22
Mayıs
2024
Çarşamba
MUĞLA

'Mali kriz reel sektöre kayıyor'

MHP Muğla Merkez İlçe Teşkilatı tarafından düzenlenen "Küresel Kriz ve Türkiye Ekonomisi" konulu panelde dünyayı saran ve Türkiye'yi de etkisi altına alan küresel krizin çıkış sebepleri, Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik durum, krizin Türkiye'ye etkileri ve Türkiye'nin hasardan en az düzeyde kurtulması için alınması gereken önlemler tartışıldı.


Muğla İl Özel İdare Salonunda düzenlenen panele MHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Metin Ergun, MHP İl Başkanı Fethat Kırtaş, ilçe ve belde başkanları, partililer ve oda başkanları katıldı. Dünyadaki paranın bekçiliğini yapan iki kuruluş olan IMF ve Dünya Bankası'nın 2. Dünya Savaşı'ndan sonra kurulduğunu belirten MHP İstanbul milletvekili Prof. Dr. Mithat Melen, 50 yıldır işleyen bu sistemin artık işleyemez hale geldiğini söyledi. Melen, "Dünya 1980'li yıllarda yeni bir yapılanmaya gitmeye başladı. Paradan para üretme metoduna geçildi. Bugün, dünya üzerinde 1.5 trilyon dolar günde sanal olarak el değiştiriyor. Kriz finans sektöründen çıktı. Dünya finansı aslında bu patlamayı bekliyordu. Bu yüzden gelişmekte olan ülkelere açıldılar. Dünyadaki ekonomik teoriler artık olanlara yetmiyor. 2000'li yıllardan sonra dünyanın ekonomik yapısı kaotik bir hale geldi. Çünkü arkasında teori yok. Dünya ekonomisi aslında bir satranç tahtası ve Türkiye bu satrancı okuyamıyor. Finans sektöründeki krizin ardından reel sektörde çatlamalar olacak ve asıl bekleyen ciddi tehdit bu. Dünyadaki reel sektördeki motor yavaşlarsa, Türkiye'deki motor stop eder. Bu Türkiye'ye de gelecek. Türkiye'nin sorunu bu krizle de ilgili değil. Türkiye zaten 1.5 yıldır krizin içindeydi. Dünya mevcut ekonomik sistemin yeterli olmadığını gördü ve yeni bir yapılanma süreci var G-20. Türkiye bu yapılanmanın içinde yer almalı. Bu meseleler TBMM'ye getirilmesi lazım. Ama hükümet maalesef getirmedi" dedi.

"HÜKÜMET SEÇİM EKONOMİSİ UYGULAMAMALI"
MHP olarak kurdukları Küresel Krizi İzleme Komitesi'nin sürekli krizi izlediğini belirten MHP Antalya Milletvekili Prof.Dr. Tunca Toskay, Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu durumu değerlendirdi. Ekonominin iyi veya kötü olduğunun en önemli ölçütünün büyüme hızı olduğunu söyleyen Toskay, "2004-2008 yılları arasında Türkiye'nin ekonomik büyüme hızı istikrarlı bir şekilde düşüyor. Maliye bakanı enflasyon hedefini gerçekçi hedef olarak gösterdi ve yüzde 4'ü tutturacaklarını söyledi, ancak enflasyon yüzde 11.9'a çıktı. Dış ticaret 2002 yılında 15.5milyar dolarken, 2007'de 63 milyar dolara çıktı. 2008 sonunda 70 milyar dolara çıkması sürpriz olmayacak. İthalatın ihracatı karşılama oranı 2006'da yüzde 59.5 iken 2008'de yüzde 57.5'e düştü. Cari açığı biz 2002 yılında 1.5 milyar dolar olarak teslim etmiştik, 2008 yılında 48.7 milyar dolara çıktı. Mevcut hükümet 1923-2002 yılları arasındaki cari açıkların toplamından daha fazla cari açık verdiler ve rekor kırdılar. Ekonomi büyürse işsizlik azalır. Gençlerdeki işsizlik oranı yüzde 18.3. 2002 yılında iç ve dış borcumuz 221 milyar dolardı. 2008'de 521 milyar dolara çıktı. Bu da bir rekor. Bankacılık kesimimiz sağlam diyorlar, bir şey olmaz diyorlar. Neden sağlam? Çünkü 1999 yılında Bankacılık Yasasını, biz çıkardık, BDDK'yı biz kurduk onun için sağlam. Hükümet bu krize rağmen şimdi de seçim ekonomisi uygulayacak. Bu çok tehlikeli. Eğer hükümet bunu yaparsa gelecekte çekeceğimiz sıkıntılar korkunç olur" diye konuştu.

"REEL SEKTÖR ÖNCELİKLİ OLMALI"
Türkiye'nin krizden en az zararla çıkması için alınacak tedbirler konusunda bilgi veren Sermaye Piyasası Kurulu eski Başkanı Prof. Dr. Doğan Cansızlar, krizin ayak seslerinin 2006 yılında duyulmaya başladığını belirterek, "Tsunami kıyılara yani Türkiye'ye yeni vurmaya başladı. Hükümet bunun önlemini almadı. Bu ihmalkarlık olmasaydı krizi daha az hasarla atlatabilirdik. Kriz önce finans sektöründe çıktı ve reel sektöre geliyor. Türkiye'nin alacağı tedbirler finans sektörü değil, reel sektör öncelikli olmalı. Reel sektörde şirketlerin daha iyi koşullarda kredi olanakları sağlanmalı" şeklinde konuştu. Cansızlar, konuşmasını şu ifadelerle sonlandırdı:
"Hükümet Varlık Barışı diye bir şey getirdi. 150 milyar dolardan bahsedilmiştir. Fakat bu miktarda para gelmesi mümkün olmamıştır. Mevlana Yasası çıktı dediler. Nasıl ve ne olursa olsun, gel diyorlar. Bu halde kara para aklama cenneti tehlikesi ile karşı karşıyayız. Yabancı yatırımcıya her türlü teşvik ve kolaylık sağlanırken yerli yatırımcıya yapılmıyor, bu ayrım ortadan kaldırılmalı. Enerji ve doğal gaza zam üstüne zam yapılıyor. Bu kriz ortamında hükümet rahatlatacağı yerde, daha da sıkboğaz ediyor.
Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok"

iha
Yayın Tarihi : 17 Kasım 2008 Pazartesi 15:01:45


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?