğan, "Havaalanından Denizli'ye kadar olan yol malum. Burayı bölünmüş yola çevirdik. Bölünmüş yol bitti. Ama havaalanı meselesi başladı. 'Denizli'ye bir havaalanı yakışır' dedik. Bu terminal binasını bitirdik. Yol medeniyettir. Hava ulaşımını sadece sınırlı bir kesimin değil bütün vatandaşların faydalanabileceği bir yaygınlığa ve ekonomik şartlara ulaştırmanın da gayreti içinde olduk. Ülkemizin 3 tarafı denizlerle çevrili olduğu halde etkin şekilde kullanamadığımız deniz ulaşımını canlandırmanın gayreti içine girdik. Hepsinde de ciddi mesafeler aldık. Almaya devam ediyoruz. 2007 yılı sonu itibariyle Türkiye'de mevcut olan 13 bin 867 kilometre bölünmüş yolun 7 bin 800 kilometresini biz son 5.5 yılda yaptık. Hava ulaşımında mevcut havaalanlarını modernize ederek ve 7 yeni havaalanı daha açarak, yılda 50 milyon olan yolcu sayısı kapasitesini 100 milyona çıkardık. Çardak Havaalanı'nın yıllık yolcu kapasitesi yine 2.2 milyon kişi. Denizli bir ihracat merkezi. Milletimizden aldığımız güçle aynı azim ve kararlıkla ülkemizin kalkınma mücadelesini sürdüreceğiz. Bu konuda kararlıyız. Yaptıklarımızın kalıcı olabilmesi için görev ve istikrarın olması şart. Bugün eğer bu şartlara gelebilseydik, bunda güvenin bunda istikrarın çok çok büyük önemi var" şeklinde konuştu.

Dünyada Amerika ve Avrupa piyasalarının çalkalandığını söyleyen Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bizde bu noktada ciddi sıkıntılar olmadı. Bu tür sıkıntıları yaşamadık. Temel politik tercihlerinde dünya ciddi değişikliklere gidiyor. Bu süreç doğal olarak gelişmekte olan ülkeleri de etkiliyor. Hatırlayınız, Türkiye bu tür durumlardan en olumsuz etkilenen ülke olurdu. Türkiye krizler geçirirdi. Bunları yaşadık. Ama bugün iç ve dış pek çok gelişmeye karşı hem vatandaşlarımız hem de piyasalar bu olaylar karşısında gayet soğukkanlı yaklaşıyor. Sağduyuyla değerlendirmeler yapıyorlar. Buna karşı gazeteleri okuduğunuz, televizyonları izlediğiniz, muhalefete dikkat kesildiğiniz zaman karşılaştığınız manzara bambaşka. Oysa demokratik ve ekonomik istikrarı gözetmek memleket sorumluğunu yüreğinde hisseden her kesim için büyük bir yükümlülüktür. Bu ülkede birkaç milyar dolarla ekonomik kriz çıkartıldığı dönemler yaşandı. Ama artık o günler geride kaldı. Türkiye'nin ekonomik ölçekleri çok büyüdü.

Rakamlardaki büyümenin ötesinde bu ülkenin ve insanların kendilerine güvenleri fevkalade güçlendi. Öz güvenimizi sürdürdüğümüz sürece üstesinden gelemeyeceğimiz sorun olamaz. Bedenleri bugünlerde yaşıyor olsa da zihinleri geçmişe takılıp kalmış olanlar bunu göremiyorlar. Kimseye aldırmadan milletimizin rotasında yürüyüşümüzü sürdürüyoruz. Bunu bazıları gözleri olduğu halde göremez, kulakları olduğu halde duyamaz, dilleri olduğu halde bunları konuşamazlar. Tartışmalar sözler gelir geçer ama bu hizmetler kalır. Başlangıcı 1998'de başladılar öyle kaldı. Geldik aldık ve bitirdik. Dünyadan turist olarak gelecek olan insanların hizmetine burayı sunuyoruz."