4
Mayıs
2024
Cumartesi
TURİZM

5 bin yıllık tarih uyanıyor

Dünyada paranın ilk basıldığı yer olarak kabul edilen Sardis'teki kazılar 50 yılı aşkın bir zamandır devam ediyor. Sardis'in bu özelliğinin yeterince tanınmadığından hareket eden Salihli Ticaret ve Sanayi Odası, uluslararası bir sempozyumla 5 bin yıl öncesinin bu zenginlik ve ihtişam merkezini dünyaya tanıtmak için kolları sıvadı.

Geçtiğimiz günlerde Manisa'da düzenlenen Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) toplantısında Başkan Rifat Hisarcıklıoğlu'na bir dosya halinde sunulan "Uluslararası Sart Para ve Altın Sempozyumu" projesi için başta TOBB olmak üzere, Uluslararası Para Fonu (IMF), Avrupa Odalar Birliği (Eurochamber) gibi konuyla ilgili uluslararası kuruluşlardan da destek arayışına gidiliyor. Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Talat Zurnacı, geçtiğimiz günlerde Gymnasium'u ziyaret eden Turizm Bakanı Atilla Koç'a da bir dosya halinde sempozyum projesini sundu. Proje, 2007 yılının Mayıs ayında yapılması planlanan sempozyum öncesindeki 18 ay boyunca yapılacak konferans, defile, takı tasarım yarışması gibi etkinlikleri de kapsıyor. Turizm Bakanı Atilla Koç, kazılardan elde edilen buluntuları Manisa Müzesi'nde sergilenen Sart için yeni bir müze sözü verdi.

Tarihsel belgelerin de doğruladığı gibi, Sart Lidya döneminden (M.Ö. 7. YY) Erken Bizans Çağı'na kadar (M.S. 7. YY) büyük bir yönetim ve ticaret merkezi oldu. Beş sülalenin hüküm sürdüğü Lidya Krallığı'nda yükseliş M.Ö. 7. Yüz Yıl'ın sonunda Kral Gyges ile başlıyor. Lidyalılar'ın en ünlü kralı ise Kroisos (Krezüs). Cömertliği ile ünlü Kral Krezüs, "Karun gibi zengin" nitelemesine de kaynaklık eden kişi. Lidya Krallığı'nın Başkenti Sardis'te Paktalus (Sart) Çayı kenarındaki altın işleme atölyelerinde altınla gümüş karışımı bakla formunda "elektron" adındaki para bu kral zamanında bastırılmış. Dünya tarihinde altın ve gümüş gibi iki ayrı madenden para basan ilk kişi o. Dillere destan serveti de vergiler, ticaret gelirleri ve tabii ki altın madenlerinden kaynaklanıyor.

"GÖRKEMLİ YAPILAR GÖZ KAMAŞTIRIYOR"
10 yıl öncesine kadar İzmir'den Uşak'a karayoluyla gidenlerin ihtişamını rahatça görebildiği Gymnasium, daha sonra çevre yolunun yapılması nedeniyle her ne kadar gözlerden ırak kalsa da, gezip görenleri kendine hayran bırakıyor. Sardes Antik Kenti'nin en önemli yapılarından biri olan Gymnasium, hamam külliyesi ve mermer avluyla birlikte 2 hektardan fazla bir alan üzerinde yükseliyor. Geç Roma dönemine ait bu yapı, hamam-gimnaz denilen yeni bir mimarinin ortaya çıktığı yerlerden biri olarak biliniyor.

Gymnasium-hamam kompleksinin büyük bir salonu Geç Roma döneminde kentin Musevi topluluğuna verilerek, burasının bir sinagoga çevrildiği anlaşılıyor. Bir bazilika biçimindeki sinagogda zengin süslemeler yer alıyor. Bu bölümde özenle işlenmiş döşeme mozaikleri, duvarlarda küçük parçalar halinde kesilmiş renkli mermer plakaların oluşturduğu geometrik desenler bulunuyor. Salonun batı ucunda ise ayaklarında kartal kabartmaları bulunan, sunak olarak kullanılan göz alıcı bir masa yer alıyor. Çok geniş bir alana yayılmış olan Sardes Antik Kenti'nin tapınak kısmının da yer aldığı bölümüne ulaşmak için karayolundan güney yönüne doğru bir kilometreye yakın bir yol kat etmek gerekiyor. Yakınında kazı ekibinin yerleşkesinin de bulunduğu Artemis Tapınağı, günümüze kadar iyi korunmuş yapılardan biri olarak dikkat çekiyor.

