17 Ağustos gibi olabilirdi!

Muğla’nın Fethiye ilçesinde meydana gelen 6,0 büyüklüğündeki depremin ardından bu sabaha kadar büyüklüğü 5,0’a kadar ulaşan 203 artçı sarsıntı yaşandı. Deprem profesörü Ahmet Mete Işıkara, “Deprem 5-6 km derinde olsa 17 Ağustos depremindeki gibi üzücü sonuçlar ortaya çıkabilirdi” dedi. Fethiye ilçesine bağlı Ölüdeniz beldesinde dün saat 15.44’te meydana gelen 6,0 büyüklüğündeki deprem, Akdeniz ve Ege Bölgesi’nde paniğe neden oldu.

Fethiye ve Marmaris ilçelerinde bazı binalarda hasar meydana geldi.

Depremde paniğe kapılarak balkon ve pencereden atlayanların da aralarında bulunduğu 64 kişi yaralandı. Hastanede ilk müdahaleleri yapılan bu kişilerden 53’ü taburcu edildi.

Muğla Vali Vekili Faruk Necmi Kurt, ekiplerin Fethiye’deki hasar tespit çalışmalarını tamamladığını söyledi.

Kurt, “İlçe merkezi ve köylerde ciddi bir hasar söz konusu değil. Patlangıç Mahallesi'nde bir evde kaya düşmesi sonucu oluşan hasarla ilgili çalışma yapıldı. Evlerde oluşan küçük çaplı hasarlarla ilgili çalışma ise sürüyor'' dedi.

200’DEN FAZLA ARTÇI
Öte yandan, 6,0 büyüklüğündeki depremin ardından geçen 18 saatlik zaman dilimi içerisinde büyüklükleri 1,7 ile 5,0 arasında değişen 203 adet sarsıntı oldu.

Deprem nedeniyle oluşan küçük çaplı sarsıntılar dolayısıyla vatandaşların panik yaşamadığı gözlendi.

IŞIKARA: 5 KM DERİNDE OLSA, 17 AĞUSTOS'A BENZERDİ

Muğla Ölüdeniz'de dün meydana gelen 6.0 büyüklüğündeki depremi değerlendiren Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, ''İnsanlar bilinçsizlikten binalardan atlıyor, deprem bilinci olsa bunlar yaşanmaz'' dedi.

Afete Hazırlık ve Deprem Eğitimi Derneği (AHDER) Onursal Başkanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, 6.0 büyüklüğündeki bir depremin artçı şoklarının bir süre daha devam edeceğini belirtti.

Bölgede deprem hareketliliğinin her zaman olduğunu ifade eden Işıkara, ''Geçen yıl şubat ayında Balıkesir'de yaptığım bir toplantıda Türkiye'nin riskli bölgelerini açıklamış ve dün deprem meydana gelen bölgeden de bahsetmiştim. Yaşanan deprem beni haklı çıkardı. Bölgenin deprem açısından riskli bölge olduğu biliniyor. O nedenle bölgede irili ufaklı depremler yaşanabilir'' diye konuştu. Işıkara, deprem esnasında binalardan atlamalar nedeniyle yaralanmalar yaşandığını dile getirerek, şunları söyledi:

''İnsanlar bilinçsizlikten binalardan atlıyor, deprem bilinci olsa bunlar yaşanmaz. İnsanlar mutlaka depremler, yaşadıkları binaların depreme dayanıklılığı ve deprem esnasında yapılacaklar konusunda bilinçlendirilmeli. Ölüdeniz depreminin yüzeye yakınlığı 20 kilometre, bu oran 5-6 kilometre olsaydı sonuçları da yıkıcı olurdu. Deprem yüzeye yakın olsaydı 17 Ağustos depreminde olduğu gibi üzücü sonuçlar ortaya çıkabilirdi. Bölgede yaşayan insanlar mutlaka yaşadıkları binaların depreme dayanıklılığını gözden geçirmek zorundalar.''

