“Muğla İli Turizm Sektörünün Uluslararası Rekabetçi Analizi” çalışmasını yürüten uzmanlar 18 Mart Üniversitesi’nden Prof. Dr. Murat Kasımoğlu ve Boğaziçi Üniversitesi’nden Doç. Dr. İ. Hakkı Eraslan Vali Fatih Şahin’e brifing verdi. Vali Yardımcısı Recep Yüksel ile İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sebahattin Avcı, Kültür Turizm Müdürü Dr. Kamil Özer ve Muğla Ticaret Odası Temsilcisi Şükrü Altınay’ın hazır bulunduğu toplantıda Vali Şahin, 2 yıl süren çalışmanın sonuna gelindiğini belirterek “Muğla turizmine bütün olarak bakmak amacındayız. Yapılanları, yapılmayanları, yapılması gerekenleri değerlendiriyoruz. Hedefe bütün aktörlerin elbirliği ile ulaşma çabası içindeyiz” diye konuştu.

Muğla il merkezi ile birlikte Marmaris, Fethiye ve Bodrum destinasyonları için ayrı ayrı stratejik planlama yaptıklarını belirten Doç. Dr. Eraslan, Türkiye’nin dünya turizminde 7 sırada, Muğla’nın ise Türkiye’de 3. sırada olduğuna işaret ederek, “Muğla’nın rakibi Antalya, İstanbul değil, küresel rakipler olmalı. Yani Paris, Mısır, Horkong olmalı. Nasıl 10 milyon turist ağırlayıp, 20 milyar dolar kazanabiliriz? Hedef bu. 20 yılda gelinecek nokta bu. Bunun için turizmin çeşitlendirilmesi, Muğla’nın rekabetçi gücünün artırılması ve markalaşmak gerekiyor. Bu anlamda Muğla’nın geleneksel turizminin yanına ‘Sağlık Turizmi’, ‘Spor Turizmi’ ve ‘Deniz Turizmi’ başlıklarını koyduk. Bu başlıkların altında geriatri, termal, medikal, gastronomi, kongre, toplantı, tarih, kültür, inanç ve diğer turizm çeşitleri yer alıyor. Muğla’da bunların hepsini yapmak, Muğla Turizmi’ni rekabetçi hale getirmek mümkün. Ancak taklit edilmemek için çekirdek yetenekleri ortaya koyduk. Bunlar derin tarih varlığı, güçlü Türk yaşam biçimi, çekici iklim ve doğal güzellikler, kendi sekmentinde evrensel ve yerel değerlerle kozmopolit bir yapıya sahip olması. Bunların hepsini başka yerlerde bir araya getirmek zor” şeklinde konuştu.

Hazırlanan rapor çerçevesinde yapılan analiz ve stratejinin uygulanabilmesi için Muğla Valiliği ile Muğla Ticaret ve Sanayi Odası’nın birlikte öncelikle “Turizm Sektörü Konseyi”ni kurması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Murat Kazımoğlu, “Herkes markalaşmaktan söz ediyor. Markalaşmak, afişten ibaret bir şey değildir. Ürün yoksa markalaşma olmaz. Bunu yapabilmeniz için bir destinasyon yönetim modeleniz olması gerekir. O nedenle öncelikle ‘Turizm Yönetim Konseyi’ kurulmalı. Muğla’da ürün var, ama handikaplar da var. Bunların en önemlisi de Muğla’da 61 belediyenin bulunması. Bu kadar belediye demek, farklı ve çok sayıda planlama, imar ve turizm anlayışı demek. Muğla için güvenli ve güvenilir bir imaj yaratmak istiyorsanız, öncelikle Yerel yönetimler sistemi yeniden modellenmeli. Örneğin, küçük belediyeleri Marmaris’in, Bodrum’un, Fethiye’nin çevresinde toplayan özel kanun çıkarılmalı.”

Prof. Dr. Kasımoğlu, Muğla destinasyonunun İngiliz turist ağırlıklı bir profile sahip olduğuna işaret ederken de, “Bir tek pazara dayanarak turizm yapamazsınız. Bu riskli olur. Pazarlama, satış hedefinize İskandinav ve Batlık ülkelerini koymalısınız. Almanya, Polonya ve Kazakistan’a dikkat etmelisiniz. Bu ülkeler yaşlı nüfusa sahipler. Onlara yönelik öne çıkartacağınız sağlık turizmi sayesinde Muğla 12 ay turizm yapabilir hale gelebilir. Üstelik böylelikle Muğla daha az turist ağırlayıp, daha çok gelir sağlayabilir” ifadelerini kullandı.