30
Nisan
2024
Salı
MUĞLA

Başbakan değil Başben

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Muğla'dan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a seslenerek, "Dün Bülent Arınç'ı dinledim. 'Akın üzerinde kara leke varsa temizlememiz lazım' diyor. Bülent Arınç ağabeyini bir defa dinle Recep Tayyip Erdoğan. Bülent ağabeyin ilk defa sana doğru bir yol gösteriyor. Bu yoldan git. Akın üzerine bir kara leke düşmüşse temizle." dedi.

30 Mart mahalli idareler seçimleri gezisi kapsamında iki gündür Muğla'da olan MHP Lideri Devlet Bahçeli, Ula İlçesine bağlı Akyaka beldesinde azmak kenarında sabah kahvaltısı yaptı. Daha sonra Akyaka Belediye Başkanı Ahmet Çalça'yı ziyaret ederek, partisinin rozetini taktı. Ardından semt pazarını dolaştı. Burada vatandaşlarla sohbet etti. Pazar yeri esnafının sıkıntılarını dinledi. Kendisine hediye edilen nergizle pazar yerinde gezdi. Buradan Muğla Merkez'de Büyükşehir Belediye Başkanı ile Menteşe Belediye Başkan adaylarını tanıtan Bahçeli, partililere seslendi.

"SÜREKLİ BAŞBAKAN DİYECEĞİ YERDE BAŞBEN DEMİŞTİR"

Başbakan'ın şu anki iktidar gücünü yanlış algıladığını iddia eden Bahçeli, "Bu gücünün tek sebebinin kendisi olduğuna inanmıştır. Sürekli başbakan diyeceği yerde 'Başben' demiştir. Her şeyi ben planlarım, her şeyi ben yaparım, her şey benim planladığımı gibi bir kibire ve gurura kapılmıştır. Tabi bu güce sahip olan yeni güç alanları aramaktadır. Bunlardan bir tanesi medyadır. Oraya el atmıştır, yandaş basın sahibi olmuştur. Kendisine her hangi bir sebepten yanaşmadan doğan bir basın olmuştur ve buradan almış olduğu güç ve cesaretle de basını susturmaya, kendisini anlatmayanı atmaya ve kapatmaya yönelen bir çalışmanın içerisine girmiştir. Dolayısıyla yasama, yürütme ve medyada etkin olan Sayın Başbakan aynı zamanda Yargıtay'ı da düşünmüştür. Bu dönemlerde birçok hatalar işlediği takdirde veya parti iktidar olduğu dönemde kafasının arkasında beslediği değişim ve dönüşümünden neyi amaçlamışsa onu yaparken Cumhuriyetin kazanımlarına ters düşer, Anayasa'yı ihlal eden davranışlar olursa kendisini bu yanlışlıklardan koruyacak bir zırha ihtiyaç vardır. Bu ne olabilir, Anayasa'nın üçüncü kuvveti olan bağımsız ve tarafsız yargıdır. Bunu ortadan kaldırması veya kendisine bağlaması gerekiyordu. Bunu da bağımsız yargıyı yandaş yargı haline getirip siyasallaştırma sürecine dâhil etmektir." diye konuştu.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na bağlı bazı savcıların 17 Aralık'ta bir bomba patlattığını dile getiren Bahçeli, "Bu bomba yolsuzluk ve rüşvet operasyondur. Dört bakan çocuğu, bir bakan ayrıca Halk Bankası'nın Genel Müdürü, bir ilçenin belediye başkanı, 41 tane bürokrat ve işadamı bundan çok büyük korkuya düştüler. Acaba bu yolsuzluk ve rüşvet genişletilirse benim aileme uzanabilir mi? Bana uzanabilir mi? İşte o günden itibaren Recep Tayyip Erdoğan panik ve korku içerisinde. Adalet Bakanını değiştirdi. Yerine kendine bağlı bir adama getirdi. Hakimler ve Savcılar Kurulu yasası çıkmasına fırsat vermeden hakim ve savcı kıyımı başladı. Kendisine yönelecek her türlü önüne bir set çekme gayreti içerisine girdi. Hakim ve savcıları baştan sona yenileyip Adalet Bakanına esir eden, bir hakimler ve savcılar ordusu kurmaya çalışacak bir adım attı. Bu gidişat sağlıklı değildir." ifadelerini kullandı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın tek adım diktatörlüğüne doğru ilerlediğini iddia eden Bahçeli, "Kuvvetler ayrılığı dediğimiz yasama, yürütme, medya ve yargı bir kişinin yetkisinde toplanır gibi bir kanaat olgunlaşır ise bir de başbakan buna kendisi inanıyorsa bu güç onu rahatsız eder. Bu güç onu yoldan çıkartır. Bu güç kendisine dinlemeyeni, sevmeyeni karşı duranı hainlikle suçlamaya ve sonra da ona her türlü hakareti yapmaya yöneltir. O zaman başbakanlık ona yetmez, cumhurbaşkanlığı ona yetmez, daha da ilerisi eee artık milletin 51'i bende 'Geri kalan bütün kurumları da yanıma aldım. Ben tek adamım, tek adam olarak ta diktatörlüğümü ilan ediyorum' gibi bir gaflete insana sürükler. Bugün Türkiye bu yoldadır. Bunu bugünden görmek lazım. Bugün Arap baharı yerine Arap ülkelerini alayı barut kokuyor, baharın hiçbir havası yok. Biraz evvel pazarı geziyordum yaşlı bir teyze bana bir Nergiz verdi. Nergizin kokusuyla barutun kokusu aynı mıdır?" dedi.

