Devlet Bakanı Prof. Dr. Mustafa Sait Yazıcıoğlu, vatandaşın siyasetçiye hesap sorduğu gibi kamu görevlisine de hesap sorması gerektiğini belirtirken, türban konusunun ise Türkiye'nin kanayan bir yarası olduğunu söyledi.

Devlet Bakanı Mustafa Sait Yazıcıoğlu, 20 pilot ilde gerçekleştirilen Siyaset Akademisi açılış töreni için Denizli'ye geldi. Çatalçeşme Oda Tiyatrosu'nda düzenlenen törene Bakan Yazıcıoğlu'nun yanı sıra Denizli Belediye Başkanı Nihat Zeybekci, AK Parti Denizli milletvekilleri Mehmet Yüksel, Mehmet Salih Erdoğan, Mithat Ekici, AK Parti Denizli İl Başkanı Bilal Uçar, partililer ve davetliler katıldı. Törende konuşan Bakan Yazıcıoğlu, Siyaset Akademisi'nin ilk olarak Ankara İl Başkanlığı tarafından başlatıldığını söyleyerek, "Siyaset Akademisi ifadesi, bize aşina bir kavramdır. Ankara İl Başkanlığımız 2002 seçimlerinden bir müddet sonra Siyaset Akademisi diye bir deneyim başlattık. Mütevazı bir şekilde başlayan bu program, genel merkezimiz tarafından da takip edildi. Bu dönem bu işin üzerine yoğunlaşıldı ve Türkiye çapında genişletildi. Siyaset çok zor, ciddi ve olabildiğince saygın olan bir kurum. Pek çok işin çözüm noktasıdır siyaset. Siyasetçinin ciddi bir birikime sahip olması gerekir" dedi.

Siyasetçinin her zaman vatandaşa hesap verdiğini, vatandaşların da siyasetçiden hesap sorduğu gibi kamu görevlilerinden de hesap sorması gerektiğini ifade eden Bakan Yazıocıoğlu, "İl başkanı, il yöneticisi arkadaşlarımıza onlarca insan gelir. Talepleri, eleştirileri olur. Belediye başkanlarımız her zaman halkın arasındadır. Yolda başkanlarımıza belki kendisiyle ilgili olmayan şeyin bile hesabı sorulur. Milletimizin bu hesap sorma işini siyasetçiye yaptığı gibi, kamu görevlisine de yapması lazım. Bizde eksik olan noktalardan bir tanesi de budur. Siyasetçinin gider yakasına yapışırsınız, tamam doğrudur, itirazım yok. Hesap sorarsınız, talepte bulunursunuz. Ama kamu görevlisi de, devletin sizin işlerinizi yapmakla memur kıldığı kişilerdir. Kamu görevlisini gördüğünüz zaman biraz kılık kıyafetimizi düzelterek kenara çekiliriz. Burada illaki gidin yakasına yapışın demek istemiyorum. Ama sizin işinizi yapmakla memur olan kişilere de hesap soracaksınız. Bu da demokrasinin bir gereğidir. Çünkü o sorumsuz değildir. Siyasetçi hesap verir diyoruz, kamu görevlisi de hesap verir. Kamu görevlisinin de hesap vermesi lazım. Kamu görevlisi derken vali, kaymakamı gördüğümüzde kenara çekilmemiz yerine ne istiyorsak açıkça söylememiz gerekiyor. Onların da makamlara oturup evrak düzeltmek yerine halkın arasına çıkması lazım. Bazıları toplumla iç içe olurlar, bazıları da dört duvar arasında oturmaktan daha hoşnut olurlar. Yaptığınız işin hesap vermesi vardır. Türkiye'de en çok hesap veren siyasetçidir. Bunu da her
gün insanlar içinde gezerek yapar, gün gelir belirli bir dönemin sonunda kesin hesap görür. Dolayısıyla bunun kamuda da yaygınlaşması gerektiğini ben bir kez daha vurguluyorum" diye konuştu.

Türban konusuna da değinen Bakan Yazıcıoğlu, şunları söyledi:
"Kutuplaşmadan, zıtlaşmadan biz çok enerji kaybediyoruz. Birkaç gündür Türkiye'de kılık kıyafetle ilgili bir konu tartışılıyor. Bu Türkiye'nin kanayan bir yarasıdır. Yıllardan beri çözümsüz olarak ortada duran, üniversite kapılarında herkese sıkıntı veren bir konudur. İki siyasi partimiz uzlaşmaya vararak, bununla ilgili bir düzenleme yapıldı. Bu o kadar çok niyet okuma düşüncesiyle bir yerlere çekiliyor ki, emin olun hayret etmemek mümkün değil. Türkiye Cumhuriyeti Devleti imparatorluktan gelen bir
birikime sahiptir. 84 yıllık cumhuriyet kazanımlarını da o birikiminin üzerine kurmuştur. Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir, sosyal bir devlettir. Büyük Atatürk'ün bize emanet ettiği değerlerdir bunlar. Bunu toplumumuz özümsemiştir. Bizim toplumumuzda çok farklı tarzda yaşam tarzları, giyim kuşamı olan insanlar vardır. Bunların hepsi saygındır. Bunları başka bir şeylerle bağlayıp da, oradan bir kısım niyetler okuyarak, bir yerlere götürüp bağlamamızın bir anlamı yok. Bu bizim enerjimizi boşa harcamamız gibi bir şey oluyor."