Denizli Barosu Başkanı Avukat Adil Demir, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) mevcut yapısını kendilerinin de beğenmediğini, bu kurulun Hakimler Yüksek Kurulu ve Savcılar Yüksek Kurulu olarak ikiye ayrılması gerektiğini söyledi.

5 Nisan Avukatlar Günü, Denizli'de bir dizi etkinlikle kutlanıyor. Etkinliğin ilk bölümü sabah saatlerinde Denizli Valiliği önündeki Atatürk Anıtı'na çelenk konulmasıyla başladı. Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Kazım Arapoğlu, Belediye Başkan Yardımcısı Osman Zolan ve avukatların katıldığı tören, Denizli Barosu Başkanı Adil Demir'in Atatürk Anıtı'na çelenk koyması, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla devam etti. Törende konuşan Denizli Barosu Başkanı Avukat Adil Demir, iktidar ve muhalefeti uzlaşmaya davet etti.

Son günlerde gündemde ilk sırada yer alan anayasa değişikliği konusunun çok önemli olduğunu belirten Adil Demir, şöyle konuştu: "Bu dönemde avukatların etkinliğini önlemek için mesleğimizin ve meslek örgütlerimiz olan baroların sistemli bir şekilde dolaylı ve dolaysız şekilde saldırıya uğrayacağının işaretlerini görüyoruz. Türkiye çapında her ilde avukatlar üzerinde vergi incelemesi başlatıldı. KDV mevzuatında, Gelir Vergisi mevzuatına aykırı olarak yer alan bir hükme dayanılıp avukatlara baskı yapılıp barolara olan taleplerin ve desteklerin konusunda karmaşa çıkarmak için sistemli bir çalışma başlatıldı. Bunların manasını biliyoruz."

YAMALI BOHÇA 1982 ANAYASASI

Baroların anayasa değişikliği sürecindeki etkisini ortadan kaldırmak için avukatlık mesleğinin sistemli ve gizli bir saldırının altına alındığını ileri süren Demir, sözlerine şöyle devam etti: "Şu an itibariyle hükümetin getirdiği 29 maddeden ibaret Anayasa değişikliği tasarısında, HSYK'nın oluşumu, Anayasa Mahkemesi'nin kuruluşu ve oluşumu, siyasi partilerin parlamento tarafından kapatılmalarına ilişkin davalarda iznin düzenlenmesine ilişkin kuraldan oluşan 3 madde çıkarılsın, Türk hukukçuları kayıtsız, şartsız destek vermektedir. Bu üç konu, madde üzerinde uzlaşma henüz sağlanamadı. Bunların çıkarılması ve bunun üzerinde konsensüs sağlanması gerekir."

Türk avukatlarının darbe ürünü olan 1982 Anayasası'nı asla savunmadığını anlatan Adil Demir, "Yamalı bohça olan 1982 Anayasası Türkiye'ye, Türk Ulusu'na layık bir anayasa değil. Bu anayasanın bir konsensüs içinde değiştirilmesi yepyeni bir anayasa yapılmasını Türk hukukçuları büyük bir çoğunlukla kabul etmektedir" ifadelerini kullandı.

HSYK'NIN AYRILMASINI İSTİYORUZ

HSYK'nın mevcut yapısını kendilerinin de beğenmediğini ifade eden Denizli Barosu Başkanı Adil Demir, şunları söyledi: "Ama bu darbe anayasasının karşılığı, dayatma anayasası, dayatma maddesi olamaz. HSYK'nın daha geniş hukukçuyu temsil eder nitelikte düzenlenmesi HSYK'nın ayrılmasını istiyoruz. Hakimler Yüksek Kurulu ayrı Savcılar Yüksek Kurulu ayrı olmalı. Adalet Bakanı ve onun bürokrasisi olan müsteşar, Hakimler Kurulu'nda yer almamalı, Savcılar Kurulu'nda yer alabilir. Anayasa Mahkemesi ve HSYK'ya yargılama bağışıklığı olan Cumhurbaşkanı'nın üye tayin etmesi kabul edilemez. Anayasa Mahkemesi aynı zamanda yüce divan görevi yapmaktadır. Kendini yargılama yetkisine sahip hakim atama diye bir kural çağdaş hukukta kabul edilemez. Ben yaptım çoğunluğum var demek Anayasa değişikliği için yeterli olmaz. Yarın başka iktidarlar gelir ve başka şeyler yapar."

BAĞIMSIZ YARGININ VAZGEÇİLMEZ OLDUĞUNA İNANIYORUZ

Adil Demir, avukatlar olarak hem iktidar hem muhalefetin çoğunlukta olduğu için iktidara sorumluluk bilinci ile Türkiye'ye laik, uygar, demokratik, sivil bir anayasa kazandırma konusunda uzlaşmalarını beklediklerini söyledi. Bu konuda elden gelen desteği vereceklerini anlatan Adil Demir, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'de bağımsız yargının vazgeçilmez olduğuna inanıyoruz. Kuvvetler ayrılığı kuralını ortadan kaldıracak her türlü değişiklik savunulamaz çünkü yargının siyasallaşmaması demek, yargının

siyasallaşmasının önüne geçmek için yargının mutlaka bağımsız ve tarafsızlığının gözbebeği gibi korunması lazım. Yargının siyasetten uzak kalması, tarafsızlığı ve bağımsızlığının özenle korunmasına bağlı. Eğer yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı gerçek anlamda korunamazsa yargı siyasetin içinde olur ve bu da kabul edilemez."

Tören Baro Başkanı Adil Demir'in konuşmasının ardından sona erdi.