"DÖRT TANE BAKAN İRAN'DAN GELME 29 YAŞINDAKİ BİR ÇOCUĞUN AVUCUNA DÜŞMÜŞ"
Türkiye'de artık açlık, işsizlik ve hırsızlığın olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Ayakkabı kutuları mağazalardan inip bankalara doğru gitti. Bugün böyle bir Türkiye var. Dört tane bakan 29 yaşındaki İran'dan gelme bir çocuğun avucuna düşmüş, rüşvetle besliyor Türkiye Cumhuriyeti devletini dört bakanını. Bu ne rezil bir haldir. Bunlar ortadayken Sayın Recep Tayyip Erdoğan yanlışa yanlışla hareket etmemeli. Yanlış bataklık gibidir çırpındıkça batarsınız, doğruluk deniz suyu gibidir çırpındıkça yukarı çıkarsınız. Recep Tayyip Erdoğan yanlışlıkla bir bataklığa düşmüş çırpındıkça da batıyor. Yakında yalnız kafasını göreceksiniz. Onu da bu da dışarıda kalmasında deyip sandıkta onu da gömeceksiniz." diye konuştu.

"BÜLENT ARINÇ AĞABEYİN SANA İLK DEFA DOĞRU BİR YOL GÖSTERİYOR"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a seslenen Bahçeli şunları söyledi:

"Dün Sayın Bülent Arınç'ın ağzından da duydum: 'Akın üzerine bir kara leke düşmüşse temizlememiz lazım' diyor. Bülent Arınç bey, bazen de herkesle alay ediyor, herkesi yanılmış gibi gözüküyor, bazen de tarihi sorumluluktan kaynaklanan şuurla doğru söylüyor. Söylediği doğru şey nedir: 'Yüce Divan'ı çalıştırın demektir.' Bülent Arınç ağabeyini bir defa dinle Recep Tayyip Erdoğan. Bülent Arınç ağabeyin ilk defa sana doğru bir yol gösteriyor. Bu yoldan git. Akın üzerine bir kara leke düşmüşse temizle. Şimdi kalkmış AKP'ye Ak diyor. Akımı kalmış, bu savcıların, kolluk kuvvetleri gereğini yapmaz, adalet, yargı çalışmazsa ak öyle bir hale gelecek ki; kazandibinin karası gibi görünecek. Sende bunu temizleyemezsin."  

AA
Yayın Tarihi : 16 Şubat 2014 Pazar 17:55:43


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?