"Avrupa Birliği ve Türkiye" konulu bir konferans verdi. Bağış, Avrupa Birliği'nin 27 ülkesinin kendi içlerinde uyguladıkları kriterler nedeniyle çok daha müreffeh bir yaşam sürdüğünü açıkladı. Bakan Bağış, konuşmasında, birilerinin "AB'nin yolu Diyarbakır'dan geçer" gibi alakası olmayan bir yöne konuyu çekmeye çalıştıklarını söyledi.

Türkiye'de yeni bir süreç başladığını anlatan Bağış, şöyle konuştu: "2002 yılında AB'nin yolunun asıl geçeceği yer olan TBMM genel kurulunda iktidar muhalefet el ele verdik. 2002-2004 yılı arasında kabul edilen reform değişiklikler, atılan adımlar, yapılan anayasa değişiklikleri

Türkiye'nin AB sürecini geciktirmek için çalışan bazı Avrupalı bazı siyasetçilerin elindeki kozları teker teker ortadan kaldırdı. Bizi DGM'ler ile eleştirenlerin DGM'lerin kalkmasından sonra söyleyecek sözleri kalmadı. Bizi idamlar ile eleştirenlerin idamların kalkmasından sonra söyleyecek sözü kalmadı. YÖK yönetiminde asker olduğunu söyleyenlerin artık söyleyecek sözü kalmadı. Biz bunları iktidar ve muhalefet el ele vererek yaptık."

Çeşitli vesilelerle benzetmeler yaptığını anlatan Bağış, şunları söyledi: "AB'yi Türkiye'nin bir diyetisyeni olarak görüyorum. Aslında her birimiz sağlıklı bir yaşam sürebilmek için düzenli beslenmemiz gerektiğini, kalorisi yüksek gıdalardan kaçınmamız gerektiğini, düzenli spor yapmamız gerektiğini biliyoruz. Ama klimanın önünde oturup külahlı dondurma yemek daha keyifli geliyor. Ne zaman doktor tavsiyesine başvursak, bize bir reçete verirler ve uygulamaya başlarız. İşte 27 ülkenin uyguladığı bir reçete var ortada. 27'si de başarılı olmuş bir reçete var. 27 ülke geçmişine göre, çok demokratik, çok daha şeffaf, çok daha zengin, çok daha çağdaş ülkeler haline gelmiş. Türkiye'nin atması gereken adımlar işte o reçetede, yani Kopenhag kitreleri ve Maestro kriterleri olarak hazırlanan programda."