VATANDAŞLARA UYARI

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, dün Fethiye Körfezi'nde meydana gelen depremin ardından yaptığı açıklamada, vatandaşların deprem yönetmeliğine uygun yapılan sağlam yapılarda oturmasının önem kazandığını açıkladı.

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, dün meydana gelen Fethiye Körfezi depremiyle ilgili yazılı bir açıklama yaptı.

Açıklamada, dün Türkiye saati ile 15.44'te Fethiye körfezinde, Fethiye ilçesine 35 kilometre uzaklıkta 6.0 büyüklüğünde bir depremin meydana geldiği belirtilerek, depremin dış merkez koordinatlarının da 36.38 K, 28.85 D belirlendiği ifade edildi.

Açıklamada şunlar kaydedildi:

''Depremin yaklaşık 7.0 kilometre derinliğinde ters bileşenli sol yönlü doğrultu atımlı bir faya bağlı geliştiği, bu fayın da Helenik Kıbrıs yayı olarak adlandırılan fay sistemi ile ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Helenik-Kıbrıs yayı Türkiye'nin güney kıyısı yakınlarında, Girit adasının güneyinden geçerek kuzeydoğu yönünde Rodos adasının güneyinden Fethiye körfezine doğru uzanmaktadır. Helenik yayı, Akdeniz'deki tektonik aktivitenin en yoğun olduğu bölgedir.

Fethiye, Türkiye'nin birinci derecede tehlikeli deprem kuşağı içinde yer alır. Geçmişte de Fethiye'de önemli depremler meydana gelmiştir. Deprem açısından oldukça aktif olan Muğla ili 1. derecede tehlikeli deprem bölgesindedir. Tarihsel dönemlerde de birçok yıkıcı depreme maruz kalan Muğla'da son yüzyılda meydana gelen depremler; 1926 M=7.4 Rodos, 1933 M=6.5 Kos, 1941 M=5.8 Muğla, 1957 Fethiye Depremi M=6.8 ve M=7.1, 1959 M=5.7 Köyceğiz, 1961 M= 6.3 Marmaris, 1969 M=5.4 Fethiye depremleridir.

Fethiye Açıkları Depremi (ML= 6.0), deprem dış merkezine 33-346 km uzaklıklardaki Ulusal Kuvvetli Yer Hareketi Gözlem Ağına ait 43 farklı ivme-ölçer istasyonu tarafından kaydedilmiştir. Ölçülen en büyük ivme değeri Doğu-Batı yönünde Fethiye istasyonu (230.06cm/sn2) tarafından kaydedilmiştir. Depremin özellikleri değerlendirildiğinde vatandaşın hissettiği depremin süresi 23 saniye olarak ölçülmüştür. Depremin meydana geldiği saatten itibaren geçen 18 saatlik zaman dilimi içerisinde büyüklükleri 1.7 ile 5.0 arasında değişen 203 adet deprem meydana gelmiştir.''

Açıklamada, bu türden depremlere öncü ya da artçı deprem değerlendirmesi yapılmasının günümüz teknolojisinde imkansız olduğu, ayrıca bilgi birikimi ve deprem konusunda yapılan araştırmaların da bu soruya cevap verememekte olduğu bildirildi. 

Açıklamada, bölgenin deprem aktivitesinin Türkiye'nin diğer bölgelerinde olduğu gibi AFAD Başkanlığı tarafından 7 gün 24 saat süreyle izlenmekte elde edilen bilgilerin www.afad.gov.tr ve www.deprem.gov.tr adresinden yayınlandığı hatırlatıldı.

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, ''Doğal afetlerden çok fazla etkilenen ve yüksek derecede risk taşıyan bir coğrafyada yaşamaktayız. Bu, kabul etmemiz ancak boyun eğmeden mücadelede etmemiz, önlemler almamız gereken bir olgudur. Afetlere yol açan olayları tamamen önleyemeyeceğimizi; ancak afet zararlarını azaltma imkanına sahip olduğumuzu da bilmekteyiz. Bu kapsamda, vatandaşlarımızın deprem yönetmeliğimize uygun yapılmış sağlam yapılarda oturması önem kazanmaktadır'' ifadeleri kullanıldı.