Artemis Tapınağı'nın yakınındaki Akropol, sipsivri doruğu ile kentin gerisinde yükseliyor. Üzerinde M.Ö. 6. Yüz Yıl'a tarihlenen surlara ait izler bulunan bu dik ve kayalık tepenin, bölgenin eski sakinleri için çekici bir korunma ve savunma yeri olduğu düşünülüyor. Yapılan araştırma ve kazılar sonucunda bulunan yaklaşık iki metre yüksekliğinde ve oldukça iyi korunmuş bir kireçtaşı duvarın, özenli taş işçiliği ve çok ince hatlarla işlenmiş derzleri ile "Lidya işçiliği"ne örnek gösteriliyor. Sart'ta bulunan en değerli sanat eserlerinden biri olan ayaklı içki kabı Akropol'de ortaya çıkarıldı. Lidyalılar'ın krallarının ve önde gelen kişilerin mezarlarını ise Sart'a 15 km uzaklıktaki Bintepeler'e gömdükleri anlaşılıyor. Salihli-Gölmarmara yolu üzerinde ve Gediz Nehri ile Marmara Gölü arasında kalan arazide irili ufaklı 90 kadar tümülüsün yer aldığı bir kral mezarlığı bulunuyor. En büyükleri Lidya Kralı Krezüs'ün babası Kral Alyates ile Kral Gyges'e ait olan tümülüsler bölgede ilginç görüntüler oluşturuyor.

Sardis, dini açıdan da önemli bir yer olarak kabul ediliyor. İncil'in vahiy bölümünde, Hıristiyanlık'ın batıya yayılmasında önemli rol oynayan Batı Anadolu'daki yedi kiliseden biri olarak da Sardis'in adı geçiyor.

"SART'TAKİ KAZILAR"
Sardis (Sardes) Antik Kenti'nde 50 yıla yakın zamandır devam eden kazıların en renkli siması Kazı Başkanı Profesör Crawford H. Greenewalt Jr. oldu. Sardis'e ilk kez 1959 yılında Harvard Üniversitesi'nde öğrenciyken gelen Profesör Greenewalt, 46 yıldır Sardes'ten kopamıyor. Sardis'te ilk arkeolojik kazılar Birinci Dünya Savaşı öncesinde yapılıp, daha sonra uzun bir suskunluk dönemi yaşanıyor. Esas kazılar ise, Prof. Greenewalt'un gelişinden sadece bir yıl önce yani 1958 yılında başlıyor. Harvard Üniversitesi profesörlerinden Hanfmann ve Cornell Üniversitesi'nden Detweiler öncülüğünde yürütülen kazılara 1976 yılından bu yana ise Prof. Greenewalt başkanlık ediyor. Salihli'de herkes onu "Mr. Greene" olarak tanıyor.

Öğretim dönemi boyunca ABD'de yaşayan Prof. Greenewalt, her yıl yaz döneminde 2-3 ayını Sardis'te geçiriyor. Herkes ona Salihli'nin fahri hemşehrisi gözüyle bakıyor. Türkçeyi çok iyi konuşan Prof. Greenewalt kendisini Salihlili olarak hissettiğini, ABD'ye gittiğinde Türkiye'yi, Sardis'i ve Salihli'yi herkese çok iyi bir şekilde tanıttığını anlatıyor. Sardis kazıları Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın izniyle, Harvard ve Cornell olmak üzere iki Amerikan üniversitesi tarafından finanse ediliyor. Proje, Sardis'in kültür ve tarihinin buluntulardan öğrenilmesi amacını taşıyor. Ayrıca eski anıtlar ve eserlerin restore edilip, temizlenerek korunması amaçlanıyor. Bu arada kazı için ayrılan bütçenin yarısından fazlası koruma hizmetlerine harcanıyor.

Artemis Tapınağı'nın yakınında yer alan kazı evinde yaz boyunca sayıları 15 ile 35 arasında değişen kazı ekibi görev yapıyor. Kazı ekibinde arkeologların yanısıra sanat tarihçileri, mimarlık tarihi uzmanları, epigrafist ve nümizmatlar, jeolog ve konservatörler görev yapıyor.

İHA
Yayın Tarihi : 20 Eylül 2005 Salı 19:29:00


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?