Muğla’da turizmin çeşitlendirilmesi için ortaya koydukları değişik projelerin yavaş yavaş yaşama geçmeye başladığını belirten Vali Hüseyin Aksoy, "Muğla’nın bugüne kadar en ciddi rakibi, Antalya idi. Bundan sonra Muğla’nın rakibi yine Muğla’nın kendisi. Artık Muğla olarak, Türkiye turizminde değil, Akdeniz turizminde varız, diyoruz. Uygulamaya koyduğumuz projelerle, Muğla’nın bütün potansiyellerini harekete geçirdik. Önümüzdeki kış, Fethiye Eren Dağı’nda kayak merkezini faaliyete geçiriyoruz. Bodrum’da eğlencenin yanında termal turizmi başlatıyoruz. Sondajlar olumlu. Yani Muğla’da artık yaz-kış turizm olacak" dedi.

Muğlalı turizmcilerin geçmiş dönemlerde hızlı bir gelişme ve tanıtım atağı yapamadıkları için Antalya’nın gerisinde kaldıklarını belirten Aksoy, "Ancak Muğla’daki kültür, doğa, tarih ve turizm çeşitliliği hiçbir ilimizde yok. Bu nedenle son 5 yıldır başlattığımız alternatif turizm ve tanıtım atağını emin adımlarla sürdürüyoruz. Bu yıl hedefimiz 3.5 milyon turist ağırlamak. Önümüzdeki 3 - 5 yıl içerisinde de Muğla 10 milyon turist ağırlayacaktır" diye konuştu.

Muğla’nın son yıllarda ’alternatif turizmde’ sadece Türkiye’nin değil, Akdeniz’in önemli merkezlerinden biri olmaya aday olduğunun altını çizen Aksoy, "Turizmimizi çeşitlendirip, 12 aya yaymaya çalışırken bunları ’sürdürülebilir çevre ve turizm anlayışı’ içinde yapıyoruz" derken, deniz kirliliği nedeniyle son zamanlarda turizm sektörü ile kültür balıkçılığı sektörü arasında sıkıntı yaşandığını belirtti.

Aksoy, "Turizm bölgelerinde hassas dengelerin çok iyi korunması gerekiyor. Biz valilik olarak balıkçılık ve turizm sektörlerini birbirlerine rakip değil, destekçi görmek istiyoruz. Biri olmaz ise, diğeri de olmaz. Turizm yaparken, balığı ithal edecek halimiz yok. Ancak planlama sorunu var. Yer seçiminde her iki taraf tamam diyebilmeli. O nedenle özellikle mavi yolculuğun gözde merkezlerinden Gökova Körfezi’ne kesinlikle balık çiftliği kurulmasına izin vermeyeceğim. Gökova’da balık çiftliği olmayacak" şeklinde konuştu.

Bu konu ile ilgili görüşlerini yazılı olarak ilgili bakanlıklara bildirdiğini belirten Aksoy, "En iyisi, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı yetkilileri bir an önce bir araya gelmeliler ve yeniden bölgenin envanteri çıkartılarak kalıcı yer tespitleri yapılmalı. Belirlenecek yer 20 - 30 yıllığına planlanmalı. Yarın burası da olmadı dememeliyiz" ifadelerini kullandı.

İHA

Yayın Tarihi : 12 Haziran 2005 Pazar 13:01:24

Güncelleme :11 Temmuz 2005 Pazartesi 14:51:56