8
Mayıs
2024
Çarşamba
GÜNCEL

Türkiye-AB ilişkileri ve açılımlar paneli

Avrupa Birliği'nin ilerleme raporlarıyla Türkiye'de birçok konuya müdahil olduğunu, milli egemenliğin tehdit altında bulunduğunu savunan emekli Orgeneral Hurşit Tolon, "Bu şekliyle AB'ye üyelik kesinlikle olmaz, bu ortaklık değil teslimiyet olur" dedi.

Türkiye Emekli Subaylar Derneği Bornova Şubesi'nin, Narlıdere Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlediği, 'Küresel Bakış Açısıyla Türkiye-AB İlişkileri ve Açılım Alternatifleri' konulu panele oturum başkanı olarak katılan Ege Ordusu ve 1. Ordu eski komutanı emekli Orgeneral Hurşit Tolon, gün boyunca gerçekleştirilen paneldeki sunumları değerlendiren bir konuşma yaptı. AB'nin, Türkiye'de neredeyse hassasiyet gösterilen bütün konulara müdahil olduğunu, bu müdahalelerin milli egemenliği tehdit eder duruma geldiğini ifade eden Tolon, sözünü ettiği müdahaleler ve AB yetkililerinin yaptığı açıklamalardan örnekler verdi.

Türkiye'ye 3 türlü azınlığın dikte ettirilmeye çalışıldığını, bunların etnik, dinsel ve dilsel azınlık olduğunu, ayrıca suç işleme özgürlüğünün getirilmek istendiğini kaydeden Tolon, terörizmle yapılan mücadelenin geride kaldığını, bugün yapılan mücadelenin ise terörizmle değil etnik milliyetçilikle olduğunu savundu. Tolon, "Bu ortaklığın neresi eşit, adil ve güvenilir bir ortaklık. Bu şekliyle AB ile ortaklık kesinlikle olmaz, bu ortaklık değil teslimiyet olur" diye konuştu. AB'nin dikte ettirmeye çalıştığı tezlere karşı oldukları için kendilerine 'Statükocular, tutucular, faşistler' dendiğini ve 'milliyetçiler' diye kendilerine karşı çıkıldığını belirten Tolon, "Tabii milliyetçiyim, hain mi olsaydım? Elbette milliyetçiyim, bu ülkenin ekmeğini yedim" şeklinde konuştu.

Salondaki dinleyicilerden gelen sorulara da cevap veren Hurşit Tolon, 'Türk milli eğitiminin milli hedefi saptanmış mıdır?' şeklindeki bir soru üzerine, "Yüce Atatürk'ün varlığı süresince elbette onun bir hedefi vardı. Biz o hedefin nesliyiz, burada olanlarımızın büyük çoğunluğu o hedefin sonucuyuz biz. Ancak sonraki yıllarda ben bu hedefin çok saptığına, hele şimdi ne milli hedefin olduğuna, ne de milli hedef olmadığı için bunun politikaları olduğuna inanıyorum. Ama bir politika biliyorum, o imam hatiplileri mutlaka idareye ve yargıya sokma hedefi vardır" dedi. Tolon, 'Milli Güvenlik Kurulu'nda (MGK) bu sorulara cevap aranıyor mu, güvenelim mi?' şeklindeki bir soruya da, "Ben MGK üyesi olmadım, ama olanlara çok yakın mesafede uzun yıllar çalıştım. Askeri kanadınkini söyleyeyim, elbette dile getiriyorlar. Hem nasıl düşünüyorsanız o şekilde, öyle dile getiriyorlar. Karşı taraf ne yapıyor? Dinliyor, o önemli" diye yanıt verdi.

'Peki ama, bu hükümetin AB'nin bu durumuyla müzakereleri sürdürme girişimi, Türkiye Cumhuriyeti'nin bekasını sağlayacak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) elini kolunu bağlamak maksadıyla bütün bu tavizleri de vererek takiyye midir? Onu bu imkandan mahrum etme hareketi midir?' şeklindeki bir soru üzerine de, Tolon şöyle dedi: "TSK'ya bu görevi, ne bu hükümet, ne bundan öncekiler, ne de bundan sonrakiler vermedi. TSK'ya bu ülkeyi koruma görevi, yüce Ata'mız ve halkının verdiği talimattır. Biz halkın ordusuyuz, hükümet ordusu değiliz. Birileri zaman zaman çıkıp 'Hükümet ordusu' diyor. Hükümetin ordusu değil, Türk ordusu halkın ordusudur, bu halkın ordusudur hem de. Buna kimse mani olamaz. O gün gelmesinde zaten, yeter ki o gün gelmesin."

Tolon panelde ayrıca, Şemdinli'de meydana gelen ve kamuoyuna yansıyan olayların perde arkasının bulunduğunu, olayların kamuoyuna doğru yansıtılmadığını savunarak, güvenlik güçlerinin burada yaşadıklarını fotoğraflarla gösterdi.

.
Yayın Tarihi : 22 Ocak 2006 Pazar 01:32:26


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?